Kategori: Kültür Sanat

  • skate. Hakkında Son Bilgilerin Yer Aldığı Geliştirici Günlüğü Yayına Girdi!

    skate. Hakkında Son Bilgilerin Yer Aldığı Geliştirici Günlüğü Yayına Girdi!

    Electronic Arts ve Full Circle, skate. oyununun geliştirilme süreci, oynanış dinamikleri, San Vansterdam, ses özellikleri ve daha fazlası hakkında bilgi vermek üzere en son Geliştirici Günlüğü videosunu yayınladı.

    Bölümün tamamını izlemek ve önemli detayları almak için bu adresi ziyaret edebilirsiniz:

    Geçtiğimiz Cuma günü SGF Live Showcase’de gösterime giren, Tim Robinson’ın San Vansterdam’ı ve paten karakterlerini kurarken yer aldığı aksiyon-komedi skecini de bu adresten izleyebilirsiniz.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Mimarlık Dünyasında Dijital Devrim Başlıyor”

    Mimarlık Dünyasında Dijital Devrim Başlıyor”

    Yeni özellikleriyle mimarlarımızı pek çok yenilik bekliyor. Türkiye’de ilk kez faaliyete geçen MOON, mimarlar ve üreticiler için neden vazgeçilmez bir kaynak olacak? İşte cevaplar:

    1. Kapsamlı Online Ürün Kütüphanesi MOON, mimarların ihtiyaç duyduğu her türlü malzeme ve ürünü tek bir çatı altında toplar. Gelişmiş akıllı arama motoru ve detaylı filtreleme seçenekleri sayesinde, hayalinizdeki projeler için en uygun malzemeleri birkaç saniye içinde bulabilirsiniz. Bu durum, hem zaman tasarrufu sağlar hem de projelerinizde sınırlarınızı zorlamanıza olanak tanır.

    2. Detaylı Ürün Bilgileri ve Teknik Destek Her ürün için sunulan detaylı bilgiler ve teknik dokümantasyon, mimarların doğru malzemeleri seçmelerine yardımcı olur. 3D modellemeler, montaj talimatları ve bakım önerileri gibi çeşitli bilgiler, projelerinizin her aşamasında size rehberlik eder.

    3. İş Birliği ve Ağ Oluşturma İmkanları MOON, mimarları, üreticileri ve diğer tasarım profesyonellerini bir araya getirir. Bu sayede mimarlar, projelerini paylaşabilir, iş birlikleri kurabilir ve global bir ağın parçası olabilir. Ayrıca, platform üzerindeki etkileşimler yeni iş fırsatları yaratır ve mesleki gelişim için zemin hazırlar.

    4. Yenilikçi Araçlar ve Teknolojiler MOON Platform, Artırılmış Gerçeklik (AR) teknolojileri ve interaktif tasarım araçları sunarak, mimarların tasarımlarını müşterilere ve iş ortaklarına etkileyici bir şekilde sunmalarını sağlar. Bu teknolojiler, tasarımların gerçek mekânlarda nasıl görüneceğine dair gerçek zamanlı bir önizleme sunar ve müşteri memnuniyetini artırır.

    5. Etkili Proje Yönetimi ve Sunum Araçları MOON, şartname hazırlama, maliyet analizi ve proje sunumları gibi süreçleri kolaylaştıran araçlarla donatılmıştır. Mimarlar, projelerini daha hızlı ve etkin bir şekilde yönetebilir, böylece daha fazla projeye odaklanma şansı bulur.

    Üreticiler için Endüstriyel Yenilik ve Genişleyen Pazarlar

    MOON, üreticiler için özel olarak geliştirilen özelliklerle, endüstri standartlarını yeniden belirliyor. Üreticilerin MOON’dan neden vazgeçemeyeceklerine dair bazı nedenler:

    1. Kapsamlı Ürün Sergileme Ürünlerinizi, teknik detaylar ve çizim dosyaları dahil olmak üzere, MOON platformunda tam anlamıyla sergileyin. Ürün kimlik kartınızı oluşturarak, mimarlar ve tasarımcılar ile paylaşmaya hazır hale getirin ve ürünlerinizin bilgilerini tüm dünyaya açın. MOON yapay zeka teknolojisi sayesinde, ürün bilgilerinizi Türkçeden dilediğiniz dile kolaylıkla çevirebilir ve ürün kimlik kartlarınızı istediğiniz dilde yayınlayabilirsiniz.

    2. Kolay ve Etkin Erişim ile Sürekli İletişimde Kalın MOON platformu üzerinden, mimarlar, iç mimarlar ve tasarımcılar, tek bir tıklama ile ürünlerinize sorunsuz bir şekilde erişebilirler. Üç boyutlu MOON Board sahneleri aracılığıyla, ürünlerinizi kullanarak, diledikleri kombinasyonları oluşturup tasarımlarını şekillendirebilirler. Bu esneklik, onların şartnamelerini kolayca ve etkili bir şekilde oluşturmalarına olanak tanır. Bu yenilikçi yaklaşım, ürünlerinizin daha geniş bir kitleye ulaşmasını ve sektörde fark edilmesini sağlar.

    3. Yorum ve Etkileşim Mimarların ürünleriniz hakkındaki yorum ve değerlendirmeleri sayesinde geri bildirim alarak, ürünlerinizi sürekli geliştirme fırsatı bulursunuz. Olumlu yorum ve puanlamalar ile rakiplerinizden kendinizi ayrıştırıp öne çıkarsınız.

    4. MoonBoard Sahneleri ile Tanışın Mimarlar, MoonBoard aracılığıyla ürünlerinizi seçerek hayal ettikleri mekânları yaratmak için kullanabilirler. Ürünleriniz, MoonBoard sahnelerinde fonksiyonları ve tüm olası kombinasyonları ile üç boyutlu olarak sergilenmektedir. Artırılmış Gerçeklik (AR) teknolojisi sayesinde, kullanıcılar anında ürünlerinizi mekânda deneyimleme fırsatı bulur. Bu özellik, ürünlerinizin dijital ortamda kolayca deneyimlenmesini sağlayarak satış ve pazarlama potansiyelini önemli ölçüde artırır.

    5. Ürün Çeşitliliği ve Özelleştirme Ürünlerinizin çeşitliliğini ve seçeneklerini sergilemek artık çok daha kolay. Mimarlar, MoonBoard sahneleri aracılığıyla, ihtiyaçlarına en uygun şekilde ürünlerinizi özelleştirebilir, tüm ürün kombinasyonlarını anında listeleyebilir ve üç boyutlu olarak görüntüleyebilirler. Bu, hem ürünlerinizin özelliklerini detaylı bir şekilde göstermenizi sağlar hem de kullanıcıların ihtiyaçlarına en uygun seçimleri yapmalarına olanak tanır.

    Moon’un Girişimcilik Hikâyesi: Mimaride Yenilikçi Bir Platformun Doğuşu

    Pazarlama, perakende, dış ticaret, işletme ve uluslararası ilişkiler üzerine eğitimini tamamlayan Sefer Doğan Özdoğan’ın kurduğu MOON, mimarlar, üreticiler ve tasarımcıları bir araya getirerek sektördeki dönüşümün öncüsü oluyor. İngiltere merkezli başlayan bu yolculuk, artık Türkiye’de de devam ediyor ve MOON, burada da sektöre yeni bir soluk getiriyor.

    Bir İlham Kaynağı Olarak MOON Sefer Doğan Özdoğan, girişimcilik ruhunu küçük yaşlardan itibaren göstermiş, başarılı işlerine bir yenisini daha eklemiştir. MOON platformu, yapay zeka ile desteklenerek kullanıcıların ve üreticilerin yaşadığı eksiklikleri ortadan kaldırmak için tasarlandı. Bu platform, mimarlık ve tasarım dünyasında yenilikçi bir dönüşüm yaratmayı amaçlıyor.

    İlklerin Platformu Türkiye’de ilk kez mimaride bir araya gelen yaratıcılık, inovasyon ve girişimcilik kavramları, MOON ile yeni bir boyut kazanıyor. Platform, kullanıcıların ihtiyaçlarına yönelik çözümler üreterek, onların iş süreçlerini kolaylaştırıyor ve sektörel işbirliklerine zemin hazırlıyor. Bu özelliklerle MOON, üreticilere ve tasarımcılara geniş bir pazar sunuyor.

    Yenilik ve İşbirliği ile Dolu Bir Yolculuk MOON’un arkasındaki güçlü vizyon, Sefer Doğan Özdoğan ve ekibinin tutkusuyla şekilleniyor. Platformumuz, sadece ekonomik değil, sosyal alanda da etkiler yaratarak yeni fikirlerin ve projelerin hayata geçirilmesine olanak tanıyor. Kurucumuz, bu platformla beraber, Türkiye’de ve uluslararası alanda üreticilere ve mimarlara hizmet vererek, sektörel engelleri aşmayı ve yeni işbirlikleri kurmayı hedefliyor.

    MOON’un Yörüngesinde Yerinizi Alın MOON, mimarlar, üreticiler ve tasarımcıların ihtiyaçlarını merkezine alan yenilikçi bir platform olarak, sektörde benzersiz bir konuma sahip. MOON’un sağladığı kapsamlı araçlar ve kaynaklarla, yaratıcılığınızı serbest bırakabilir ve projelerinizi yeni bir boyuta taşıyabilirsiniz. İster bir mimar, ister bir üretici veya tasarımcı olun, MOON platformunda yerinizi alarak, yenilikçi projelerinizi dünya çapında sergileme şansı bulabilirsiniz. MOON’un yörüngesinde sınırları zorlayın, sektörde öne çıkın ve iş potansiyelinizi maksimize edin.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bir oltalama saldırısının anatomisi: Siber suçlular, kurumsal e-postaları nasıl hedef alıyor?

    Bir oltalama saldırısının anatomisi: Siber suçlular, kurumsal e-postaları nasıl hedef alıyor?

    Kimlik avı saldırıları çeşitli şekillerde ortaya çıksa da, sahip oldukları değerli bilgilerin zenginliği nedeniyle genellikle kurumsal e-posta sistemlerini hedef alıyorlar. Kaspersky, işletmelerin olası ihlallere karşı savunmalarını güçlendirmelerine yardımcı olmak için bir kimlik avı saldırısının anatomisini paylaştı. 

    Mimecast’in ‘The State of Email Security 2023’ raporuna göre, ankete katılan CISO’ların %83’ü e-postayı siber saldırıların birincil kaynağı olarak görüyor. Yakın zamanda yaşanan Pepco Group vakası da oltalama saldırılarının işletmeler üzerinde yaratabileceği ciddi sonuçları gözler önüne serdi. Söz konusu perakende şirketi, Şubat ayının sonunda Macaristan’daki iştirakinin sofistike bir kimlik avı saldırısının hedefi olduğunu bildirdi. Yapılan saldırı sonucunda Pepco Group yaklaşık 15,5 milyon Avro nakit kaybetti. Bu olay, siber suçluların neden olduğu tehditlerin genişleme potansiyelini ortaya koyuyor ve kuruluşların siber güvenlik savunmalarını güçlendirmelerine yönelik kritik ihtiyacı vurguluyor. Kaspersky’nin kimlik avı önleme sistemi, 2023 yılında 709 milyondan fazla kimlik avı ve dolandırıcılık web sitesine erişim girişimini engelledi. Bu, bir önceki yılın rakamlarına kıyasla %40 artış gösterdi. 

    Bu acil soruna yanıt olarak Kaspersky uzmanları, oltalama saldırılarının gerçekleştirilme şeklini ele alan bir siber suç anatomisini paylaştı:

    1. Siber suçluların motivasyonu

    Kimlik avı saldırıları, çeşitli faktörler tarafından motive edilen siber suçlular tarafından hayata geçiriliyor. Bunlar öncelikle satılabilecek veya hileli işlemler için kullanılabilecek kredi kartı bilgileri veya oturum açma kimlik bilgileri gibi hassas bilgileri yasa dışı yollarla elde ederek finansal kazanç elde etmeye çalışıyorlar. Buna ek olarak, bazıları siyasi veya ideolojik gündemlerle ya da casusluk amacıyla da motive olabiliyor. Arkasındaki motivasyon ne olursa olsun bu saldırılar işletmeler için ciddi riskler oluşturuyor.

    2. İlk yaklaşım

    Kimlik avı saldırıları, genellikle siber suçluların kurbanları harekete geçmeye ikna etmek için tasarlanmış sahte e-postalar hazırlamasıyla başlıyor. Bu e-postalar genellikle hedef kişi veya kurumun meslektaşları, iş ortakları veya saygın kuruluşlar gibi güvenilir kaynaklardan gelen meşru iletişimleri taklit ediyor. Saldırganlar, bu noktada güvenilirliği artırmak için gönderen adreslerini taklit etmek veya kurumsal markayı kopyalamak gibi taktikler kullanıyor. Son derece ikna edici ve kişiselleştirilmiş kimlik avı e-postaları oluşturmak için sofistike algoritmalardan yararlanan yapay zeka destekli kimlik avı saldırılarının ortaya çıkmasıyla durum daha da kötüleşiyor. Bu durum, bu tür tehditleri tespit etme ve bunlarla mücadele etme zorluğunu daha da artırıyor.

    3. Aldatıcı içerikler ve teknikler

    Oltalama saldırılarının başarısının temelinde insani zaaflardan faydalanmak yatıyor. Siber suçlular psikolojik manipülasyon tekniklerinden yararlanarak kurbanları e-postanın meşruiyetini iyice değerlendirmeden, düşünmeden hareket etmeye zorluyorKimlik avı e-postaları, alıcıları kandırmak ve istenen yanıtları elde etmek için çeşitli stratejiler kullanıyor. Yaygın kullanılan teknikler arasında şunlar yer alıyor:

    • Sahte iddialar: E-postalar aciliyet veya önem iddia ediyor, alıcıları sözde kötü sonuçlardan kaçınmak veya algılanan fırsatları yakalamak için hızlı hareket etmeye çağırıyor.
    • Sosyal mühendislik: Saldırganlar e-postaları kişiselleştirerek ve mesajları alıcıların ilgi alanlarına, rollerine veya endişelerine uygun hale getirerek kurbanı cezbetme olasılığını artırıyor.
    • Kötü niyetli bağlantılar ve ekler: Kimlik avı e-postaları genellikle kimlik bilgilerini toplamak, kötü amaçlı yazılım yüklemek veya yetkisiz işlemler başlatmak için tasarlanmış sahte web sitelerine bağlantılar veya kötü amaçlı ekler içeriyor.

    4. Tespitten kaçmakE-posta güvenlik filtreleri ve kimlik avı önleme çözümleri tarafından tespit edilmekten kaçınmak için siber suçlular sürekli olarak taktiklerini geliştiriyor ve gelişen siber güvenlik önlemlerine uyum sağlıyor. Algılama sistemlerini atlatmak ve saldırılarının etkinliğini artırmak için gizleme teknikleri, şifreleme yöntemleri veya URL yeniden yönlendirmesi kullanılıyor.

    5. Başarılı oltalama saldırılarının sonuçları

    Kimlik avı saldırıları başarılı olduğunda, sonuçları kuruluşlar için çok ciddi olabiliyor. Kurumsal e-posta sistemlerinin ihlali hassas verilere yönelik yetkisiz erişime, mali kayıplara, itibar kaybına ve mevzuat uyumsuzluğuna yol açabiliyor. Dahası, ele geçirilen e-posta hesapları, İş E-postası Gizliliğinin İhlali (Business Email Compromise – BEC) veya veri sızıntısı gibi başka siber saldırılar için dayanak noktası olarak kullanılabiliyor.

    Etkiyi azaltma stratejileri

    Kurumsal e-posta sistemlerini hedef alan oltalama saldırılarına karşı korunmak, kuruluşların sağlam siber güvenlik önlemleri almasını ve çalışanların oltalama mesajlarına yönelik farkındalık ve en iyi uygulamalar konusunda eğitmesini gerektiriyor. İdeal etki azaltma stratejileri arasında çalışan eğitimi, çok faktörlü kimlik doğrulama, olay müdahale planlarının oluşturulması ve gelişmiş e-posta filtreleme ve güvenlik çözümlerinin devreye alınması yer alıyor.

    Kaspersky Bulut ve Ağ Güvenliği Ürün Grubu Başkanı Timofey Titkov, şunları söylüyor: “Günümüzün değişken tehdit ortamında, işletmeler sürekli büyüyen bir dizi siber riskle karşı karşıya. Burada e-posta tabanlı saldırılar özellikle sinsi bir tehdit oluşturuyor. Kaspersky olarak, işletmelerin kendilerini bu gibi tehditlere karşı savunmalarına yardımcı olmak için kurumları sağlam siber güvenlik çözümleriyle donatmanın kritik önem taşıdığının farkındayız. Kaspersky Security for Mail Server çözümümüz, gelişmiş içerik filtreleme özelliklerini en son makine öğrenimi teknolojisiyle birleştirerek, gelişen yapay zeka destekli kimlik avı saldırıları dahil olmak üzere kurumsal posta sistemleri için benzersiz koruma sağlıyor. İşletmeler, çözümlerimizden yararlanarak kimlik avı saldırılarına ve diğer kötü niyetli tehditlere karşı kendilerini proaktif bir şekilde savunabilirler ve hassas verilerinin güvenliğini ve bütünlüğünü sağlayabilirler.” 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Microsoft ve LinkedIn'in ortak çalışması olan 2024 Work Trend Index, çalışanların yapay zeka kullanımının hızla arttığını gösteriyor

    Microsoft ve LinkedIn'in ortak çalışması olan 2024 Work Trend Index, çalışanların yapay zeka kullanımının hızla arttığını gösteriyor

     31 ülkede 31 bin kişiyle yapılan görüşmelerin analizini içeren rapor, çalışma hayatında yapay zeka temelli teknolojilerin giderek daha fazla kullanılacağına işaret ediyor. Son bir yıl içinde profillerine Copilot ve ChatGPT gibi yetkinlikler ekleyen LinkedIn üyelerinin sayısında 142 kat artış görülüyor. Teknik işlerde çalışmadığı halde yapay zeka becerilerini geliştirmek amacıyla LinkedIn’in eğitim programlarından faydalanan profesyonellerin sayısı ise %160 artmış durumda. Deneyimli fakat yapay zeka yetkinliği bulunmayan bir çalışan yerine daha az deneyimli fakat yapay zeka yetkinliklerine sahip bir çalışanı işe almayı tercih edeceğini belirten liderlerin oranı ise %71.

     

    Yapay zekanın her alanda kullanılmaya başlanmasıyla birlikte, değişime ayak uydurmak isteyen şirketler ve çalışanların üzerindeki baskı da arttı. Yapay zekanın iş hayatında kullanımının zorunlu hale geldiğini düşünen ve ROI’ye (yatırımın geri dönüşü) olan etkisini göstermek isteyen yöneticilerin çoğu, iş yapay zeka kullanımını bireyselden çıkarıp bütüne yayma konusunda gerekli planları yapma ve hayata geçirmeye gelince yetersiz kalıyor. Bazı meslek profesyonelleri çalışma pazarının çehresini değiştiren yeni yapay zeka ekonomisi nedeniyle işlerini kaybetmekten korkarken, veriler toplumun farkında olmadığı bir yetenek açığı sorununa işaret ediyor. Mevcut tabloda yeteneklerini geliştirmeye ve yeni bir kariyer yoluna girmeye hazır olanlar için büyük fırsatlar olduğu görülüyor.

     

    Yapay zekanın çalışan ekosisteminde uzmanlığı da demokratize ettiğini belirten Microsoft CEO’su Satya Nadella, “Son araştırmamız yapay zekanın organizasyonların daha doğru kararlar verebilmesi, daha iyi iş birliği yapabilmesi ve bunların sonucunda  daha iyi sonuçlar elde edebilmesi için büyük fırsatlar sunduğunu ortaya koyuyor” dedi. LinkedIn CEO’su Ryan Roslansky ise, “Yapay zeka işlerin tanımını değiştirirken bizim de yeni rehberlere ihtiyaç duyduğumuz ortada. Organizasyonların içinde yetenek gelişimine alan açma; durağanlık yerine çevikliği teşvik ederek rekabet avantajı yaratma; daha verimli ve etkileşimi yüksek ekipler oluşturma sorumluluğu liderlere düşüyor” diyerek liderlerin kültür değişiminde oynadığı rolün önemine vurgu yaptı.

     

    Microsoft’un LinkedIn ile iş birliği içinde hazırladığı ve çalışanların yapay zeka kullanım tercihlerini mercek altına alan yeni Work Trend Index Raporu, yapay zekanın iş gücünün dönüşümünü geniş anlamda nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. 31 ülkede 31 bin kişiyle yapılan görüşmelerin analizini içeren rapor hazırlanırken aynı zamanda LinkedIn’de yükselişte olan işe alım trendlerinin, trilyonlarca Microsoft 365 üretkenlik sinyalinin ve Fortune 500 müşterileriyle yapılan araştırmaların da dikkate alındığı belirtiliyor. Rapor, meslek profesyonellerine ve yöneticilere yapay zekayı işlerine entegre etmek için nasıl aksiyon alacakları konusunda fikir veriyor. Raporda öne çıkan 3 başlık şöyle;

     

    1. Çalışanlar iş yerinde yapay zeka kullanmak istiyor ve bunun için şirketlerin harekete geçmesini beklemeyecekler

    Bilgi çalışanlarının %75’i iş yerinde yaratıcı yapay zeka kullanıyor. Yapay zekayı son 6 ay içinde kullanmaya başlamış olanların oranı ise %46. Baskı altında ve çok yoğun şekilde çalışanlar, yapay zekanın kendilerine zaman kazandırdığını, yaratıcılığı artırdığını ve önemli işlere odaklanmalarını mümkün kıldığını belirtiyor. Yöneticilerin %79’u yapay zeka kullanımının rekabet gücü kazanmak için hayati önem taşıdığına inanırken; %59’u yapay zekanın sunduğu üretken çıktının miktarını ölçemediğinden şüphe duyuyor. %60’lık bir kesim ise şirketinin yapay zeka uygulamalarının hayata geçirilmesi için gerekli plan ve vizyona sahip olmadığını düşünüyor. Liderler, bireysel üretkenliğin getirisini tüm organizasyona yayma baskısı hissederken çalışanlar organizasyonların harekete geçmesini beklemiyor; yapay zeka kullanan çalışanların %78’i kendi yapay zeka araçlarını iş yerine getiriyor.

     

    1. Yapay zeka çalışanlar için çıtayı yükseltiyor ve kariyer bariyerlerini yıkıyor

    Work Trend Index Raporu yapay zeka çağında daha fazla çalışanın kariyer değişimine sıcak baktığını gösteriyor. İstihdam açığının bulunduğu pozisyonlarda yapay zeka yetkinliği yüksek adayların işe alınma şansı artıyor. Öte yandan liderlerin %55’i siber güvenlik, mühendislik ve yaratıcı tasarım gibi alanlarda açık pozisyonlara uygun adaylar bulabileceğinden şüphe duyduğunu ifade ediyor. Dünya çapında çalışanların %46’sı önümüzdeki sene içinde işinden ayrılmayı düşündüğünü belirtiyor ki bu 2021’den bu yana ölçülen en büyük artış olarak kayıtlara geçiyor. Liderlerin 3’te 2’si yapay zeka yetkinliğine sahip olmayan birini işe almayacağını söylerken; çalışanların sadece %39’unun şirketlerinden yapay zeka eğitimi aldığı görülüyor. Deneyimli fakat yapay zeka yetkinliği bulunmayan bir çalışan yerine daha az deneyimli fakat yapay zeka yetkinliklerine sahip bir çalışanı işe almayı tercih edeceğini söyleyen liderlerin oranı ise %71. Bu bakış açısı çalışanların bireysel çabalarıyla yetkinliklerini artırmaya gayret etmelerine neden oluyor. Son bir yıl içinde profillerine Copilot ve ChatGPT gibi yetkinlikler ekleyen LinkedIn üyelerinin sayısında 142 kat artış görülüyor. Teknik işlerde çalışmadığı halde yapay zeka becerilerini geliştirmek amacıyla LinkedIn’in eğitim programlarından faydalanan profesyonellerin sayısı ise %160 artmış durumda. Çalışanlarını yapay zeka araçlarıyla güçlendiren organizasyonlar en yetenekli çalışanları bünyesinde toplamayı başarıyor.

     

    1. İleri seviye yapay zeka kullanıcılarının sayılarındaki yükseliş bize ne anlatıyor?

    Araştırma, yapay zeka kullanıcıları arasında farklı profillerin olduğunu ortaya koyuyor. Şüpheciler nadiren yapay zekaya başvururken power user denilen ileri seviye kullanıcılar çok sık yapay zekaya başvuruyor. Şüphecilere kıyasla ileri seviye kullanıcıların yapay zeka ile gündelik iş akışını yeniden şekillendirdikleri ve günde 30 dakikadan fazla zaman kazandıkları görülüyor. Bu tip kullanıcıların %90’ı yapay zekanın üstlerindeki iş yükünü daha idare edilebilir seviyeye indirdiğini ve işi de daha keyifli hale getirdiğini dile getiriyor. İleri seviye kullanıcıların çalıştığı şirketin yönetimi tarafından yapay zekanın işini nasıl dönüştürebileceği konusunda teşvik edilme ihtimali %53 oranında artarken; şirketinden spesifik bir pozisyon için kişiye özel hazırlanmış yapay zeka eğitimi alma ihtimali de %35 oranında artıyor. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • United Payment Money 20/20'de dev iş birliklerine yenilerini ekliyor

    United Payment Money 20/20'de dev iş birliklerine yenilerini ekliyor

    Son iki yıldır Money 20/20 sponsorlarından biri olan United Payment, etkinliğe tüm ülke yöneticilerinin de dahil olduğu geniş bir kadroyla katıldı. Sektörde dünyanın en büyük para transferi şirketleri ile partner olan United Payment bu sene devler ligine yenilerini eklemek üzere harekete geçti. 

    Türkiye’nin lider fintek şirketi United Payment, global arenada güçlü iş ortakları ile birlikte gövde gösterisi yapmayı sürdürüyor. Uluslararası arenalarda gerçekleştirdiği çalışmalarla dikkatleri üzerine çeken United Payment, fintek alanındaki dünyanın en büyük etkinliklerinden Money 20/20’de bu yıl üçüncü kez stant açarak yer aldı. 4-6 Haziran tarihlerinde Amsterdam’da gerçekleştirilen etkinlikte United Payment geçen yıl olduğu gibi yine en büyük sponsorlar arasına ismini yazdırdı. 10 binin üzerinde katılımcının yer aldığı etkinlik boyunca United Payment, sektörün önde gelen temsilcilerinden pek çok ziyaretçiyi standında ağırladı. United Payment ayrıca, DEİK Dijital Teknolojiler İş Konseyi FinTek Komitesi’nin önderliğinde düzenlenen “DEİK Pavilyonu”nun da sponsorluğunu üstlendi. 

    United Payment en çok ilgi gören finteklerden biri oldu

    Türkiye, Azerbaycan, Romanya, Gürcistan ve İngiltere’nin yanı sıra açılacağı yeni ülkelerle ilgili çalışmalara devam eden United Payment, operasyonlarını sürdürdüğü tüm ülke yöneticilerinin yer aldığı geniş bir katılımla Money 20/20’de hazır bulundu. 72 metrekare alanla etkinliğin en büyük standlarından birine sahip olan United Payment, çalışmalarıyla en çok ilgi gören şirketlerden biri oldu. 

    United Payment Money 20/20 etkinliğinde ayrıca Hollanda Büyükelçisi Selçuk İnal, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan ve Başkan Yardımcısı Necip Fazıl Kaymak’ı ağırladı. Beş farklı pazarda faaliyet gösteren United Payment’in başarı hikayelerini ve sektöre yön verecek önerilerinin paylaşıldığı toplantılarda, Türk fintek ekosisteminin globaldeki yükselişi ve finans ofisinden beklentileri üzerine verimli sohbetler gerçekleştirdi.

    50’ye yakın Türk şirketi ile 500’ün üzerinde Türk katılımcı yer aldı

    Etkinlik boyunca United Payment sponsorluğu ve DEİK Dijital Teknolojiler İş Konseyi FinTek Komitesi önderliğinde hayata geçirilen DEİK Pavilyonu ile fintek alanında faaliyet gösteren startup’lar global firmalarla tanışma ve yurtdışına açılma konusunda önemli fırsatlar elde etti. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Dijital Teknolojiler İş Konseyi’nin Fintech Komitesi Başkanı ve United Payment CEO’su İlker Sözdinler, “Türkiye fintek alanında gerek teknoloji altyapısı gerekse finansal yönden dünyanın en iyileriyle yarışabilecek düzeyde yer alıyor. Ancak Türk şirketlerinin global pazarlara açılma ve satış gücünü artırmaya yönelik bazı ihtiyaçları ve eksiklikleri söz konusu. Bu noktada DEİK Dijital Teknolojiler İş Konseyi Fintek Komitesi ülkemizdeki teknolojileri globale açma vizyonuyla hayata geçirildi ve çalışmalarını da kapsamlı olarak devam ettiriyor. Money 20/20 gibi fuarlar da finteklere ve startup’lara yurtdışına açılma konusunda önemli fırsatlar sunuyor. Money 20/20’de 500 metrekare üzerindeki stant alanına sahip 50’ye yakın Türk şirketi ile 500’ün üzerinde Türk katılımcı yer aldı. Bu kapsamlı katılım ve Türk şirketlerine gösterilen yoğun ilgi ülkemiz ve sektörümüz için umut verici gelişmelerin habercisi niteliğinde. Biz United Payment olarak daha önceki fuar deneyimlerimizde büyük partnerlerle önemli işbirlikleri elde ettik ve bölgesel açılım fırsatları bulduk.   Bundan sonra da buradaki tecrübemizle Türk şirketlerinin önünü açmak istiyoruz” dedi.

    ‘Azerbaycan’da e-para lisansını alan uluslararası ilk ve tek şirketiz’ 

    İlker Sözdinler, Money 20/20 etkinliğindeki izlenimlerini de şu şekilde aktardı: “United Payment olarak bölgesel büyüme stratejimiz doğrultusunda Money 20/20 etkinliğini çok önemsiyor ve yıl boyunca bu fuar için ciddi bir hazırlık süreci gerçekleştiriyoruz. Bu sene de Money 20/20 için çok çalıştık, çok yorulduk ve çok verimli sonuçlar elde ettik. Standımızda görüştüğümüz ziyaretçiler tarafından özellikle Azerbaycan’daki ilk ve tek e-para lisansını  alan uluslararası şirket olmamız büyük övgü ve yoğun ilgi ile karşılandı. Fuar boyunca da bu yönde pek çok soru ve işbirliği talepleri aldık. Azerbaycan’da iş yapmak isteyen birçok marka ile görüşmeler gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra Afrika pazarına da giriş yapma planlarımızı hayata geçiriyoruz. Büyük haberi sona sakladık: lider olduğumuz para transferi konusunda devler ligindeki oyuncularla partnerlik yapıyoruz, bu ligden çok önemli birkaç oyuncu ile daha kayda değer ilerleme sağladık, çok yakında haberlerini vereceğiz.”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • ViewSonic'ten Rekabetçi Babalar İçin Oyun Moniyörü

    ViewSonic'ten Rekabetçi Babalar İçin Oyun Moniyörü

    Oyun sever babalar, XG272-2K-OLED oyun monitörünün 240 Hz yenileme hızıyla rakiplerine karşı önemli bir üstünlük sağlayacak.

    Babalar Günü yaklaşırken “Acaba ne hediye alsam?” diye düşünenlere çözüm önerileri ile yetişen ViewSonic, oyun sever babalara özel olarak tavsiye ettiği, dünyanın ilk Blur Buster 2.1 sertifikasına sahip monitörü olan XG272-2K-OLED oyun monitörü ile rekabetçi babalara rakipleri karşısında üst düzey bir avantaj sağlıyor. Üstün teknolojisiyle ön plana çıkan XG272-2K-OLED, babaların oyun deneyimini yeni bir seviyeye taşıyacak.

    AMD FreeSync Premium teknolojileri ile donatılmış olan XG272-2K-OLED, NVIDIA G-Sync uyumlu olması sayesinde ekran yırtılması ve takılmaları ortadan kaldırarak oyunculara kusursuz bir oyun deneyimi sunuyor.

    Canlı Görseller ve Akıcı Oyun Deneyimi

    27 inç boyutundaki XG272-2K-OLED, 2K QHD (2560 x 1440) çözünürlüğe sahip OLED paneliyle öne çıkıyor. Bu özellik sayesinde, oyunların en ince ayrıntılarını bile canlı ve keskin bir şekilde görüntüleyebilirken, 240 Hz yenileme hızı ve ultra hızlı 0,01 ms piksel, 0,02 (GTG) tepki süresi ile oyunlar hiç olmadığı kadar akıcı kılınabiliyor.

    Şık Tasarım ve Ergonomi

    XG272-2K-OLED, ergonomik beyaz tasarımı ve canlı RGB aydınlatmasıyla sadece performansıyla değil, görünümüyle de dikkat çekiyor. Şık tasarımı ile oyun tutkunlarına eşsiz bir deneyim sunan XG272-2K-OLED, güçlü sistemlerin vazgeçilmez parçaları arasında yer alıyor.

    Kullanım kolaylığı ile de ön plana çıkan XG272-2K-OLED, beraberinde gelen uzaktan kumanda ile OSD menüsünde, girişlerde ve oyun modlarında kolayca gezinmeyi mümkün kılarken, oyuncuların ayarları hızlı ve zahmetsizce yapabilmesini sağlıyor.

    Teknik özellikler

    • 27 inç 2K QHD (2560 x 1440) ekran
    • 240 Hz yenileme hızı
    • Nvidia G-Sync ile görüntülerde yırtılma olmadan oyun deneyimi
    • Ergonomik beyaz tasarım ve canlı RGB aydınlatma
    • 0,01 ms piksel, 0,02 (GTG) tepki süresi
    • Dünya’nın ilk Blur Buster 2.1 sertifikasına sahip monitörü

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Blizzard Entertainment, World of Warcraft ve Diablo IV ek paketlerinin yaklaşan çıkış tarihlerini Xbox Showcase'de duyurdu!

    Blizzard Entertainment, World of Warcraft ve Diablo IV ek paketlerinin yaklaşan çıkış tarihlerini Xbox Showcase'de duyurdu!

    Blizzard Entertainment Başkanı Johanna Faries şunları söyledi: “World of Warcraft: The War Within ve Diablo 4: Vessel of Hatred’in çıkış tarihlerini açıklamak üzere Xbox Showcase’de diğer muhteşem geliştiricilerle birlikte burada olmak çok heyecan verici.” “Bu sürümler, World of Warcraft’ın 20. yıl dönümü kutlamalarını da içerecek şekilde önümüzdeki birkaç ay boyunca heyecan verici olacak bir dönemi başlatıyor – daha fazlasını yılın ilerleyen dönemlerinde paylaşacağız.”

    World of Warcraft: The War Within

    Eve dönme zamanı geldi! Azeroth’u boşluğun işgalci güçlerinden kurtarma yolculuğu,World of Warcraft ‘ın iddialı yeni Worldsoul Saga’ya ilk girişi ve oyunun 10. genişleme paketi olan The War Within’in 26 Ağustos’ta dünya çapında piyasaya sürülmesiyle başlıyor. Çıkış tarihini duyuran sinematik ilk gösterimini Xbox Showcase’de yaptı ve buradan izlenebilir. Epic Edition’ı veya fiziksel koleksiyoncu sürümünü satın alan oyuncular, 23 Ağustos‘ta erken erişim başlatıldığında küresel lansmandan önce oyuna başlayabilecekler

    Warcraft serisi şu anda 30. yılını kutluyor,  World of Warcraft ise bu yılın sonlarında 20. yılını kutlayacak. Yaklaşan küresel lansmanı kutlamak için WoW ekibi, yeni ve geri dönen oyuncuları bu fantastik dünyayı keşfetmeye davet etmek ve oyuncuları boşluğun habercisi Xal’atath’a karşı savaşmaya hazır hale getirmek için yeni ve sınırlı süreli bir “Azeroth’a Hoş Geldiniz” paketini duyurdu.

    Fiyatı 22.99 EUR olan bu paket şunları içeriyor:

    • Dragonflight genişletmesi

    • Seviye 60 karakter takviyesi

    • 60 Günlük oyun süresi

    World of Warcraft, Battle aracılığıyla Windows® PC’de mevcuttur. The War Within hakkında daha fazla bilgi için  web sitesini ziyaret edin.

    Ekran görüntüleri, videolar ve diğer öğeler için Blizzard Basın Merkezi’ni ziyaret edin. 

    Diablo IV: Vessel of Hatred

    Diablo IV 2023’te bomba bir çıkış yaptı ve heyecanla beklenen ilk genişletmesi Vessel of Hatred, 8 Ekim‘de satışa sunulacak. Açılış sineması ilk gösterimini burada izleyebileceğiniz Xbox Showcase’de yaptı. Oyun içi kozmetik ödüllere anında erişim için artık ön satın alımlar mevcut.

    Sizi bekleyen karanlığa hazırlanın:

    • YENİ SINIF: SPRIRITBORN — Ormanın en üstün yırtıcıları arasında yer alan Spiritborn, Diablo serisinde tamamen yeni bir sınıftır. Yalnızca Nahantu ormanlarının derinliklerinde uyandırılabilecek mistik sinerjilerle savaşla güçlendirilmiştir. Spiritborn’lardan biri olun ve bu kadim medeniyetle iç içe geçmiş ruhani Ruhları kucaklayın.

    • YENİ BÖLGE: NAHANTU — Diablo IV‘ün sırlarla, tehlikeli yeni Zindanlarla, Kalelerle ve savaşan Kabilelerden gelen vahşi iblislerle dolu yeni orman bölgesi Nahantu’yu keşfedin.

    • HAREKETE DEVAM ETDiablo IV olaylarının hemen ardından geçen Vessel of Hatred, siz Neyrelle’i Mephisto’nun ruhu üzerindeki sıkı hakimiyetinden kurtarmak için savaşırken, hâlâ onu kontrol altına almak için yaptığı seçimin sersemlemiş hali olan karanlık hikayeyi sürdürüyor. Neyrelle’i aramak, hapsedilmiş Prime Evil ile boğuşurken sizi kadim ormanın derinliklerine götürüyor. Yeni düşmanlar her hareketinizi kuşatıp sonunuzu planlarken Mephisto’nun karanlık planını çözmeye çalışın. Neyrelle’in ruhunun kaderi ve onun bu Prime Evil’in Sanctuary’i yok etmesini engelleme yeteneği sizin ellerinizde.

    • YENİ OYUN GÜNCELLEMELERİ — Vessel of Hatred ayrıca tüm Diablo IV oyuncuları için yeni sınıf becerileri, efsanevi glifler, zindan türleri, Fısıltı Ağacı aktiviteleri ve daha fazlasını içeren devasa güncellemelere sahiptir.

    • Nahantu’nun yoğun çalılıkları ve ötesindeki savaş arayışınızda yeni Paralı Askerler size katılabileceği için asla yalnız savaşmayın. Bu güçlü müttefikler ilerledikçe güçlenir ve her biri savaşta size yardımcı olacak benzersiz yeteneklerle donatılmıştır.

    • Arkadaşlarınızla birlikte çalışarak hedefleri tamamladığınız ve çok seviyeli bir zindanda boss katlettiğiniz, aynı zamanda ganimet ve ödüller kazandığınız yeni bir ortak PvE modu.

    Dijital Ön Satın Alma Sürümleri ve Bonuslar

    Vessel of Hatred, Standart sürüm (39,99 EUR), Deluxe sürüm (59,99 EUR) ve Ultimate sürüm (89,99 EUR) olarak dijital ön satın alıma açıktır. Diablo IV ve Vessel of Hatred, Windows® PC, Xbox Series X|S, Xbox One, PlayStation®5, PlayStation®4, Steam’de platformlar arası oyun ve çapraz ilerlemenin yanı sıra ikisi yan yana oynama da dahil dört oyuncuya kadar co-op özelliğine sahiptir. Vessel of Hatred oynayabilmek için temel oyuna sahip olmanız gerekir. Her dijital sürüm, Sanctuary’deki maceranızı geliştirecek bir veya daha fazla öğe içerir:

    • Standart Sürüm: Kar leoparı evcil hayvanı Alkor’u ve Diablo Immortal’da bir Annenin Ağıtı Efsanevi mücevherini içerir*

    • Deluxe Sürüm: Standart sürümdeki her şeyin yanı sıra evcil köpek Hratli’yi, Nahantu Savaş Kedisi Bineği** ve Diablo IV*’te Premium Sezonluk Savaş Bileti Kilidini Açmayı içerir.

    • Ultimate Sürüm: Deluxe sürümdeki her şeyin yanı sıra Nahantu Unearthed Armor paketini, kaplan evcil hayvanı Natalya’yı, 3.000 platin, Wings of the Faith Kozmetik’i ve Nahantu temalı bir şehir portalını içerir.

    * Ayrı olarak indirilir. Kullanılabilirlik platforma ve bölgeye göre değişir.

    ** Kullanmadan önce binek erişiminin kilidi oyun içinde açılmalıdır.

    Diablo IV, Windows® PC, Xbox Series X|S, Xbox One, PlayStation®5, PlayStation®4 ve Steam’de mevcuttur.

    Diablo IV hakkında daha fazla bilgi için lütfen Diablo4’u ziyaret edin.

    Ekran görüntüleri, videolar ve diğer öğeler için Blizzard Basın Merkezi’ni ziyaret edin.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Yapay Zekâda Başarının Anahtarı: Yapay Zekâdan Sorumlu Yöneticiler

    Yapay Zekâda Başarının Anahtarı: Yapay Zekâdan Sorumlu Yöneticiler

    Boudreau’ya göre bu roller için işe alım, kuruluşların büyüme, üretkenlik, gelişmiş deneyim ve inovasyon gibi hususları dengelemeleri, değerlendirmeleri ve yapay zekâ stratejilerine liderlik etmelerinde önemli bir yol olarak önem kazanıyor.

    Her geçen gün giderek daha da önemli bir teknoloji hâline gelen yapay zekâya ayak uydurmak için dünya genelinde kuruluşların ve hükûmetlerin adeta bir yarış içerisinde olduğu görülüyor. Kuruluşlar, en son ve en gelişmiş teknolojilerin benimsenmesini nasıl hızlandıracakları ve koordine edecekleri konusunda stratejiler geliştiriyor. Yapay zekânın büyümeyi nasıl destekleyebileceği, üretkenliği nasıl artırabileceği, deneyimleri nasıl geliştirebileceği ve inovasyonu nasıl hızlandırabileceği ise cevap aranan en önemli sorular arasında yer alıyor. Dell Technologies Yapay Zekâ Çözümleri Başkanı Jeff Boudreau, “doğru anlayan” bir lider belirlemenin, yapay zekânın gücünü ortaya çıkarmaya çalışan kuruluşlar için teknolojinin kendisi kadar önemli olduğunu söylüyor:

    Yapay zekâ yöneticisi pozisyonu son beş yılda üç kat arttı

     “Bu roller için işe alım, kuruluşların büyüme, üretkenlik, gelişmiş deneyim ve inovasyon gibi hususları dengelemeleri, değerlendirmeleri ve yapay zekâ stratejilerine liderlik etmelerinde önemli bir yol olarak önem kazanıyor. Amerika Birleşik Devletleri Yönetim ve Bütçe Ofisi (OMB) kısa bir süre önce tüm federal kurumların bir Yapay Zekâ Baş Sorumlusu atamasını öngören bir hükûmet politikası yayımladı ve FedScoop’a göre, ABD federal kurumlarının üçte ikisi bunu yerine getirdi. Dell tarafından yapılan bir araştırma, küresel olarak yapılan ankete katılan kuruluşların yaklaşık yüzde 20’sinin yapay zekâ stratejisini belirlemek için merkezî bir ekip veya birey belirlediğini, bir başka rapor ise yapay zekâ yöneticisi pozisyonlarının sayısında son beş yılda üç kat artış yaşandığını ortaya koydu.” 

    Tüm sektörlerde 120’den fazla Yapay Zekâ Baş Sorumlusu görev yapıyor

    “Yapay Zekâ Baş Sorumluları kuruluşlar operasyonlarını optimize etmeye ve yapay zekâyla rekabet avantajı sağlamaya çalışırken kritik bir rol oynuyor. Kamu sektörü için Yapay Zekâ Baş Sorumlusu vatandaşa yönelik hizmetleri iyileştirmeyi sağlamanın yanı sıra inovasyonu ve rekabeti teşvik eden bir yapı ve rehberlik sunabiliyor. Özel sektör için Yapay Zekâ Baş Sorumlusu kurum içinde verimliliği artırabiliyor, ekip üyeleri için daha fazla üretkenlik ve son müşterileri için daha iyi bir deneyim sağlayabiliyor. Yapay Zekâ Baş Sorumluları dünyasında yer alan kıdemli biri olarak Dell Technologies’de 25 yılı aşkın bir süre çalıştıktan sonra geçtiğimiz Eylül ayında bu göreve geldiğimde sadece 30 şirket Yapay Zekâ Baş Sorumlusu atamıştı. Şu anda tüm sektörlerde 120’den fazla Yapay Zekâ Baş Sorumlusu var ve her geçen sayıları daha da artıyor.”

    Yapay zekâ  yöneticilerine tavsiye: Kuruluşunuzun genel YZ stratejisini anlayın

    “Yapay Zekâ Baş Sorumlusu olarak görev yaptığım süre boyunca birçok müşterimiz bu rolle ilgili ve kendi kurumlarında nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda benden rehberlik istedi. Her kuruluş farklı olsa da bu teknolojiyi benimsemek ve kullanmak isteyen diğer YZ liderleri için birkaç tavsiyenin kıymetli olacağına inanıyorum. Lütfen kuruluşunuzun genel YZ stratejisini anlayın. YZ ile elde etmek veya yaratmak istediğiniz şey nedir? Kaliteli veri neye benziyor ve kaliteli veriyi belirleme süreci nedir? Hedeflerinizi veya sonuçlarınızı net bir şekilde anlamadan, doğru yönetişim modeli, veri stratejisi ve gelecek için YZ başarısına yol açan genel teknoloji yatırımları ile ilgili kararlarda hızlı bir şekilde ilerlemek oldukça zor. Yapay zekâyı benimsemek için herkese uyan tek bir yaklaşım yok. Bir kuruluş için işe yarayan bir şey başka bir kuruluş için işe yaramayabiliyor. Örneğin, her üretken yapay zekâ kullanımı için aynı altyapı yatırımı gerekmeyecektir veya her iş yükü bulutta çalışmayacaktır. Sektöre özgü büyük dil modellerinden (LLM’ler), şirket içinde ve uçta, yani tam da verilerin olduğu yerde, verimli bir şekilde çalışabile,  amaca yönelik daha küçük modellere kadar geniş bir model yelpazesi bulunuyor. Hedeflerinizi ve neyi başarmak istediğinizi net bir şekilde tanımlayın ve ardından yapay zekâ ile buna nasıl yaklaşmanız gerektiğini veya yaklaşıp yaklaşmayacağınızı belirleyin.

    Yapay zekâya üç farklı bakış açısı

    “Yapay zekâya teknolojinin ötesinde bütünsel bir odakla yaklaşın. Bizler, Yapay zekâya üç farklı bakış açısıyla yaklaşıyoruz: İş tarafı, liderlerin yapay zekânın dönüştürücü potansiyelinin farkına varmasını, doğru kullanım durumlarıyla bundan nasıl yararlanılacağını, liderlerin katılımını sağlamasını ve test ederek ve öğrenerek bunu işlerine uygulama fırsatlarını belirlemesini gerektiriyor. Bu aynı zamanda, erken uyum sağlamak için İK, hukuk, iletişim ve diğer kritik disiplinleri içerecek şekilde teknik odakların yanı sıra liderliği de içeriyor. Teknik taraf, yapay zekâ teknolojisinin temellerinin anlaşılmasını ve gerçek dünyadaki sorunları çözmek için nasıl kullanılabileceğini derinlemesine anlamayı gerektiriyor.İnsan tarafında, yapay zekâ stratejinizin arkasındaki nedeni çalışanlara, müşterilere ve iş ortaklarına uyumlu bir liderlikle iletmek çok önemli. Bu, iç paydaşlar arasında benimsenmesi için destek oluşturuyor ve yapay zekânın daha iyi, daha etkili yollarla çalışmamızı nasıl sağladığını anlatıyor. Öte yandan, YZ inovasyonu geniş ve açık bir ekosistem gerektiriyor. Açıklık, teknoloji ekosistemi genelinde fırsat eşitliği sağlıyor ve inovasyon ve esnekliğe daha fazla erişim yoluyla yeni YZ ilerlemelerinin elde edilmesini destekliyor. Gerçekten de açık modeller ve teknolojiler, Dell de dâhil olmak üzere yapay zekâyı erken benimseyen birçok şirketin yolculuğunu hızlandırdı. Açık modellere ve teknolojilere erişim, ilerlemeyi hızlandırarak hükûmetler ve endüstriler genelinde küresel bir inovasyon motoru oluşturabilir.”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Siber güvenlik spot ışığı altında: Halka açık uygulamaların arkasına gizlenen risklere dikkat

    Siber güvenlik spot ışığı altında: Halka açık uygulamaların arkasına gizlenen risklere dikkat

    Web sitelerinden API’lere ve web hizmetlerine kadar uzanan bu uygulamalar, kuruluşların dijital vitrini olarak hizmet veriyor ve dünya genelindeki kullanıcılara temel hizmetleri ve bilgileri sağlıyor.

    Ancak Kaspersky, en son Olay Müdahale raporunda, halka açık uygulamaların siber suçlular tarafından kurbanların sistemine sızmak için kullanılan en yaygın saldırı vektörü olmaya devam ettiğini ortaya koydu. Bu bulgular ışığında, siber güvenlik uzmanları bu gibi uygulamaları kullanan işletmelerin siber dayanıklılıklarını korumalarına yardımcı olmak için yönerge yayınladı.

    En son Kaspersky Olay Müdahale Raporu 2023’e göre, halka açık uygulamaları tehlikeye atmak en yaygın siber saldırı yöntemi olmaya devam etti ve söz konusu uygulamaların üçte biri bilinen güvenlik açıkları üzerinden saldırıya uğradı. Bu güvenlik açıklarının yarısından fazlasının 2021 ve 2022’de keşfedilmiş olması dikkat çekiciydi. Tespit edilen ilk vektöre vakaların %42,37’sinde rastlandı.  

    Bu endişe verici gelişmeler üzerine Kaspersky, halka açık uygulamaların siber güvenlik risklerine ilişkin kurumların farkında olması gereken bulguları şöyle sıraladı:

    Halka açık uygulamaları anlamak

    Halka açık uygulamalar, internet üzerindeki kullanıcılar tarafından erişilebilen yazılım uygulamalarını ve hizmetlerini kapsar. Genellikle bir kuruluşun ağındaki çalışanlar tarafından kullanılan dahili uygulamaların aksine, halka açık uygulamalar internet bağlantısı olan herkes tarafından erişilebilecek şekilde tasarlanmıştır. Bu uygulamalar e-ticaret platformları, müşteri portalları, sosyal medya ağları ve çevrimiçi bankacılık sistemleri gibi çeşitli amaçlara hizmet eder.

    Siber güvenlik riskleri

    Dijital iş operasyonlarındaki kritik rolleri göz önüne alındığında, halka açık uygulamalar internete maruz kalmaları nedeniyle genellikle siber suçlular tarafından sıkça hedef alınırlar. Halka açık uygulamalarla ilişkili siber güvenlik tehlikelerinden bazıları şunlardır:

    • Veri ihlalleri: Halka açık uygulamalar genellikle müşteri verileri, ödeme detayları ve fikri mülkiyet gibi hassas bilgileri depolar. Bu uygulamalara yönelik başarılı bir siber saldırı, veri ihlallerine yol açarak gizli bilgilerin açığa çıkmasına ve mali kayıplara neden olabilir.
    • Kötü amaçlı yazılım bulaşmaları: Siber suçlular, kullanıcıların cihazlarını tehlikeye atmak veya hassas bilgileri çalmak için halka açık uygulamalara kötü amaçlı yazılım enjekte edebilir. Web sayfalarına gizlenmiş kötü amaçlı kodlar, kullanıcıların cihazlarına bulaşarak verilere yetkisiz erişime veya finansal dolandırıcılığa yol açabilir.
    • Kimlik avı saldırıları: Halka açık uygulamalar, siber suçluların kullanıcıları kandırarak oturum açma bilgileri veya finansal ayrıntılar gibi hassas bilgileri ifşa etmeye çalıştığı oltalama saldırıları için başlıca hedeflerdir. E-posta, sahte web siteleri veya sosyal medya bağlantıları aracılığıyla gerçekleştirilen oltalama saldırıları, durumdan şüphelenmeyen kullanıcıları kandırmak için halka açık uygulamalardaki güvenlik açıklarından yararlanabilir.
    • DDoS saldırıları: Siber suçlular, halka açık uygulamaların kullanılabilirliğini bozmak ve meşru kullanıcılara hizmet verilmesini engellemek için bu uygulamalara karşı DDoS saldırıları düzenleyebilir. DDoS saldırıları, uygulamanın sunucularını yoğun trafik eşliğinde kullanılamaz hale getirerek altyapıyı alt üst edebilir ve kuruluşlar için kesinti sürelerine ve mali kayıplara neden olabilir.
    • SQL enjeksiyonu ve siteler arası komut dosyası oluşturma (XSS): SQL enjeksiyonu ve siteler arası komut dosyası oluşturma gibi güvenlik açıkları, siber suçlular tarafından halka açık uygulamalardaki verileri manipüle etmek veya çalmak için kullanılabilir. Bu saldırılar, web uygulamalarının temel kodunu hedef alarak saldırganların rastgele komutlar yürütmesine veya web sayfalarına kötü amaçlı komut dosyaları enjekte etmesine olanak tanıyabilir.

    Kuruluşlar, halka açık uygulamalarla ilişkili siber güvenlik risklerini anlayarak ve proaktif güvenlik önlemleri uygulayarak siber tehditlere karşı dayanıklılıklarını artırabilirler ve günümüzün birbirine bağlı dünyasında dijital varlıklarını ve itibarlarını koruyabilirler.

    Kaspersky Global Acil Durum Müdahale Ekibi Başkanı Konstantin Sapronov, konuya dair şu bilgileri paylaştı: “Kuruluşlar dijital etkileşimi artırmak için halka açık uygulamalara giderek daha fazla güvenirken, bu platformlarla ilişkili siber güvenlik riskleri de buna bağlı olarak yükseliyor. Veri ihlalleri ve kötü amaçlı yazılım bulaşmaları gibi olaylar, işletmeler ve müşterileri açısından yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Kaspersky olarak, siber olaylara hızlı ve etkili yanıt vermenin önemini anlıyor ve kurumların siber tehditleri tespit etmesine, bunlara yanıt vermesine ve bunlardan kurtulmasına yardımcı olmak için özel Olay Müdahale hizmetleri sunuyoruz. Sağladığımız bu destek sayesinde işletmeler siber güvenlik duruşlarını güçlendirebilir ve dijital varlıklarını güven altına alabilirler.” 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Sahte iş ilanları nasıl anlaşılır?

    Sahte iş ilanları nasıl anlaşılır?

    Uzaktan çalışma olanaklarının artması, iş yapma şekillerinin değişmesi, dünyanın farklı yerlerinde iş bulabilme olanaklarının çoğalması bir çok avantajla birlikte  bir çok riski de bereberinde getiriyor. Dijital güvenlik şirketi ESET sahte iş ilanları üzerinden dolandırıcılık yapanları gündeme taşıyarak, iş ararken dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

    İş dolandırıcılığına karşı korunmak birçok açıdan değerlendirilmelidir. İlk olarak, kimlik dolandırıcılığının kurbanı olmamak için sosyal medyadaki gizlilik ayarlarınızı kısıtlayın ve herkese açık görünürlüğü olan herhangi bir hesap da dahil olmak üzere kişisel olarak tanımlanabilir bilgileri asla isteyerek çevrimiçi olarak sunmayın. Potansiyel işvereninizi doğrulamadan asla bilgilerinizi vermeyin.  Doğrulanmamış veya güvenilmez görünen hesaplardan gelen rastgele e-postalara veya sahte iş teklifi içeren mesajlara karşı dikkatli olun.

    • Şirketin ve kişinin var olup olmadığını kontrol edin: Yasal işletme adı, adresi, kaydı, çevrimiçi varlığı ve potansiyel haber içeriklerini araştırın.
    • İşletmenin ya da işe alım yapan kişinin sosyal medya profillerini inceleyin: Dil bilgisi hataları, gönderilerinde garip tarih kesintileri ve sürekli çevrimiçi etkinlik eksikliği olup olmadığına bakın .
    • Gerçek kişilerden gelen tepkilerine bakın: Önceki işverenlerden ve iş arkadaşlarından gelen tavsiyeler, sertifikalar, başkalarının paylaşımlarına verdikleri gerçek tepkilere bakın.
    • Diğer iş kurullarındaki gönderileri veya geçmiş faaliyetlere göz atın: Diğer kurullarda ne kadar çok gönderileri varsa, gerçek olma olasılıkları o kadar yüksektir. Mümkünse, yerel panolardaki gönderilerini de kontrol edin, ancak bu gerçekliği garanti etmez.

    Küçük hatalar da fark yaratabilir. Dolandırıcılar genellikle daha gerçekçi görünmek için şirket çalışma sayfalarını yeniden oluştururlar ancak bu sayfalar da bazı fark edilebilir niteliklere sahip olabilir:

    • Web sitesi güvenliği: Sahte web sitelerinde HTTPS sertifikası olmayabilir, bu da güvensiz ve kötü niyetli bir sitenin işareti olabilir.
    • Bağlantılar: Bunlar, yazım hataları gibi birçok belirti içerebilir. Ayrıca bağlantılar sizi belirtildiği gibi aynı konuma götürmek zorunda değildir. Bu nedenle tıklamadan önce bağlantının üzerine gelin ve tarayıcı pencerenizin sol alt tarafındaki araç ipucunda amaçlanan konumu kontrol edin.
    • Şüpheli sorular: Hiçbir şirket iş görüşmesi sırasında banka hesap numaranızı, sosyal güvenlik numaranızı, kimliğinizi veya benzer bilgileri istemez. Halihazırda bir çalışan değilseniz (ve doğrulanmış İK temsilcileriyle görüşmediyseniz), bu tür bilgileri istemeleri mümkün değildir.

    Yazım hataları: Sahte web sitelerinde çok sayıda yazım veya dilbilgisi hatası, üslup sorunları veya ilk başta fark edilmeyebilecek kasıtlı karakter değişiklikleri olabilir (örneğin “Oracle” yerine “0racle” kullanılması)

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı