Kategori: Kültür Sanat

  • Honor of Kings 20 Haziran'da tüm dünyaya açılıyor

    Honor of Kings 20 Haziran'da tüm dünyaya açılıyor

    20 Haziran itibarıyla küresel çapta tüm mobil cihazlarda oynanabilecek olan Honor of Kings, oyun severleri uluslararası takımlar oluşturup savaş arenasında mücadele etmeye davet ediyor.

    Dünyanın en çok oynanan mobil MOBA oyunu Honor of Kings, yaptığı son açıklamayla Kuzey Amerika, Avrupa, Japonya ve Türkiye’den sonra küresel olarak oyun severlerle buluşuyor. 20 Haziran’dan itibaren tüm mobil MOBA severleri oyuna davet eden Geliştirici TiMi Studio Group ve yayıncı Level Infinite, bu haberi kutlamak için tüm oyuncuları oyun içi etkinliklere davet ediyor.

    Açıklamaya göre oyuncular oyun içi çekiliş etkinliğine katılarak aşağıdaki ödülleri kazanma şansını yakalayabilirler:

    • Büyük Ödül: Tüm Kostüm ve Tüm Kahraman ayrıcalıklarına sahip olma

    • 1’incilik Ödülü: 500 Sınırlı Süreli Jeton

    • 2’ncilik Ödülü: 18.888 Cevher

    • Güneş Işığı Bereket Ödülü: Katılan tüm oyunculara 200 Elmas

    Espor Haberleri: Invitational Sezon 2

    29 Haziran’da tüm gözler S2 Invitational’a ev sahipliği yapacak olan Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da olacak. Güneydoğu Asya, Brezilya, Türkiye, MENA, Latin Amerika, ve Avrupa takımlarıyla beraber Açık Seri Split 1’in şampiyonu olan toplam 12 takım 300.000 dolarlık ödül havuzundan en yüksek payı almak için savaşacaklar. 

    Ayrıca bu turnuvada ilk 8’de yer alan takımlar, bu yaz Riyad’da düzenlenecek Esports Dünya Kupası sırasında gerçekleşecek olan Honor of Kings Invitational Midseason’a doğrudan katılım hakkı elde edecekler.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • ASRock Yeni 180Hz Yenileme Hızına Sahip Monitörlerini Duyurdu!

    ASRock Yeni 180Hz Yenileme Hızına Sahip Monitörlerini Duyurdu!

    PG27QFT2A ve PG27QFT1B modeli monitörler, 180Hz yüksek tazeleme teknolojisini, 27 inç QHD yüksek çözünürlüklü IPS panellerle birleştiriyor. Olağanüstü derecede akıcı görüntüleri sayesinde oyuncuların en iyi oyun deneyimini yaşaması ve oyunlarda rakiplerinden bir adım önde olması hedefleniyor.

    Çığır Açıcı 180Hz Yüksek Tazeleme Hızı

    Sadece hızlı değil, artık çok daha hızlı! ASRock Phantom Gaming 180Hz oyuncu monitörü serisi yeni bir hız akımını başlatıyor ve geleneksel 144Hz oyuncu monitörlerine kıyasla %25’lik bir artış sağlıyor. Bu artış sayesinde hareket bulanıklığı ve ekran yırtılmaları giderilerek temiz ve akıcı bir görüntü deneyimi sunuluyor. Yüksek tazeleme hızına sahip monitörler sadece oyuncular için değil, aynı zamanda üreticiler için de mükemmel bir araç sunuyor. Kusursuz görüntü performansı sayesinde kurgucular, içerik üreticileri ve çok daha fazla meslek için daha iyi bir içerik üretim deneyimi sağlıyor.

    Temiz ve Canlı Görsel Performans

    PG27QFT2A ve PG27QFT1B modeli monitörler QHD çözünürlüğü sayesinde olağanüstü netliğe ve detaylara sahip görüntüler sunabiliyor. Her iki model de VESA DisplayHDR 400 sertifikasına sahip görüntü teknolojisini barındırıyor. Bu sayede hayatın renklerini en canlı hali ve en gerçekçi görüntülerle kullanıcılara sunuyor.

    Özel Entegre Wi-Fi Anteni

    Phantom Gaming, monitörlerin ayağında zekice yerleştirilmiş özelliklere sahiptir. PG27QFT2A modelinde, bir önceki nesil olan Wi-Fi 6E’den %480 daha hızlı olan en yeni Wi-Fi 7 teknolojisini destekleyen özel ve dahili bir Wi-Fi anteni yer alıyor. Basit bir şekilde anten bilgisayara bağlanıyor, böylece bilgisayarın sinyal kalitesini düşürecek dağınıklığından sıyrılarak Wi-Fi antenini masanın üstüne taşıyor. 7dBi kazanıma kadar çıkabilen anteni, çok daha hızlı ve stabil bir sinyal bağlantısını sunabiliyor. Bu sayede oyuncuların akıcı ve gecikmesiz bir oyun deneyimi almasının yanı sıra, herkes için en stabil bağlantı performansı edinmesini sağlıyor.

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • AgeSA'da Yapay Zeka İle İşe Alım Dönemi!

    AgeSA'da Yapay Zeka İle İşe Alım Dönemi!

     Artık adaylarla ilk mülakat adımının yapay zeka ile gerçekleştirileceğini belirten AgeSA İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Genel Müdür Yardımcısı Burak Yüzgül, tüm işe alım süreçlerine dahil edecekleri yapay zekanın ciddi bir zaman tasarrufu sağlamanın yanı sıra doğru iş ve doğru aday eşleşmesini kolaylaştıracağına da dikkat çekti.

    Bireysel emeklilik ve hayat sigortası sektörünün lider kuruluşlarından AgeSA’da, yapay zeka ile işe alım dönemi başladı. AgeSA, daha fazla kişiye ulaşmak ve birebir hizmetini güçlendirmek için direkt satış kadrosunu büyütme stratejisi doğrultusunda yapay zeka ile geleceği şekillendiren lider işe alım platformu OneNewOne (ONO) ile iş birliği yaptı. Mart ayı itibarıyla başlatılan iş birliği doğrultusunda projenin ilk aylarından itibaren önemli bir yol kat etti. 

    ONO ile doğru iş ve doğru aday eşleşmesini yapmak kolaylaşacak

    Artık işe alım süreçlerinde adaylarla yapılacak ilk mülakatın yapay zeka aracıyla gerçekleştirileceğini paylaşan AgeSA İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Genel Müdür Yardımcısı Burak Yüzgül “Teknolojinin sunduğu imkânları iş yapış süreçlerimize entegre ederek, mevcut ve potansiyel çalışanlarımıza en iyi deneyimi sunmaya ve verimliliğimizi artırmaya odaklanıyoruz. Yapay zekayı İK süreçlerimizde de kullanarak mevcut ve potansiyel AgeSA’lıların deneyimlerini daha çevik ve dijital hale getirerek memnuniyetlerini artırmayı hedefliyoruz. Bizimle çalışmak isteyen adaylardan gelen CV’leri hızlı ve doğru bir şekilde değerlendirmek ve seçim yapmak ciddi bir zaman alıyor. ONO bizim için farklı havuzlardan beslenerek bir aday havuzu oluşturuyor, adaylarla ilk mülakatı yapay zeka ile gerçekleştiriyor ve son olarak olumlu değerlendirdiği adayları doğrudan takvimlerimize yönlendiriyor. Bir sonraki adımda ise olumlu adaylarla envanter aşaması yine sistem üzerinden devam ediyor. İşe alım kararı verdiğimiz kişiler için referans araştırması ve teklifle süreci sonlandırıyoruz. Bu ay itibarıyla tüm bölgelerde işe alım süreçlerine yapay zekayı dahil ettik. Yapay zeka, bize ciddi bir zaman tasarrufu sağlamanın yanı sıra doğru iş ve doğru aday eşleşmesini de kolaylaştırırken süreçlerdeki verimliliğimizi de artıracak. Yeni sistemle aylık ortalama 10 kişiyi işe almayı öngörüyoruz yani bu İK İş Ortağı pozisyonunda çalışan 1 arkadaşımız kadar işe alım yapabileceği anlamına geliyor. AgeSA olarak %80 oranında oldukça yüksek bir çalışan bağlılığına sahibiz, bu memnuniyeti daha da yukarılara taşımak hedefiyle kültürel ve dijital gelişime yönelik yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” dedi.

    Dönüşümler, işveren marka algımızı yükseltiyor

    Dönüşümleri kurumsal kültürün bir parçası olarak ele alıp ilerlediklerini belirten Yüzgül,“Tüm dönüşüm çalışmalarımızın ana amacı; hızlı ve verimli süreçler tasarlamak. Çevik çalışma kültürü, verimlilik artışı, artan çalışan ve müşteri memnuniyeti hedeflerini destekleyen uygulamalar çok önemli. İK’daki stratejilerimizi, projelerimizi de buna göre şekillendiriyoruz. Yapay zeka kullanımı gibi teknolojik uygulamaları süreçlerimize dahil etmek hem mevcut ve potansiyel AgeSA’lıların hem de işveren markası algımızın yükselmesine hizmet ediyor” dedi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Türkiye Finans 'En çalışkan akıllı asistan' ARI'yı tanıttı

    Türkiye Finans 'En çalışkan akıllı asistan' ARI'yı tanıttı

    Türkiye Finans’ın dijital müşteri deneyimini geliştirme adımlarından biri olan akıllı asistan ile müşteriler birçok bankacılık işlemlerini ‘En çalışkan akıllı asistan’ ARI ile yapabilecek.

    Müşteri deneyiminde dijitalleşme adımlarına hız kesmeden devam eden Türkiye Finans yapay zekâ destekli yeni dijital kanalı akıllı asistanı ARI’yı tanıttı.  Çalışkanlığın simgesi olması nedeniyle ARI ismi verilen sohbet robotu (chatbot) ile birlikte Türkiye Finans Mobil ve İnternet Şube üzerinden birçok bankacılık işlemleri sanal asistan teknolojisi kullanarak daha hızlı ve kolay biçimde gerçekleştirilebilecek. Müşterilerden ARI’nın sunduğu hizmetler dışında bir işlem talebi gelmesi durumunda ise anında canlı destek bağlantısına yönlendirilecek. Türkiye Finans müşterilerinin, 7/24 diledikleri yerden finansal çözümlere daha hızlı ulaşmaları için Türkiye Finans Mobil’in en güncel versiyonunu kullanmaları yeterli olacak.

    “Müşteri deneyimimizi dijitalleştirmeye devam ediyoruz”

    Konuyla ilgili açıklama yapan Türkiye Finans Dijital Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Melis TOSUN ARSLAN şunları söyledi: “Hayat Mobil Bankan Mobil” mottosundan yola çıkarak müşterilerin her an her yerden başlatılabilen bankacılık yolculuklarını Türkiye Finans’ın insan odaklı teknoloji yaklaşımıyla güvenli, akıcı ve daha dijital bir hale getirdik. Sürekli geliştirdiğimiz teknolojik altyapımız ve inovasyon yaklaşımımızla müşteri deneyimimizi dijitalleştirmeye, hizmetlerimizi geliştirmeye devam ediyoruz. ‘En çalışkan akıllı asistan’ ARI ile müşterilerimizin ürün ve hizmetlerimize daha kolay erişebilmelerini ve sohbet ederek bankacılık işlemlerini gerçekleştirebilmelerini sağladık. Bankamızda dijital dönüşümü teknoloji yatırımları ve dijital kanallardan hizmet sunmanın ötesine taşıyor, ilgili teknolojik yetkinlikleri yatay olarak bankanın tüm birimlerine kazandırarak gerçekleştiriyoruz. ARI projemiz, bunun en güzel örneklerinden biri oldu. 

    Müşterilerimizin beklentilerini ve ihtiyaçlarını önemsiyoruz. Yeni dijital kanalımız ARI, müşterilerimizle en yoğun iletişim kurduğumuz Çağrı Merkezi’ne gelen soru ve taleplerin dijital teknolojilerle analiz edilmesiyle öğrenmeye ve gelişmeye devam edecek.  Bu nedenle ARI, müşteri hizmetlerini geliştiren ve operasyonel verimliliği artıran, yapay zekâ teknolojisi ile insanın el ele verdiği güçlü bir araç oldu.  ARI gibi dijital projelerle tüm müşterilerimize ve çalışanlarımıza zamanlarını hediye etmek istiyoruz.

    Müşterilerimiz yeni dijital kanalımızda menüler arası gezinerek vakit kaybetmeden ARI’ya öğretilmiş bilgiler dâhilinde işlemlerini daha hızlı yapabilecek. Buna ek olarak müşterilerimiz dilediklerinde anında canlı destekten faydalanabilecek. ARI’nın sunduğu hizmet ve işlem yelpazesini sürekli olarak güncelleyerek geleceğin dijital bankacılık dünyası için çalışmaya devam edeceğiz.” 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Avrupalı diplomatlar siber casusların hedefinde

    Avrupalı diplomatlar siber casusların hedefinde

    ESET, Lunar araç setinin en az 2020’den beri kullanıldığına inanıyor. ESET araştırmacıları taktikler, teknikler ve prosedürler ile geçmiş faaliyetler arasındaki benzerlikler göz önüne alındığında bu tehlikeleri kötü şöhretli Rusya’ya bağlı siber casusluk grubu Turla’ya atfediyor. Kampanyanın amacı siber casusluk. 

     

    Tanımlanamayan bir sunucuda konuşlandırılan ve bir dosyanın şifresini çözüp yük yükleyen bir yükleyicinin ESET Research tarafından tespit edilmesiyle süreç başladı. Bu, ESET araştırmacılarını, ESET’in LunarWeb adını verdiği, daha önce bilinmeyen bir arka kapının keşfine götürdü. Daha sonra, diplomatik bir misyonda konuşlandırılmış LunarWeb ile benzer bir zincir tespit edildi. Saldırganın, komuta ve kontrol (C&C) iletişimi için farklı bir yöntem kullanan ve ESET’in LunarMail olarak adlandırdığı ikinci bir arka kapıya da yer vermesi dikkat çekti. Başka bir saldırı sırasında ESET, LunarWeb’li bir zincirin, bir Avrupa ülkesinin Orta Doğu’daki üç diplomatik misyonunda, birbirlerinden birkaç dakika içinde eşzamanlı olarak konuşlandırıldığını gözlemledi. Saldırgan muhtemelen dışişleri bakanlığının etki alanı denetleyicisine önceden erişmiş ve bunu aynı ağdaki ilgili kurumların makinelerine yanal hareket için kullanmıştı.

    Sunucularda konuşlandırılan LunarWeb, C&C iletişimleri için HTTP(S) kullanır ve meşru istekleri taklit ederken iş istasyonlarında konuşlandırılan LunarMail, bir Outlook eklentisi olarak varlığını sürdürür ve C&C iletişimleri için e-posta mesajlarını kullanır. Her iki arka kapı da tespit edilmekten kaçınmak için komutların görüntülere gizlendiği bir teknik olan steganografi kullanmakta. Yükleyicileri, saldırganlar tarafından kullanılan gelişmiş teknikleri gösteren truva atı haline getirilmiş açık kaynaklı yazılımlar da dahil olmak üzere çeşitli biçimlerde bulunabilir.

     

    Lunar araç setini keşfeden ESET araştırmacısı Filip Jurčacko “Ele geçirmelerde farklı gelişmişlik dereceleri gözlemledik. Örneğin, güvenlik yazılımı tarafından taranmayı önlemek için ele geçirilen sunucuya dikkatli kurulum, kodlama hataları ve arka kapıların farklı kodlama stilleri ile tezat oluşturuyor. Bu durum, bu araçların geliştirilmesi ve çalıştırılmasında muhtemelen birden fazla kişinin yer aldığını gösteriyor.” dedi.

     

    Kurtarılan kurulumla ilgili bileşenler ve saldırgan etkinliği, olası ilk tehlikenin, spearphishing ve yanlış yapılandırılmış ağ ve uygulama izleme yazılımı Zabbix’in kötüye kullanılması yoluyla gerçekleştiğini gösteriyor. Ayrıca saldırgan zaten ağ erişimine sahipti, yanal hareket için çalıntı kimlik bilgilerini kullandı ve şüphe uyandırmadan sunucuyu tehlikeye atmak için dikkatli adımlar attı. Başka bir tehlikede, araştırmacılar, muhtemelen bir spearphishing e-postasından gelen eski bir kötü amaçlı Word belgesi buldular.  LunarWeb, bilgisayar ve işletim sistemi bilgileri, çalışan işlemlerin listesi, hizmetlerin listesi ve yüklü güvenlik ürünlerinin listesi gibi bilgileri toplar ve sistemden dışarı sızdırır.  LunarWeb, dosya ve süreç işlemleri ve kabuk komutlarının çalıştırılması dahil olmak üzere yaygın arka kapı yeteneklerini destekler. İlk çalıştırmada, LunarMail arka kapısı alıcıların gönderilen e-posta mesajlarından (e-posta adresleri) bilgi toplar. Komut yetenekleri açısından LunarMail daha basittir ve LunarWeb’de bulunan komutların bir alt kümesini içerir. Bir dosya yazabilir, yeni bir işlem oluşturabilir, ekran görüntüsü alabilir ve C&C iletişim e-posta adresini değiştirebilir. Her iki arka kapı da Lua komut dosyalarını çalıştırabilme gibi sıra dışı bir yeteneğe sahiptir.

    Snake olarak da bilinen Turla en az 2004’ten beri aktif, hatta muhtemelen 1990’ların sonlarına kadar uzanıyor. Rus FSB’sinin bir parçası olduğuna inanılan Turla, çoğunlukla Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu’daki hükümetler ve diplomatik kuruluşlar gibi yüksek profilli kurumları hedef almakta. Grup, 2008’de ABD Savunma Bakanlığı ve 2014’te İsviçreli savunma şirketi RUAG da dahil olmak üzere büyük kuruluşlara sızmakla ünlü. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Kaspersky, H2 2022 ve 2023 için ESG raporunu yayınladı

    Kaspersky, H2 2022 ve 2023 için ESG raporunu yayınladı

    Rapor, şirketin ESG öncelikleri olarak belirlediği beş stratejik alanı kapsıyor: Daha güvenli siber dünya, geleceğin teknolojisi, daha güvenli gezegen, insanların güçlendirilmesi, etik ve şeffaflık.

     Daha güvenli bir dünya inşa etme misyonunu 25 yılı aşkın süredir sürdüren Kaspersky, yalnızca siber koruma teknolojileri üreterek değil, aynı zamanda çok sayıda ESG projesine yatırım yaparak daha sürdürülebilir bir dünya yaratılmasına aktif olarak katkıda bulunuyor. Kaspersky, 2023 yılında şirketin uluslararası GRI ve SASB standartlarına uygun olarak hazırlanan ilk Sürdürülebilirlik raporunu paylaştı.

    Daha güvenli siber dünyayı inşa etmek

    Kaspersky, birinci sınıf güvenlik çözümleri ve hizmetleriyle tehditlerle mücadele ederek siber dirençli bir geleceğin şekillendirilmesinde önemli rol oynuyor. 200’den fazla ülke ve bölgede faaliyet gösteren Kaspersky, dünyanın dört bir yanından gerçek zamanlı istihbarat toplayarak tehdit ortamındaki çeşitli güvenlik sorunlarıyla mücadele ediyor. Bu çabalar, her gün 411 bin yeni zararlı dosyanın tespit edilmesiyle sonuçlanıyor. Kaspersky, raporlama döneminde 437 milyondan fazla siber saldırıyı önlediğini açıkladı.

    Her büyüklükteki işletme için en ciddi tehditlerden birini fidye yazılımları oluşturuyor. Kurumları bu acil tehditten korumak için Kaspersky uzmanları, 2022 ve 2023’ün ikinci yarısında 43 yeni fidye yazılımı ailesi ve bunlar üzerinde 23 binden fazla değişiklik keşfetti. Sadece 2023 yılında siber suçlular, 53 bini kurumsal ve 6 bini küçük ve orta ölçekli işletmelerle ilişkili olmak üzere binlerce kullanıcıyı saldırılarında hedef aldı.

    Kaspersky araştırmacıları, kurbanlarını kişisel cihazları üzerinden gizlice izlemek için kullanılan programlar olan stalkerware (takip yazılımı) saldırılarının sayısında da sürekli bir artış olduğunu tespit etti. Kaspersky güvenlik çözümleri bu yönde dünya çapındaki kullanıcılara yönelik 31 binden fazla saldırıyı kayıt altına aldı. Bu tür saldırıların kurbanlarını çoğunlukla taciz içeren ilişkiler yaşayan kadınlar oluşturuyor. Kaspersky, dünyanın dört bir yanındaki kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, sektör uzmanları, araştırma şirketleri ve devlet kurumlarıyla iş birliği yaparak siber taciz sorununu ele almak için çalışıyor.

    Geleceğin teknolojisini uyarlamak 

    Kaspersky, dünya çapındaki kurumları ve kullanıcıları siber tehditlere karşı korumanın yanı sıra, BT sektöründe Siber Bağışıklık yaklaşımına öncülük ederek siber esneklik çağına doğru önemli bir adım daha attı. Kaspersky, uzun yıllara dayanan başarılı deneyiminden yararlanarak, tasarım gereği güvenli olan siber-fiziksel sistemler yaratıyor. Bunlar ek siber güvenlik yazılımına veya koruma araçlarını yönetmeye gerek kalmadan doğası gereği güvenli ve emniyetli bir ortam sunuyor. Raporlama döneminde KasperskyOS üzerinde çalışan iki Kaspersky çözümü, Kaspersky Secure Remote Workspace ve Kaspersky Automotive Secure Gateway, 2022 yılında Çin’de düzenlenen Dünya İnternet Konferansında ödül aldı.

    İnovasyon bir şirketin büyümesinde çok önemli bir unsur olduğundan, Kaspersky sürekli olarak yeni uzun vadeli siber güvenlik teknolojileri geliştirmeye odaklanıyor ve ilgili alanlarda patent başvuruları yapıyor. Kaspersky, 2022-2023 raporlama dönemindeki buluşları için 231 patent aldı. Şirket ayrıca ürünlerini geliştirirken açık kaynak hareketinin gelişimine aktif olarak katkıda bulunuyor. Sadece 2022-2023 döneminde Kaspersky, tüm geliştirici topluluğunun teknolojilerine erişmesini sağlayan 20 açık kaynak projesi yayınladı.

    Çevresel etkinin azaltılması

    Ürünlerin ambalajı, dünya çapında üretilen toplam atığın yaklaşık %40’ını oluşturuyor. Kaspersky, piyasaya sürdüğü fiziksel ürünlerin sayısını azalttı ve artan sayıda bölgede çevrimiçi lisans satışına geçti. Raporlama döneminde Kaspersky’nin B2C satışlarında kutulu ürünlerin payı %11’den %7’ye düştü. Aynı zamanda elektronik lisansların ve POSA kartlarının küresel satışlardaki payı %40’a yaklaştı ve bu oran gelecekte de artacak. Çevresel ayak izini en aza indirmek için plastik ambalaj üretimini azaltmaya daha fazla katkıda bulunmak amacıyla Kaspersky, Ağustos 2023’te müşterilerini ürünlerini perakende mağazalarından satın almak yerine çevrimiçi olarak e-satın almaya teşvik etmek için “Perakendeden aboneliğe” projesini başlattı.

    Kaspersky siber güvenlik ürünleri, atmosfere karbondioksit salınımının azaltılmasına da katkıda bulunuyor. Kaspersky çözümleri, 2022’de siber suçluların sızdıkları cihazların bilgi işlem kaynaklarından yararlanarak yaptıkları madenciliği gizlemeye yönelik çabalarını açığa çıkaran 200 milyondan fazla girişim tespit etti. Bu tehditler önemli miktarda elektrik tüketiyor. Kaspersky, bireyleri gizli madencilikten koruyarak sera gazı emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunuyor ve böylece atmosfere 3 bin tona kadar karbondioksit kirliliğini önlüyor. Bu, 652 otomobilin yıllık emisyonuna denk.

    İnsanları güçlendirmek

    Şirket, çalışanlarının hem mesleki hem de kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla tüm çalışanlarına kurum içi ve kurum dışı eğitim olanakları sunuyor. İş, satış veya kişisel becerilerini geliştirmek için kurslara kaydolmalarını, yabancı dil öğrenmelerini ve kurum dışı eğitim kurslarına ve etkinliklerine katılmak için başvuruda bulunmalarını sağlıyor. Çalışanların gelişim fırsatlarını daha da genişletmek amacıyla, şirketin 2023 yılında eğitim ve gelişim harcamaları bir önceki yıla göre %13,5 oranında artırıldı.

    Kaspersky, 2022’deki Uluslararası Engelliler Günü vesilesiyle, şirketin engelli çalışanlarının mesleki ve kişisel gelişimine adanmış, istihdama dahil olma konusunu vurgulamayı amaçlayan “Zorladığımız Sınırlar” adlı şirket içi bir proje başlattı. 2023 yılında proje, Kaspersky’nin engelli iş arkadaşlarının ve engelli çocuk yetiştirenlerin yeni hikayelerini içeren bir Kaspersky web sitesi oluşturularak daha da geliştirildi ve insanlara karşılıklı desteğin değerini hatırlatmak için açık diyaloğu teşvik etti. Böylece proje ilk kez halka açık hale getirildi ve karşılıklı desteğin önemini vurgulamak için açık bir platforma dönüştü.

    Farkındalık sahibi nesiller yetiştirmek

    Sadece bireyleri siber tehditlere karşı korumak değil, aynı zamanda yeni nesil güvenli çevrimiçi kullanıcıları eğitmek ve güçlendirmek de çok önemli. Kurslar ve atölye çalışmaları sunan ve Kaspersky uzmanlığını paylaşan bir eğitim projesi olan Kaspersky Academy, 2022-2023 yılları arasında dünyanın dört bir yanından 8 binden fazla öğrenciye eğitim verdi. Çok sayıda üniversite Kaspersky Academy Alliance adlı özel programa katılarak Kaspersky’nin uzmanlığını ve en son teknolojileri öğrenci eğitimine entegre etti. 2023 yılında Suudi Arabistan’daki öğrenciler için Cyber Generation eğitim programı başlatıldı ve 90’dan fazla yetenekli genç bu programa katıldı. İlk üçe giren öğrencilere Kaspersky’nin Suudi Arabistan’da yeni açılan ofisinde staj imkanı sunuldu.

    Şirketin genç neslin refahını ve gelişimini destekleyecek bir dijital ortamı teşvik etme çabalarını hızlandıran Kaspersky, Asya-Pasifik bölgesinden başlayarak küresel Çocukların Siber Dayanıklılık Projesi’ni başlattı. Girişim kapsamında bir dizi atölye çalışması, seminer, panel ve interaktif eğitim oturumları aracılığıyla, çeşitli ülkelerdeki 120’den fazla akademik kurumdan yaklaşık bin eğitimciye ve öğrenciye olumlu yönde katkı sağlandı. Çok paydaşlı bir girişim olan Kaspersky, çocukların dijital dayanıklılık geliştirmelerine yardımcı olmak için HEAD Foundation, Coalition Against Bullying for Children & Youth (CABCY), ISAC Foundation, kamu kurumları ve devlet okullarıyla iş birliği yaptı.

    Şirket uzmanları, ebeveynlerin gelişen tehdit ortamında çocuklarını siber güvenlikle tanıştırmalarına yardımcı olmak için, çocuklara dolandırıcıların hilelerini nasıl tanıyacaklarını ve çevrimiçi ortamda güvende kalmanın önemini öğreten eğlenceli ve etkileşimli bir kitap olan ilk Kaspersky Siber Güvenlik Alfabesini tanıttı.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Assassin's Creed Serisinin En İyi Oyunları

    Assassin's Creed Serisinin En İyi Oyunları

    Assassin’s Creed 2

    2009 yılında çıkışını gerçekleştirip ilk oyunun üzerine her anlamda daha fazlasını koyan Assassin’s Creed 2, serinin büyük bir yükselişle bugünlere gelmesindeki en büyük mihenk taşı ve bu yüzden de serinin en önemli oyunu. Ezio’nun Roma, Floransa ve Venedik’te geçen hikayesi mükemmel bir atmosferle ve mimari detaylarla karşımıza çıkmıştı. Ardından gelecek her oyuna yön gösteren AC2, belki günümüzde o dönemki keyfi vermekten biraz uzak kalabilir ama yine de listenin en önemli oyunu olarak uzun yıllar varlığını sürdürecektir.

    Assassin’s Creed Odyssey

    Assassin’s Creed Origins ile büyük bir değişim geçiren seri, RPG esintilerini ve çok daha büyük bir dünyayı benimsedi. Origins Mısır’da geçen sağlam bir hikayeye sahip olsa da Odyssey’in Yunanistan’ın masmavi sularını ve renkli doğasını Yunan mitolojisiyle birleştirmesi efsanevi bir oyunun ortaya çıkmasını sağladı. Oyunda yapılacakların sonu olmadığı gibi farklı adalara seyahat etmek ve her noktada farklı bir oyun tecrübesi yaşamak oyun keyfimizi katbekat artırıyordu. Halen tercih edilebilecek oyunu dijital mağazalardan çok ucuza bulabilirsiniz.

    Assassin’s Creed Valhalla

    Eğer Yunanistan veya Yunan mitolojisi radarınızda yoksa ve İskandinavya’ya ilerleyip Vikinglerin Assassin’s Creed’le olan bağını keşfetmek isterseniz, Valhalla şu an sahip olabileceğiniz en iyi oyunlardan bir tanesi. Eivor’un hikayesini konu alan oyunun haritası o kadar, ama o kadar büyük ki haftalarınızı bu oyunun başında geçirmeniz mümkün. İskandinav mitolojisine de değinen oyun, hem aksiyonu, hem de gizliliği içerisinde barındıran bir oynanışa da sahip. Şiddetle tavsiye ediyoruz.

    Assassin’s Creed 4: Black Flag

    2013 yılında piyasaya çıktığında büyük beğeni toplayan Black Flag, bunu iki önemli noktayla başarmıştı: Korsanlar ve korsan gemileriyle seyahat. Herkesin ilgisini çeken temalardan biri olan korsanlık, Assassin’s Creed’in oynanışı ve hikayesiyle birleşince sürükleyici bir hikaye de ortaya çıkmış oldu. Seride ilk defa gemilerin kullanılabilmesi ise oyuna apayrı bir heyecan getirmişti; bir korsan gemisiyle gezmenin ötesinde, diğer gemilerle de savaşabiliyorduk. Serinin gelişimindeki önemli noktalardan biri olan Black Flag belki halen oynanabilir ama Odyssey, Black Flag’de olanın çok daha fazlasına sahip…

    Assassin’s Creed Mirage

    Serinin en güncel oyunu olan Mirage, bizi Bağdat’ın tozlu sokaklarına götürüyor. Hatta bununla da kalmıyor, serinin bir RPG’ye dönüşmesinden önceki dönemi de önümüze seriyor. Evet, Assassin’s Creed Mirage gizlilik ön planda olan, önceki oyunlara göre daha ufak ölçekli ve çok daha fazla hikaye odaklı bir oyun. Kalabalığın içine karışma, suikastler ve daha fazla “orijinal AC” teması, eski oyun mekaniklerinin modern seriye uygulanmasıyla çok daha keyifli hale gelmiş. Özellikle Odyssey ve Valhalla’nın uçsuz bucaksız haritası gözünüzü korkutuyorsa veya eski AC oyunlarına özlem duyuyorsanız, Mirage’ı gözünüz kapalı tercih edebilirsiniz.

    Assassin’s Creed Syndicate

    Oyuncuların Assassin’s Creed’i “farklı dönemlerde geçen, aynı oyun” olarak tanımladığı bir döneme gelerek hakkı biraz yenen Syndicate, Viktorya dönemi Londra sokaklarını arşınlamamıza olanak tanımıştı. Evie ve Jacob’ın hikayelerinde rol aldığımız oyunda çete savaşlarına da katılıyorduk, Charles Dickens’ın bize verdiği görevleri de yerine getirmeye uğraşıyorduk. Çok sağlam bir atmosferi olan oyunu, Viktorya dönemindeki İngiltere’ye ilgisi olanlar halen zevkle oynayabilirler.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Lenovo, AMD Ryzen PRO İşlemcilerden Güç Alan Yeni Yapay Zeka Bilgisayarı ThinkPad P14s Gen 5 Mobil İş İstasyonunu Duyurdu

    Lenovo, AMD Ryzen PRO İşlemcilerden Güç Alan Yeni Yapay Zeka Bilgisayarı ThinkPad P14s Gen 5 Mobil İş İstasyonunu Duyurdu

    Çarpıcı bir 16:10 ekrana sahip bu mobil iş istasyonu, AMD Ryzen™ PRO 8040 HS Serisi işlemcilerden güç alıyor. Enerji verimliliğine sahip bu ultra gelişmiş işlemciler, ince ve hafif mobil iş istasyonlarında kullanım için ideal.

    AMD Ryzen PRO HS Serisi işlemciler ayrıca, yapay zeka iş akışlarında optimize performans için entegre Nöral İşlem Ünitesi (NPU) gibi dahili Yapay Zeka (AI) özellikleriyle geliyor.

    Bağımsız yazılım sağlayıcısı (ISV) sertifikaları ve entegre AMD Radeon™ ekran kartıyla sağlanan Lenovo ThinkPad P14s Gen 5; AutoCAD®, Revit® ve SOLIDWORKS® gibi uygulamaları üstün performansla çalıştırmak için ideal bir ürün. Yüksek performansa ihtiyaç duyan mobil kullanıcılar için ideal olan bu mobil iş istasyonu, gelişmiş ThinkShield™ güvenlik özellikleri sunarken üst düzey dayanıklılık için kapsamlı MIL-SPEC testlerinden geçiyor.

    AMD, Lenovo ThinkPad P14s Gen 5’te AMD Ryzen™ AI entegrasyonuyla yapay zeka bilgisayarı teknolojisinde mükemmelliğini sürdürüyor. Ryzen™ AI destekli yeni işlemciler, CPU, GPU ve çip üstü NPU kullanarak önceki nesle kıyasla yaklaşık 3,5 kat daha fazla 39 AI TOPS işlem gücüyle bilgisayarlarda olağanüstü üretken yapay zeka deneyimleri sunuyor. Teknolojideki bu ilerleme, yapay zeka destekli iş birliği, içerik oluşturma, veri analizi ve daha fazlası için daha yüksek performans sağlayarak kullanıcı deneyimini artıracak. Bunun yanında, AMD PRO teknolojilerine yer verilmesi, BT yöneticilerinin operasyonları kolaylaştırması için işletme sınıfı yönetilebilirlik özellikleri, gelişmiş saldırılara karşı koruma sağlamak için ThinkShield ile sinerji içinde çalışan dahili güvenlik özellikleri ve işletme yazılımları için benzersiz düzeyde stabil çalışma sunuyor.

    ThinkPad P14s Gen 5 şu özellikleriyle öne çıkıyor:

    • AMD RyzenTM AI ve AMD Radeon entegre ekran kartına sahip AMD Ryzen 7 PRO 8840HS işlemci
    • Windows 11 Pro yüklü olarak gelir ve Linux tabanlı işletim sistemlerinin çeşitli sürümleriyle uyumludur2
    • Maksimum 96 GB DDR5 ve 2 TB PCIe 4×4 Yüksek Performanslı SSD
    • 3M Optik Film çözümüne sahip FHD dokunmatik veya dokunmatik olmayan ekranlarla parlaklık 400 nit’e çıkarırken, %16’ya kadar daha az güç tüketilimi sağlanır3
    • Düşük mavi ışık ve X-Rite fabrika renk kalibrasyonuyla 2,8k OLED ekran seçeneği
    • Wi-Fi 6E ve isteğe bağlı 5G WWAN4
    • 39,3 Whr pil seçeneği hafif taşınabilirlik sunarken, müşteri tarafından değiştirilebilir (CRU) 52,5 Whr pil, kullanım süresini artırır

    Lenovo ThinkPad P14s Gen 5, mevcut ThinkPad P16s Gen 2, ThinkStation™ P620 ile 96 çekirdek ve 192 iş parçacığı üst sınırına sahip AMD Ryzen Threadripper™ PRO 7000 WX Serisi işlemcilerle en yeni ThinkStation P8 masaüstü iş istasyonuyla Lenovo’nun AMD destekli profesyonel iş istasyonu portföyünü geliştiriyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Öğrencilerin Tasarladığı Robotlar Ağrı'nın Zirvesinde Yarıştı

    Öğrencilerin Tasarladığı Robotlar Ağrı'nın Zirvesinde Yarıştı

    Bu sene ikinci kez düzenlenen yarışmadan finale kalan 20 ekip, kendi tasarımları olan robotlarını, belirlenen parkurda final noktasına en kısa sürede ulaştırmak için yarıştı. Heyecanlı anların yaşandığı yarışmayı 1 dakika 22 saniye ile Iğdır Bilim Sanat Merkezi kazandı. Kazanan ekip 100 bin TL birincilik ödülünün sahibi oldu. Yarışmada ikinci olan Iğdır Aras Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ekibi 75 bin TL, üçüncü olan Ağrı 15 Temmuz Şehitleri Anadolu Lisesi ekibi ise 50 bin TL ile ödüllendirildi.

    Türkiye’nin en büyük elektronik üreticileri arasında yer alan SUNNY Elektronik’in ilk defa geçen sene düzenlediği Ağrı’nın Zirvesinde Teknoloji Yarışması’nın ikincisi, Ağrı ve civar illerden öğrencilerin, ailelerin ve yerel yönetimin katılımı ile tamamlandı. Bölgedeki çocukları, teknolojinin sunduğu yeni bilgi ve becerilerle tanıştırmak, yeteneklerine yönelik farkındalıklarını artırmak için düzenlenen yarışma, bu sene Ağrı’nın yanı sıra Kars, Ardahan ve Iğdır’dan lise öğrencilerin katılımı ile gerçekleşti. Ağrı Valisi Mustafa Koç, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Ali Karagöz, Ağrı Cumhuriyet Savcısı Adem Çalış, İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdülhalik Karabulut, Baro Başkanı Av. Serdar Gülatın, Kaymakamlar, Ağrı İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Kökrek ve il protokolü, organizasyona katılım göstererek öğrencilere destek verdi.

    Ekipler tasarladıkları robotların belirlenen parkuru en kısa sürede tamamlayabilmesi için yarıştı. Parkuru en iyi derecelerle bitiren robotu tasarlayan ekiplere, ödüllerini SUNNY Elektronik ve Hayrettin Atmaca Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Adem Atmaca ve Ağrı Valisi Mustafa Koç takdim etti. Adem Atmaca, Türkiye’de teknoloji, bilim ya da farklı alanlarda başarı sahibi olacak gençlerin içindeki gücü çıkaracak bu önemli adıma vesile olmaktan dolayı çok gururlu olduklarını ve bu nedenle ilk başta duyurdukları ödül tutarını, yarışma sonunda artırarak kazanan öğrencilere güzel bir sürpriz yaptıklarını belirtti.

    Atmaca “Ülkemizin her noktasında çok değerli cevherler, parlak beyinler yetişiyor. Ama bir çoğu kısıtlı imkanlar sebebiyle, yeteneklerini geliştirme imlanı bulamıyor ve kendini gösteremiyor. Rahmetli babam Hayrettin Atmaca, bunu yaşayan ancak yine de kendi yolunu çizebilmiş sayılı örneklerden. Kendisinin Ağrı için başlattığı eğitim alanındaki sosyal yatırımları, bugün ikinci nesil olarak biz sürdürüyoruz. Teknoloji günümüzün ve geleceğimizin en önemli parçalarından biri. Bu sektörde hizmet veren bir marka olarak, elimizdeki bilgiyi ve kaynağı en etkili şekilde paylaşmak da bizim görevimiz. Bu bakış açışı ile hayata geçirdiğimiz teknoloji yarışmamızın ilkini, adını aldığı Ağrı’da yaptık. Bu sene ise Kars, Ardahan ve Iğdır’dan da 139 öğrenci ekibi başvuruda bulundu. İki yılda toplam 850’den fazla öğrenci, oluşturdukları ekipleri ile robot projelerini tasarladı ve sundu. Bunlardan 40 grup finale yükseldi ve projelerini gerçeğe dönüştürdü. Bu bölge için kısa sürede ulaşılmış ve çok önemli rakamlar. Önümüzdeki yıl daha da artan katılım, daha dikkat çekici projeler ve daha heyecanlı anlar yaşayacağımıza eminim” açıklamasında bulundu. 

    Yerel Yönetimler Projenin Destekçisi Oldu

    Ağrı’nın Zirvesinde Teknoloji Yarışması ilk günden itibaren yerel yönetimin ilgisi ve desteği ile karşılandı. Teknolojinin günümüzün en önemli dinamiklerinden biri haline geldiğini belirten Ağrı Valisi Mustafa Koç “Bugün burada, Türkiye Yüzyılı’nı inşa edecek olan pırıl pırıl gençlerimizin, yaratıcılık ve girişimcilik becerilerini kullanarak, büyük emeklerle tasarladıkları teknolojik ürünleri görüyoruz. Bu yarışmada, evlatlarımız bir yandan yenilikçi fikirlerle yeteneklerini sergiliyorlar, bir yandan ekip ruhunu ve takım çalışmasını öğreniyorlar, bir yandan da birlikte bir şey başarmış olmanın mutluluğunu yaşıyorlar. Gençlerimizin yeteneklerini tanımaya olanak sunan, hayatımızın her alanında etkin bir şekilde yer alan teknolojiye karşı ilgilerini artıran bu etkinliklerin; onların mesleki ve teknik becerilerini geliştirerek, gelecekte bölgemizin ve ülkemizin gelişmesine katkı sağlayacak başarılı birer bilim insanı, astronot, mühendis, araştırmacı olarak yetişmelerine önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum” açıklamasında bulundu.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Yapay zeka arkasında insanın olduğu bir olgu: 11. Uluslararası İletişim Günleri yuvarlak masa toplantısı ile sona erdi

    Yapay zeka arkasında insanın olduğu bir olgu: 11. Uluslararası İletişim Günleri yuvarlak masa toplantısı ile sona erdi

    Prof. Dr. Nazife Güngör: “Asıl olan teknolojiden korkmak değil, teknolojiyle ilgili tartışmalarımızı aslında insan odaklı yapmak… Evet yapay zeka bir aygıt, başlı başına bir olgu ama arkasında insanın olduğu bir olgu.”

    Rektör Danışmanı Prof. Dr. Süleyman İrvan: “Veri denilen şey sadece dijital verilerden oluşmuyor.”

    Doç. Dr. Gül Esra Atalay: “Platformlar, algoritmaları ve reklamlar konusunda şeffaflığa zorlanmalı.”

    Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan: “Algoritmaların ‘tık’ tuzağı gazeteciliğin temel değerlerini dışlıyor.”

    Doç. Dr. Can Ertuna: “Platformlarda patronsuz gazetecilik yapanlar patronlarının youtube gibi dijital platformlar olduğundan ve teknolojiye bağımlı olduklarından habersizler.” 

    Bu yıl “Dijital Eşitsizlik ve Veri Sömürgeciliği” ana temasıyla Üsküdar Üniversitesi’nce düzenlenen 11. Uluslararası İletişim Günleri’nde 50 oturum gerçekleştirildi ve 250 bildiri sunuldu.

    11. Uluslararası İletişim Günleri’nin 3. gününde çevrimiçi Yuvarlak Masa Oturumu gerçekleştirildi. Rektör Danışmanı Prof. Dr. Süleyman İrvan’ın moderatörlüğündeki oturumda Gazeteci Emre Kızılkaya, Gazeteci Füsun Nebil, Yazar Ümit Alan, Koç Üniversitesi’nden Doç. Dr. Suncem Koçer, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Doç. Dr. Can Ertuna, Üsküdar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Gül Esra Atalay, Gazeteci Dr. Sarphan Uzunoğlu ve Üsküdar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan yer aldı.

    Prof. Dr. Nazife Güngör: “Yapay zeka, arkasında insanın olduğu bir olgu”

    Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, gazetecilik alanında yapay zekanın kullanılmasını değerlendirerek, şunları söyledi:

    “Beğensek de beğenmesek de sonuçta teknolojik gelişmeler devam ediyor. İnsanların her bir dönemi o dönemin teknolojisiyle yoğruldu. Kaygılar, umutlar, olumlu-olumsuz bakış açıları hep birlikte ele alınır, tartışılır bu da çok normal. Çünkü insan hayatına yeni bir aygıt dahil oluyor, elbette ki bunun birtakım dönüştürücü etkileri oluyor. Bu dönüştürücü etkileri eğer insanlık olarak doğru yönlendirirsek insanlığa yararlı etki yapar ama eğer yararlı bir şekilde planlanmazsa elbette ki birtakım olumsuzlukları da ortaya çıkacaktır. Bir yandan da bu konuda gücü elinde bulunduran aktörler var. Onlar bu gücü devam ettirmek için bu aygıtları toplum yararına değil kendi yararları için kullanabiliyorlar. Asıl paradoks burada başlıyor.

    Yapay zeka bir aygıt, kendi kendine zeki olan bir şey değil, insanların verdiği verilerle işleyişi operasyonel hale gelen bir şey. Ama hangi verilerin verildiği, bu verilerin nasıl bir orkestra oluşturduğu veya oluşturmasının istendiğini sorgulamak gerekir.  Asıl olan teknolojiden korkmak değil, teknolojiyle ilgili tartışmalarımızı aslında insan odaklı yapmak… Evet yapay zeka bir aygıt, başlı başına bir olgu ama arkasında insanın olduğu bir olgu.”

    Prof. Dr. Nazife Güngör: ” Bir tarafta etik, bir tarafta insan var”

    Son zamanlarda entelektüel dünyada iyi olmanın konuşulduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nazife Güngör, “Bir şey çok konuşuluyorsa orada bir problem var demektir. Demek ki insanlık iyi bir noktada değil, demek ki kötülüklerin egemen olduğu bir noktaya doğru gidiyor. Hepimiz aslında insanlık adına dertlenmek, sorgulamak zorundayız. Sadece mesleki anlamda bir şeyler değişmiyor, dünya çapında bir değişim var. Bu sempozyumun düzenlenmesi de bu yıl ki ana tema da bu gidişat ve teknolojinin hayatımıza entegre olmasıyla ilgili.” dedi.

    Yapay zeka konusunun müfredata girmesi gerektiğine de vurgu yapan Prof. Dr. Güngör, ancak bu derslerin gerektiği gibi verilmesinin önemli olduğunu söyledi. Prof. Dr. Nazife Güngör, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Hem büyük hem de çok önemli bir evre yaşıyoruz. Çok karışık ilişkiler, gelişmeler iç içe geçmişlikler yaşıyoruz. Bir tarafta işin etik yanı var, bir tarafta insan yanı var. Hem medyanın hem de biz akademisyenlerin zaman zaman bir araya gelip bunları sorgulamamız, masaya yatırmamız ve bütün dokularıyla ele almamız gerekiyor diye düşünüyorum.”

    Prof. Dr. İrvan: “Sahip olunan verilerin yüzde 90’ı analogdan oluşuyor”

    Rektör Danışmanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, dijital dönüşümde sürecin geliştiğini ifade ederek, “Veri denilen şey sadece dijital verilerden oluşmuyor. Sahip olunan verilerin yüzde 90’ı analogdan oluşuyor.” dedi.

    Geleneksel basın ile okuyucu arasındaki bağın koptuğunu dile getiren Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Okurların haber tüketim alışkanlıkları değişti.” diye konuştu.  

    Medya şirketleri yeni iş modelleri oluşturdu

    Gazeteci Emre Kızılkaya, gazetecilikte dijitalleşmenin ülkelere göre değiştiğini dile getirerek, Türkiye’de gazetelerin dijitalleşmesi ve haber sitelerinin kurulması süreci anlatarak, Facebook’un kurulması, Google’ın ve akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla medya şirketlerinin yeni iş modelleri oluşturma konusuna hız verdiğini kaydetti.

    Kızılkaya, gazetelerin dijital yayınlarını basılı yayından ayırdıklarını ve ‘com.tr’ uzantılı sitelere özerklik verdiklerini de söyledi.

    “Politikacılar teknolojiden anlamıyor, yaşlı kalıyor”

    Gazeteci Füsun Nebil, Türkiye’de geleneksel medyanın uzun süre dijitali önemsemediğini belirterek, dünyada da durumun farklı olmadığını, geleneksel medyanın dijitale güvenmediğini hatırlattı.

    Nebil, Facebook, Google gibi platformlarının sınırlarının olmadığını ve algoritmalarıyla politik olarak da halkları etkilediklerini kaydederek, Türkiye de dahil bütün ülkelerde politikacıların teknolojiden anlamadığını, yaşlı kaldıklarını söyledi.

     “Zor bir dönemdeyiz. Gazeteler ve gazeteciler 4. kuvvet ve demokrasinin bir bacağı.” diyen Füsun Nebil, gazetecileri ve veri bağımsızlığının halklar açısından önemli olduğunu vurguladı.

    “Yapay zeka var olanı kopyalıyor. Bu gazetecilik açısından büyük bir tehdit.” diyen Nebil, bunları geliştirenleri denetleyenlerin olmadığını ve kuralsız bir gelişimin olduğunu kaydetti.

    “Medyanın niş bir ürün üretememe eksiği var”

    Yazar Ümit Alan yaptığı konuşmada, Facebook, Youtube gibi platformların sosyal ağ olmaktan yayıncı olmaya evrildiği süreci geleneksel medyanın atladığını dile getirerek, platformların herkese özel bir kullanıcı kitlesi olan kendi niş ürününü sunma fırsatı verdiğini anlattı.

    Alan, dijital platformların hem yayıncı kuruluş olduğunu hem de yayıncı kuruluşların sorumluluklarını taşımadığını ifade ederek, “Medya hala geleneksel bakıyor. Medyanın niş bir ürün üretememe eksiği var. Z kuşağına yönelik haber üreten bir medya kuruluşu deneyimi daha olmadı. Haber sitelerinin adını kapatıp ürettikleri haberlere bakınca hangisi hangisi ayrılamıyor.” dedi.

    Nitelikli gazetecilik ısrarının kazandıracağını da söyleyen Alan, yapay zeka ile işbirliğini erken öğrenenlerin yapay zekaya yenilmeyeceğini de dile getirdi.

    “Medyaya güvensizlik küresel bir mesele”

    Koç Üniversitesi’nden Doç. Dr. Suncem Koçer, toplumda habere ve gazetelere yönelik güvensizlik olduğunu ifade ederek, “Medyaya güvensizlik küresel bir mesele. Medya en az güvenilen kurum durumunda. Kullanıcıların haberle ile ilişkisi nasıl iyileşecek bu önemli.” diye konuştu.

    “Bağımsız gazetecilik yaptığını söyleyenler aslında platformların politik duruşlarına tabi…”

    Bahçeşehir Üniversitesi’nden Doç. Dr. Can Ertuna, dijital platformlarda bağımsız gazetecilik yapanlara işaret ederek, “Platformlarda patronsuz gazetecilik yapanlar patronlarının youtube gibi dijital platformlar olduğundan ve teknolojiye bağımlı olduklarından habersizler. Teknolojik bağımlılık gazetecinin bağımsızlığını ve özerkliğini yitirmesine yol açıyor.” diye konuştu.

    Doç. Dr. Can Ertuna, gazetecilerin donanım olarak platformlara bağımlı olduklarını da ifade ederek, bağımsız gazetecilik yaptığını söyleyenlerin aslında platformların politik duruşlarına tabi olduğunu da vurguladı.

    Hassas gazetecilik verileri tüm dünya platformlarına açık…

    Yapay zeka uygulamalarıyla daha da bağımlı olma durumunun söz konusu olacağına dikkat çeken Doç. Dr. Can Ertuna, algoritmaların belirlediği verilerin kullanılması riski ile yapay zekanın yönlendirmesi riskine vurgu yaptı.

    Doç. Dr. Can Ertuna, platformlar nedeniyle hassas gazetecilik verilerinin tüm dünya platformlarına açık hale geldiğini de söyledi.

    Dijital platformlarla gazeteciliğin eşit ve adil koşullarda yapılması için temas kurulması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Can Ertuna, bu konuda bir politika belgesi çıkarılması konusunun gündeme alınması gerektiğini de vurguladı.

    Gazetecilik sürekli olarak zarar görüyor

    Üsküdar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Gül Esra Atalay, tematik gazetecilik konusunun öğrencilere anlatıldığını belirterek, Google ve Facebook gibi devasa yapıların hem kullanıcılarını hem de gazetecileri sıkıştırarak kendi çıkarlarına uygun olana göre hareket ettiğini anlattı.

    “Sürekli olarak kendi çıkarları için haberciliği hiçe sayan devlerden bahsediyoruz. Haber diye bir şey de kalmayacak.” diyen Doç. Dr. Gül Esra Atalay, gazeteciliğin sürekli olarak zarar gördüğünü, devletlerin gazeteciliğin geleceğine yönelik önlemler almasına ihtiyaç olduğunu da vurguladı.

    Doç. Dr. Gül Esra Atalay, “Platformlar algoritmaları ve reklamlar konusunda şeffaflığa zorlanmalı.” dedi.

    “Z kuşağı hedeflenmesi gereken kuşak”

    Gazeteci Dr. Sarphan Uzunoğlu, hedef kitle odaklı gazetelerin olmadığına dikkat çekerek, “Dijitalde hedef kitle temelli gazetecilik yapılmalı. Şu anda Z kuşağı hedeflenmesi gereken kuşak. Hiçbir gazete bunu göremiyor. Z kuşağı hiçbir gazetenin hedefinde değil.” diye konuştu.

    Dr. Sarphan Uzunoğlu, Z kuşağı ile bağ kurulmak isteniyorsa Netflix’in kullandığı dile bakmak gerektiğini de dile getirerek, Z kuşağının 6 Şubat depreminde haberlere dikkat ettiğini, şimdi de Filistin krizi nedeniyle Z kuşağının yakalandığını söyledi.

    “Algoritmalar nedeniyle bir nevi dijital sınıfsal ayrım oluştu”

    Üsküdar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, Google ile müzakere edebilecek medya şirketi ve devletlerin sayısının azlığına işaret ederek, “Google onların çoğundan daha büyük. O nedenle şartlarına uyulması gerekiyor. Dijitalde ‘Googlearşi’ diye bir hiyerarşik sistem var. Popüler olanın daha da popüler olduğu, zenginin daha da çok zenginleştiği bir sistem bu.” dedi.

    Algoritmalar nedeniyle bir nevi dijital sınıfsal ayrımın olduğunu da kaydeden Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, algoritmaların ‘tık’ tuzağı gazeteciliğin temel değerlerini dışlıyor ve ‘aşinalık yanlılığı’nın da popüler olanı beslediğini ifade etti.

    Arama motorlarının algoritmalarına uygun üretilen içeriklerin çeşitliliği azalttığını da dile getiren Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, çeşitliliğin zarar gördüğünü ve teknolojinin gazeteciliği olumsuz etkilediğini söyledi.

    Yapay zekanın intihal riskini de taşıdığını kaydeden Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, yapay zekanın bağlandığı yerde hatalı bilgiler olduğu için hatalı bilgiler ürettiğini de ifade etti.

    Kapanış oturumu

    11. Uluslararası İletişim Günleri kapanış oturumunda Düzenleme Kurulu Başkanı ve Rektör Danışmanı Prof. Dr. Süleyman İrvan ve Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör teşekkür konuşması yaptı.

    Üç gün süren İletişim Günleri organizasyonunun başarılı bir şekilde gerçekleştiğini ifade eden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Çok sayıda akademisyen katıldı, öğrencilerimiz katıldı. Hem bu organizasyonda çalışan hem de oturumları takip eden öğrencilerimize çok teşekkür ediyorum. Hepimizin, öğretim üyesiyle öğrencisiyle birlikte başardığı bir organizasyon. Üsküdar Üniversitesi Rektörü başta olmak üzere bu sürece destek veren herkese düzenleme kurulu başkanı olarak teşekkür ediyorum.” dedi.

    “Yurtdışından gelen akademisyenler burada olmaktan dolayı mutluluk duyuyor”

    Prof. Dr. Nazife Güngör, “Üsküdar Üniversitesi olarak bu yıl 11’ncisini gerçekleştirdiğimiz Ulusal İletişim Günleri sempozyumunun sonuna geldik. Bu süreçte Türkiye’deki iletişim akademisyenlerinin çok önemli bir kısmı, birçok tanınmış iletişim bilimci bizimle birlikteydi. Hem oturumlara bildirileri ile katılan hem dinleyici olarak gelen hem de davetli konuşmacı olarak yurtiçinden ve yurtdışından gelen akademisyenler de çok heyecan duyduklarını ve burada olmaktan dolayı mutluluk duyduklarını belirttiler.” dedi.

    “Üsküdar Üniversitesi İFİG ile parlıyor, İFİG Üsküdar’dan parlıyor.”

    İletişim Fakültesi öğrencilerinin aktif katılımının akademisyenlerce heyecanla karşılandığını dile getiren Prof. Dr. Nazife Güngör, “Bu yıl başka üniversitelerden gelen öğrenciler de sempozyumun servis kısmında yer almak için bize katıldılar. Önümüzdeki yıllarda farklı üniversitelerden öğrenci katılımlarının artacağını düşünüyorum. İletişim akademisyenleri bu sempozyumu çok benimsediler. Sürdürülebilir olması, her yıl hem niceliğin hem niteliğin artarak devam etmesi bizim ve bütün Türkiye’deki iletişim camiasının gururu. Önümüzdeki yıllarda bu sempozyumu yurt dışındaki üniversitelere taşıyarak daha uluslararası bir hale getirmek istiyoruz. Üsküdar Üniversitesi İFİG ile parlıyor, İFİG Üsküdar’dan parlıyor.” dedi.

    Dijital eşitsizlik ve veri sömürgeciliğinin çeşitli yönleriyle ele alındığı etkinlikte, sunulacak tüm bildirilerin özet metinleri ve ardından da tam metinler kitap olarak yayımlanarak kamuoyuyla paylaşılacak. Ayrıca sempozyumun tüm oturumları video kayıt olarak sempozyum web sitesinde arşivlenecek. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı