Kategori: Kültür Sanat

  • Bilgisayar mühendisliği uygulamaları, sağlıkta kaliteyi yükseltiyor

    Bilgisayar mühendisliği uygulamaları, sağlıkta kaliteyi yükseltiyor

    Bilgisayar mühendisliğinin çalışma konuları arasında bulunan yapay zekâ, makine öğrenimi, büyük veri analizi, tıbbi görüntü işleme, robotik cerrahi ve tele-tıp gibi alanlar sağlık sektöründe teşhis ve tedavi aşamasında önemli katkılar sunuyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Recep Duranay, bilgisayar mühendisliğinin sunduğu bu çok çeşitli uygulamaların, tıbbi süreçleri daha verimli, etkili ve erişilebilir hale getirdiğini ve sağlık hizmetlerinin kalitesini artırdığını söyledi. Duranay, “Gelecekte yapay zekâ ve diğer ileri teknolojilerin daha da entegre edilmesiyle, sağlık alanında daha da büyük ilerlemeler kaydedilecektir” dedi.

    İstanbul Atlas Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Recep Duranay, en popüler alanlardan biri olan bilgisayar mühendisliğinin günümüzdeki çalışma alanlarına ilişkin bilgi verdi, özellikle sağlık alanında ortaya koyduğu farklılıklara dikkat çekti.

    Bilgisayar mühendisliği kilit rol oynuyor

    Bilgisayar mühendisliğinin hızla gelişen teknoloji dünyasında geniş bir yelpazede kritik rol oynadığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Recep Duranay, “Günümüzde en çok çalışma yapılan alanlardan bazıları yapay zekâ (AI), makine öğrenimi, veri bilimi, siber güvenlik, bulut bilişim ve nesnelerin interneti (IoT) olarak öne çıkmaktadır” dedi.

    Siber güvenlik kritik hale geldi

    Yapay zekâ ve makine öğreniminin çeşitli sektörlerde verimliliği artırmak ve karar verme süreçlerini iyileştirmek için kullanıldığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Recep Duranay, “Veri bilimi ise büyük veri setlerini analiz ederek işletmelere stratejik avantajlar sağlamaktadır. Siber güvenlik, artan dijitalleşme ile kritik hale gelirken, bulut bilişim ve IoT, dijital dönüşümün temel taşları olarak kabul edilmektedir” diye konuştu.

    Sağlık alanında devrim yaratan gelişmeler sağlandı

    Sağlık sektöründe bilgisayar mühendisliğinin, önemli yenilikler ve gelişmeler sağlayarak tıp dünyasında devrim yarattığını belirten Duranay, bu alandaki başlıca çalışma konuları arasında yapay zekâ (AI), makine öğrenimi, büyük veri analizi, tıbbi görüntü işleme, robotik cerrahi ve tele-tıp bulunduğunu söyledi. Dr. Öğretim Üyesi Recep Duranay bilgisayar mühendisliğinin sağlık alanında getirdiği yenilikleri şöyle sıraladı:

    Hızlı ve doğru teşhiste önemli rol oynuyor

    Yapay Zekâ ve Makine Öğrenimi: Yapay zekâ ve makine öğrenimi, sağlık hizmetlerinde hızlı ve doğru teşhisler konulmasında büyük rol oynamaktadır. Örneğin yapay zeka tabanlı sistemler, röntgen, MRI ve CT taramaları gibi tıbbi görüntüleri analiz ederek anormallikleri ve hastalıkları erken aşamada tespit edebilmektedir. Bu, doktorların daha hızlı ve doğru teşhis koymasına yardımcı olur ve hastaların daha etkin tedavi almasını sağlar. Ayrıca makine öğrenimi algoritmaları, hasta verilerini analiz ederek hastalık eğilimlerini ve risk faktörlerini öngörmede kullanılır.

    Büyük Veri Analizi: Sağlık sektöründe büyük veri analizi, hasta kayıtlarının, genetik bilgilerin ve diğer sağlık verilerinin incelenmesini içerir. Bu veriler, hastalıkların yayılma eğilimlerini anlamak, halk sağlığı stratejileri geliştirmek ve kişiselleştirilmiş tıp uygulamaları için kullanılmaktadır. Büyük veri analitiği sayesinde, hastalıkların erken teşhisi, tedavi planlarının optimize edilmesi ve sağlık hizmetlerinin genel verimliliğinin artırılması mümkün olmaktadır.

    Tıbbi Görüntü İşleme: Bilgisayar mühendisliği, tıbbi görüntü işleme alanında da önemli rol oynar. Gelişmiş algoritmalar, tıbbi görüntülerin daha net ve anlaşılır hale getirilmesine yardımcı olur, bu da cerrahların ve doktorların daha doğru tanı koymalarını sağlar. Örneğin dijital patoloji ve radyoloji alanlarında görüntü işleme teknikleri, kanserli hücrelerin tespitinde büyük kolaylık sağlamaktadır.

    Robotik Cerrahi: Robotik cerrahi, minimal invaziv ameliyatlar için robotik sistemlerin kullanılmasıdır. Bilgisayar mühendisleri, bu robotik sistemlerin geliştirilmesi ve optimize edilmesinde kritik rol oynar. Robotik cerrahlar, daha hassas ve küçük kesilerle ameliyat yapabilir, bu da hastaların daha hızlı iyileşmesine ve komplikasyon risklerinin azalmasına katkıda bulunur.

    Tele-Tıp ve Uzaktan Sağlık Hizmetleri: Tele-tıp, bilgisayar mühendisliğinin sağlık hizmetlerine erişimi artıran bir diğer önemli uygulamasıdır. Uzaktan sağlık hizmetleri, özellikle kırsal ve ulaşımı zor bölgelerde yaşayan hastaların uzman doktorlara erişimini sağlar. Video konferanslar, mobil uygulamalar ve uzaktan izleme cihazları sayesinde hastalar, sağlık hizmetlerine daha kolay ve hızlı erişebilir.

    Kişiselleştirilmiş Tıp: Kişiselleştirilmiş tıp, genetik ve yaşam tarzı verilerine dayalı olarak hastalara özel tedavi planları sunmayı amaçlar. Bilgisayar mühendisleri, genetik veri analizi ve biyoinformatik alanlarında çalışarak, hastaların genetik profillerine göre en uygun tedavi yöntemlerini belirlemeye yardımcı olur. Bu, daha etkili ve bireye özgü tedavi süreçlerinin geliştirilmesini sağlar.

    Sağlık hizmetlerinin kalitesi artıyor

    Dr. Öğretim Üyesi Recep Duranay, bilgisayar mühendisliğinin sağlık sektöründeki bu çeşitli uygulamalarıyla tıbbi süreçleri daha verimli, etkili ve erişilebilir hale getirdiğini ve sağlık hizmetlerinin kalitesini artırdığını söyledi. Duranay, gelecekte yapay zekâ ve diğer ileri teknolojilerin daha da entegre edilmesiyle, sağlık alanında daha da büyük ilerlemeler kaydedileceğini söyledi.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Büyüyen tehlike hactivizm

    Büyüyen tehlike hactivizm

    Hacktivizm yeni bir şey değil ancak geleneksel hacktivizm ile devlet destekli operasyonlar arasındaki çizgilerin giderek belirsizleşmesi onu daha güçlü bir tehdit haline getiriyor. Dijital güvenlik şirketi ESET gelişen bu endişe verici konu ile ilgili değerlendirmelerini paylaştı, kurumların nelere dikkat etmesi gerektiğinin altını çizdi. 

    Hacktivizm, Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle gündemde yeniden üst sıralarda yer almaya başladı. Bir süre sonra, siyasi motivasyonlu gruplar ve bireyler, bu kez Orta Doğu’da İsrail-Hamas çatışmasın başlamasıyla tekrar güçlerini ortaya koydular. Endişe verici bir şekilde, hacktivistlerin gündemlerini kamuoyunun dikkatine sunmak için giderek daha sofistike ve agresif taktikler kullandıkları görüldü. Belki de daha da endişe verici olan, birçok grubun aslında ulus-devlet aktörleri tarafından desteklenmesi ve hatta onlardan oluşması olasılığıdır. Gerçekten de devlet destekli siber operasyonlar ile geleneksel hacktivizm arasındaki sınırlar belirsizleşmiştir. Jeopolitik istikrarsızlığın giderek arttığı ve eski kurallara dayalı düzenin erozyona uğradığı bir dünyada, özellikle kritik altyapı alanında faaliyet gösteren kuruluşlar, hacktivist tehdidi risk modellemelerine dahil etmeyi düşünmelidir.  

    Kurumlar için hacktivizm riskleri nasıl yönetebilir?

    Hacktivist tehdit ister gerçek gruplardan ister devlet çıkarlarıyla uyumlu gruplardan, isterse de gizli ulus devlet ajanlarından gelsin, tehdit birçok açıdan aynıdır. Bu tür gruplar, siyasi açıdan hassas konularda konuşan özel sektör kuruluşlarını giderek daha fazla hedef almaktadır. Bazı durumlarda, bunu sadece kuruluşun şu ya da bu tarafa bağlı olduğu algısı varsa yapabilirler. Ya da daha karanlık ulus devlet hedefleri için bir sis perdesi olarak.

    Gerekçe ne olursa olsun, kuruluşlar hacktivist riskini azaltmak için bu temel üst düzey adımları izleyebilirler:

    ·       Doğru soruları sorun: Biz bir hedef miyiz? Hangi varlıklar risk altında? Saldırı yüzeyimizin kapsamı nedir? Mevcut önlemler hacktivist riskini azaltmak için yeterli mi? Dışa dönük altyapının kapsamlı bir siber risk değerlendirmesi bu noktada yardımcı olabilir.

    ·       Güvenlik açıkları veya yanlış yapılandırmalar da dahil olmak üzere böyle bir değerlendirmenin ortaya çıkardığı boşlukları doldurun. İdeal olarak bu sürekli ve otomatik bir şekilde yapılmalıdır.

    ·       Varlıkların e-posta, uç nokta, ağ ve hibrit bulut katmanındaki tehditlere karşı korunmasını sağlayın ve XDR/MDR araçlarıyla tehditleri sürekli izleyin.

    ·       Mevcut ve ortaya çıkan tehditler hakkında bilgi toplamak, analiz etmek ve bunlara göre hareket etmek için tehdit istihbaratını kullanın. 

    ·       Hassas verilerin yetkisiz taraflarca okunmasını veya değiştirilmesini önlemek için hem beklemede hem de aktarım sırasında güçlü şifreleme uygulayın. 

    ·       Sıfır güven mimarisi ve çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) ile kimlik ve erişim yönetimini geliştirin ve şüpheli veri erişim modellerine dikkat edin.

    ·       Sürekli çalışan eğitimi ve farkındalık eğitim programları düzenleyin.

    ·       DDoS saldırılarını azaltma için güvenilir bir üçüncü tarafla iş ortaklığı yapın. 

    ·       Kapsamlı bir olay müdahale planı oluşturun ve test edin.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Türkiye'de 2024'ün İlk Yarısında Ağ Saldırıları 54 Kat Arttı!

    Türkiye'de 2024'ün İlk Yarısında Ağ Saldırıları 54 Kat Arttı!

    Aynı zamanda gün bazında 2.102, saatte ise 88 adet şeklinde gerçekleşen ağ saldırılarının kaydedilen en yüksek veriler arasında yer aldığını söyleyen WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, web güvenliğinin iki katına çıkarılması gerektiğini ifade ediyor. 

     

    Siber saldırıların sayısı ve kapsamı her yıl giderek artıyor. Teknolojinin dünya genelinde yaygınlaşması, bu tür saldırılar için daha uygun bir zemin oluştururken, saldırıların hedef alanlarını da genişletiyor. WatchGuard Tehdit Laboratuvarı’nda toplanan verilere göre, 2024’ün ilk altı ayında Türkiye’de gerçekleşen siber ağ saldırıları, geçen seneye oranla 54 kat artış gösterdi. Ağ saldırıları ilk çeyrekte günde 2.102, saatte ise 88 adet olmak üzere toplamda 380.413 adet olarak tespit edildi. Ocak ve Haziran ayları arasında 143.661 adet olarak gerçekleşen kötü amaçlı yazılım saldırıları ise geçen seneki oranlara göre düşüşe geçti. Bu sene gerçekleşen ağ saldırılarının kaydedilen en yüksek saldırı verileri arasında yer aldığını söyleyen WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, üst düzey web güvenliği çözümlerinin benimsenmesi gerektiğinin altını çiziyor.

     

    Ağ Güvenlik Saldırıları Rekor Artışa Ulaştı

     

    WatchGuard Tehdit Laboratuvarı verilerine göre Türkiye’de bu yılın ilk 6 ayında 380.413 adet ağ güvenlik saldırısı gerçekleşti. WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, geçen yıl bu sayının 7.297 olmasına dikkat çekerek, artışın 54 kat olduğunu vurguluyor. Ağ güvenlik saldırı türleri arasında en çok WEB HAProxy saldırıların olduğunu ekleyen Yusuf Evmez, bu saldırıların web güvenliği açığından kaynaklandığını söyleyerek siber güvenlik alt yapılarının vakit kaybetmeden güçlendirilmesi gerektiğine değiniyor.

     

    Türkiye’de Günde 794 Adet Siber Saldırı Gerçekleşiyor

     

    WatchGuard Tehdit Merkezi’ne UTM cihazı Firebox’lardan gelen veriler ışığında hazırlanan rapora göre, Ocak ve Haziran ayları arasında Türkiye genelinde her gün 794, her saat 33, her dakika ise 1 kötü amaçlı yazılım saldırısı gerçekleşti. Saldırı türlerinden en çok tercih edilenlerin Truva.Linux.Genel.174445 ve Truva.GenelKDZ.92453 olduğunu aktaran Yusuf Evmez, oranlar düşüşe geçse de siber güvenlik önlemlerini elden bırakmamak gerektiğine dikkat çekiyor.

     

    Sıfırıncı Gün Saldırılarının Oranı %5

     

    2024 Haziran ayı sonu itibarıyla 143.661 sayısına ulaşan kötü amaçlı yazılım saldırılarının %5’ini sıfırıncı gün (zero-day) saldırıları oluşturuyor. WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, oranların düşük olması nedeniyle bu saldırıların ihmal edilmemesi gerektiğini belirterek, bu saldırılara karşı en güçlü savunma mekanizmasının gelişmiş ve kapsamlı güvenlik önlemleri olduğunu vurguluyor. 

     

    “Kötü Amaçlı Yazılım Tehditlerinde Düşüş Yanıltıcı Olabilir”

     

    WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Satış Mühendisi Alper Onarangil, “Geçen yıl tespit edilen kötü amaçlı yazılım sayısıyla bu yıl tespit edilen sayıya oranla yaşanan düşüş bizi yanıltmamalı. Network tabanlı kötü amaçlı yazılım tespitindeki azalma, endpoint tarafında tespitin arttığını gösteriyor. Bu durumun temel nedeni, saldırganların kötü amaçlı yazılımları iletmek için TLS şifrelemesini kullanmaları. HTTPS inspection yapılmadığında bu saldırılar güvenlik duvarları tarafından tespit edilemiyor ve bu görev endpoint güvenliği ürünlerine düşüyor. Ağ saldırılarına baktığımızda ise internet tarayıcıları, web uygulamaları ve işletim sistemlerindeki zafiyetlerin saldırganlar için kolay hedef olduğunu ve bu zafiyetlerden yararlanmaya çalıştıklarını görüyoruz.” açıklamalarında bulunuyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • 2024'te Telegram üzerindeki siber suçlar %53 arttı!

    2024'te Telegram üzerindeki siber suçlar %53 arttı!

    Bulgular oldukça rahatsız edici bir eğilimi ortaya koydu: Siber suçlular Telegram’ı yeraltı pazarı faaliyetleri için bir platform olarak giderek daha fazla kullanıyor.

    Siber suçlular Telegram’da dolandırıcılık planlarını paylaşmaya, sızdırılmış veri tabanlarını dağıtmaya ve para çekme, sahte belge düzenleme, hizmet olarak DDoS saldırıları ve daha fazla suç hizmetlerinin ticaretini yapmaya adanmış kanalları ve grupları aktif olarak kullanıyor. Kaspersky’s Digital Footprint Intelligence verilerine göre, bu tür paylaşımların hacmi Mayıs-Haziran 2024’te geçen yılın aynı dönemine kıyasla %53 oranında arttı.

    Kaspersky Digital Footprint Intelligence Analisti Alexey Bannikov, bu eğilimi şöyle açıklıyor: “Siber suç topluluğunun Telegram’a artan ilgisi birkaç temel faktörden kaynaklanıyor. İlk olarak, bu mesajlaşma programı genel olarak çok popüler – Pavel Durov’a göre kitlesi aylık 900 milyon kullanıcıya ulaştı. İkinci olarak, herhangi bir kullanıcı verisi toplamayan en güvenli ve bağımsız mesajlaşma programı olarak tanıtılıyor ve bu da tehdit aktörlerine güvenlik ve cezasızlık hissi veriyor. Dahası, Telegram’da bir topluluk bulmak veya oluşturmak nispeten kolay. Bu da diğer faktörlerle birleştiğinde, siber suçlular da dahil olmak üzere çeşitli kanalların hızlı bir şekilde izleyici toplamasına olanak tanıyor.”

    Telegram’da faaliyet gösteren siber suçlular, daha kısıtlı ve uzmanlaşmış dark web forumlarında bulunanlara kıyasla genellikle daha az teknik gelişmişliğe ve uzmanlığa sahip olma eğilimindeler. Bunun nedeni, Telegram gölge topluluğuna giriş aşamasının oldukça düşük bir teknik beceri seviyesi gerektirmesi. Kötü niyetli amaçları olan birinin bir hesap oluşturması ve suç topluluğunun bir parçası olduklarında bulabildikleri suç kaynaklarına abone olması yeterli. Ayrıca Telegram, dark web forumlarında bulunanlara benzer bir itibar sisteminden yoksun (ki bu durum Kaspersky çalışmasında da vurgulanan bir durum). Sonuç olarak, Telegram’ın siber suç alanında topluluk üyelerini aldatma eğiliminde olan birçok dolandırıcı yer alıyor.

    Alexey Bannikov, bu konuda bir diğer eğilime daha şu sözlerle dikkat çekiyor “Telegram, çeşitli hacktivistlerin açıklama yaptığı ve görüşlerini ifade ettiği bir platform olarak ortaya çıktı. Geniş kullanıcı tabanı ve Telegram kanalları aracılığıyla hızlı içerik dağıtımı nedeniyle, hacktivistler platformu DDoS saldırılarını ve hedeflenen altyapılara karşı diğer yıkıcı yöntemleri kışkırtmak için uygun bir araç olarak görüyorlar. Ayrıca, gölge kanalları kullanarak saldırıya uğrayan kuruluşlardan çalınan verileri kamuya açık hale getirebiliyorlar.” 

    Kaspersky Digital Footprint Intelligence, kurumların ilgili siber riskleri azaltmasına yardımcı olmak amacıyla gölge piyasa faaliyetlerini izlemek ve verilerle ilgili olayları ele almak için hazırladığı ücretsiz ve kapsamlı kılavuza bu adresten ulaşabilirsiniz.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Siber Güvenlik Uzmanlarının %96'sı Yapay Zekayı Tehdit Olarak Görüyor

    Siber Güvenlik Uzmanlarının %96'sı Yapay Zekayı Tehdit Olarak Görüyor

    Global siber güvenlik lideri Bitdefender Antivirüs’ün 1.200 siber güvenlik profesyoneliyle gerçekleştirdiği anket sonuçlarını kapsayan 2024 Siber Güvenlik Değerlendirme Raporu, siber güvenlik personellerinin %96’sının üretken yapay zeka teknolojisini tehdit olarak gördüğünü ortaya koydu.

     

    Global siber güvenlik lideri Bitdefender Antivirüs’ün siber güvenlik profesyonelleriyle gerçekleştirdiği anket, işletmelerin karşılaştıkları en önemli güvenlik endişelerini, uygulamalarını ve temel zorlukları ortaya koyan 2024 Siber Güvenlik Değerlendirme Raporu’nu yayınladı. 1.200 siber güvenlik profesyonelinin katılımıyla hazırlanan rapor, işletmelerin ortamlarında karşılaştıkları en önemli güvenlik endişelerini, uygulamalarını ve temel zorlukları ele alıyor. Ankete katılan siber güvenlik personellerinin %96’sı, üretken yapay zeka teknolojisini tehlikeli olarak görüyor.

     

    Her sektörden işletmenin artan saldırı yüzeyi, sıfır gün güvenlik açıkları, yanlış bulut yapılandırmaları ve yapay zeka tarafından yönlendirilen tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirten Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “Bu anketin bulguları, bulut altyapısı, hizmetler ve tedarik zincirleri de dahil olmak üzere tüm ortamlarda tehdit önleme, koruma, tespit ve müdahaleyi katmanlandıran siber güvenliğe yönelik artık hayati bir yaklaşımın altını çiziyor. Etkili siber güvenliğin amacı sadece saldırıları kapıda durdurmak değil, aynı zamanda riski azaltmak ve güvenlik ekiplerinin üzerindeki baskıyı hafifletmeye yardımcı olmak için kaynakları optimize etmek.” dedi.

     

    2024 Siber Güvenlik Değerlendirme Raporu’ndan Elde Edilen Önemli Bulgular

     

    1. Üretken yapay zekanın (GenAI) yükselişi, ankete katılanların neredeyse tamamı tarafından bir tehdit olarak görülüyor. GenAI teknolojisinin genel siber güvenlik ortamı için ne kadar tehdit oluşturduğu sorulduğunda, tüm katılımcıların %96’sı bunun bir tehdit olduğunu kabul ederken, üçte birinden fazlası (%36) aldatıcı içeriğin (deepfake) manipüle edilmesi veya oluşturulması için kullanılmasının önemli bir tehdit olduğunu belirtiyor.

     

    2. Veri ihlalleri yıldan yıla artmaya devam ediyor. Ankete katılanların yarısından fazlası (%57), son 12 ay içinde en az bir veri ihlali veya veri sızıntısı yaşadığını belirtiyor. Bu oran, aynı sorunun sorulduğu bir önceki yıla göre %6 artış gösterdi. Birleşik Krallık %73,5 ile en fazla veri ihlali veya sızıntısı yaşayan ülke olurken, onu %61 ile Almanya takip ediyor. Singapur %33 ile en az veri ihlali yaşayan ülke oldu.

     

    3. Güvenlik profesyonellerini yeni iş aramaya iten büyük baskı. Tüm katılımcıların %64,3’ü önümüzdeki 12 ay içinde yeni bir iş arayacaklarını belirtiyor ve bu oran geçen yılın sonucuna kıyasla %25 yaşandığını gösteriyor. Bu bulgu, katılımcıların %70,2’sinin şirketlerinin karşı karşıya olduğu güvenlik endişeleri nedeniyle hafta sonları çalışmak zorunda olduklarını kabul etmeleriyle ilişkili. Birleşik Krallık’taki katılımcılar, %81 ile hafta sonları çalışma olasılığı en yüksek olan grup. Alman katılımcılar ise %76,6 ile yeni iş arama olasılığı en yüksek katılımcı grubu.

     

    4. Kimlik Erişim Yönetimi (IAM) ve uyumluluk en önemli bulut zorlukları. Bulut ortamlarının yönetimi ile ilgili en önemli güvenlik endişelerinin ne olduğu sorulduğunda, katılımcıların %38,7’si IAM cevabını verirken, bunu %38 ile bulut uyumluluğunun sürdürülmesi takip ediyor. Singapurlu katılımcılar, IAM’in en büyük zorlukları olduğunu söyleyerek ortalamanın (%50,5) oldukça üzerinde yer aldı. Gölge BT %36 ile üçüncü sırada yer alırken, onu %34 ile yanlış yapılandırma riski takip ediyor. Ayrıca, bulut altyapısı genelinde riskin nasıl izlendiği sorulduğunda, katılımcıların yalnızca %44,6’sı düzenli denetim ve değerlendirme yaptıklarını belirtiyor.  

     

    5. %74’ten fazlası kimlik avı/sosyal mühendisliğin karmaşıklığının arttığı konusunda hemfikir. Genel katılımcılara göre en önemli siber güvenlik tehditleri, %32 ile kimlik avı, %29 ile GenAI’ın yarattığı siber tehditler ve %28 şirket içerisinden kaynaklanan tehditler olarak sıralanıyor. Katılımcıların %74’ünden fazlası kimlik avı saldırılarının karmaşıklığında bir artış gördüklerini belirtiyor. Şaşırtıcı bir şekilde, Fransa, ABD ve Almanya bölgelerinde ise GenAI sırasıyla %35,5, %34,3 ve %32,8 ile fidye yazılımlarından daha büyük bir tehdit olarak görüyor.

     

    6. 24×7 siber güvenlik kapsamı ve seçkin yeteneklere erişim işletmeler için kritik öneme sahip. Katılımcılar, yönetilen bir tespit ve müdahale (MDR) hizmetini kullanmanın veya kullanmayı düşünmenin en önemli nedenlerini belirtti. Katılımcıların üçte birinden fazlası, 7×24 güvenlik kapsamını bir numaralı neden olarak gösterirken, bunu %29 ile üst düzey güvenlik analistlerine erişim ve proaktif olarak tehdit avlama yeteneği takip ediyor. Yönetilen hizmetlerle ilgili olarak, katılımcıların %93 gibi ezici bir çoğunluğu proaktif siber güvenlik önlemlerine yatırımı artırmayı planlıyor ve %37’si bunun çok muhtemel olduğunu belirtiyor. Singapurlu katılımcılar %97 ile proaktif siber güvenliğe yatırım yapma olasılığı en yüksek olan grup olarak öne çıkıyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • OPPO, Türkiye'de yüksek teknolojili üretim kapasitesini artırıyor

    OPPO, Türkiye'de yüksek teknolojili üretim kapasitesini artırıyor

    2023 yılında 100 milyonun üzerinde sevkiyatla dünyanın 4. büyük akıllı telefon üreticisi olan ve 60’tan fazla ülkede faaliyet gösteren OPPO, Mıstaçoğlu Holding’e bağlı AGM A.Ş. ile stratejik ortaklık dahilinde Türkiye’deki hedeflerine ulaşmak için çalışmaya devam ediyor. 2019 yılında Türkiye’deki faaliyetlerine başlayan OPPO, Aralık 2020’de İstanbul’da fabrika kurma kararı alarak bölgenin ekonomisine ve büyümesine uzun vadeli taahhütte bulundu. Mayıs 2021’de İstanbul Tuzla’da yer alan fabrikayı faaliyete geçirerek üretim kapasitesini ve istihdam olanaklarını artırmak için çalışmalara başladı. 

    Fabrikamızda yıllık 4,5 milyon adet üretim kapasitesine sahibiz

    Türkiye’de faaliyete başladıktan sonra 3 yıl içinde yüzde 95,8 marka bilinirliğine ulaştıklarını belirten OPPO Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Murat Karakoç, iş birliği hakkında şunları söyledi: “AGM ile stratejik ortaklığımız ve ‘Türkiye için Türkiye’de’ stratejimizle Türkiye’deki yüksek teknoloji üretim yeteneklerini geliştirmeyi, istihdam olanaklarını artırmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki üç yıl içinde ülkenin en iyi üç akıllı telefon markasından biri olmaya kararlıyız.”

    OPPO’yla yapılan ortaklıkla birlikte GSM sektöründe en büyük yerli yatırımcı konumuna geldiklerinin altını çizen Mıstaçoğlu Holding CEO’su Yücel Kubanç “Şu an kurulu gücümüzle fabrikamızda yıllık 4,5 milyon adet üretim kapasitesine sahibiz. OPPO’nun mühendisleri ve teknik uzmanlarından oluşan özel bir ekiple birlikte çalıştığımız fabrikada, yıl sonuna kadar 1000 kişiyi aşkın istihdama ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

    OPPO’nun standartlarına göre üretim hatları kurularak optimum verimlilik ve kalite sağlanan fabrikada, yeni bir OPPO modeli üretilmeden önce malzeme kabulünden üretim koşullarına kadar tüm aşamalar OPPO uzmanları tarafından denetleniyor. Tamamı Demonte Üretim (CKD) sertifikasyonu ile inşa edilen fabrikada, OPPO’nun Reno ve A serisi ürünlerinin üretimi yapılıyor. Gelişmiş üretim yürütme sistemi, yüksek hızlı alma ve yerleştirme makineleri kullanılan Yüzey Montaj Teknoloji (SMT) hatları, her bağlantıyı incelemek için gelişmiş lehim macunu denetimi, Otomatik Optik Denetim (AOI) sistemleri ve Temel Performans Göstergeleri (KPI) ile kontrol ve tutarlılığın korunması sağlanıyor. Ortalama üretim kapasitesi saatte 20-50 arası telefon olan tesisin verim oranı (Yield Rate) yüzde 98,5, ilk arıza oranı yüzde 0,23’ten az ve varışta arızalı (Defective On Arrival – DOA) oranı ise milyonda 165 parçanın altında yer alıyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Yandex, Euro 2024'te Çeyrek Finale Kalan Türkiye'yi Tebrik Etti

    Yandex, Euro 2024'te Çeyrek Finale Kalan Türkiye'yi Tebrik Etti

    Türkiye’yi 16 yıl sonra ilk kez büyük bir turnuvada çeyrek finale taşıyan bu tarihi başarı, milli takımın inancını ve yeteneğini ortaya koyuyor.

    Stoper Merih Demiral’ın attığı iki golle Avusturya karşısında alınan 2-1’lik galibiyet, ülkemizi ve dünyanın dört bir yanındaki futbolseverleri büyüledi. Demiral’ın Avrupa Şampiyonası tarihindeki en hızlı eleme aşaması golü, turnuvanın en heyecan verici maçlarından biri olarak tarihe geçen maçın gidişatını belirledi.

    Yandex, Türkiye’nin bu önemli zaferini kutlamak adına Türkiye’deki ana arama sayfasında kutlama amaçlı bir illüstrasyon yayınladı.

    Yandex ile Maç Gününü Planlamak Kolay

    Milli Takımımız Hollanda’ya karşı çeyrek final maçına hazırlanırken, Yandex Türkiye’deki futbol tutkunlarını desteklemeye ve maç seyretme deneyimini geliştirecek faydalı araçlar sunmaya devam ediyor.

    Türkiye’nin tüm illerinde bu heyecan verici maçı kendi evi dışında farklı bir yerde izlemek isteyenler ve bir açık hava organizasyonunda maç izlemeye hazırlanan taraftarlar Yandex Hava Durumu’nu kullanarak hava tahminlerini kontrol edebilecekler. Futbolseverleri 6 Temmuz’da Hollanda’ya karşı oynanacak maçı izlerken rahat ve ideal hava koşulları bekliyor. İstanbul’a yönelik tahminler 25°C ile 28°C arasında ılıman bir havanın yanı sıra bulutlu ama yağmursuz bir gökyüzünü öngörüyor. Benzer şekilde Ankara’da da hava parçalı bulutlu olacak ve sıcaklıklar 23°C ila 26°C arasında değişecek. İzmir’de ise taraftarları 32°C’lik sıcaklık eşliğinde açık bir gökyüzü bekliyor. Ayrıca, turnuvanın kalan kısmı boyunca havanın nasıl olacağını Yandex Hava Durumu’ndan takip edebilirsiniz.

    Yandex Navigasyon taraftarların rotalarını planlamalarına ve maçı bir arada seyredebilecekleri iyi yerleri bulmalarına yardımcı oluyor.

    Yandex ayrıca son teknoloji difüzyon sinir ağı YandexART ile taraftarları milli takımı yaratıcı şekillerde desteklemeye davet ediyor. Shedevrum uygulamasında kullanıcılar, Türkiye’nin Euro 2024’teki potansiyel zaferiyle ilgili canlı, sanatsal görüntüler oluşturabiliyor. Yarattıkları görselleri uygulamada paylaşabiliyor ve #EURO2024Türkiye gibi bir etiket kullanarak diğer kullanıcıların görsellerini görebiliyorlar.

    Türkiye, Euro 2024’teki olağanüstü yolculuğuna devam ederken Yandex, taraftarları yenilikçi araç ve hizmetlerle güçlendirmeye ve bu uluslararası spor etkinliğinin heyecanını daha da artırmaya odaklanıyor.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Yepyeni Battlefield 2042 x Dead Space Etkinliği Açıklandı

    Yepyeni Battlefield 2042 x Dead Space Etkinliği Açıklandı

    Yeni etkinlik Outbreak’de oyuncular Dead Space’in karanlık atmosferini sonuna kadar yaşayıp, Dead Space temalı içeriklere sahip olabilecekler

    Battlefield 2042 ekibi, bilim kurgu ve hayatta kalma korku klasiği Dead Space ile yeni ve sürpriz bir iş birliği yaptı! Sınırlı süreli bir etkinlik olan Outbreak, 9 Temmuz Salı günü başlayacak ve 16 Temmuz Salı gününe kadar, bir hafta boyunca devam edecek.

    Outbreak’de takımlar, Boreas laboratuvarından kaçmaya çalışırken yeni ve acımasız bir düşmana karşı gösterdikleri insani direnç ve zor durumlarla başa çıkma becerileri yönünden test edilecekler.

    Oyuncular bu özel etkinliğe katılarak yeni bir silah eklentisi ve kaplamasına ek olarak yeni bir oyuncu kartı arka planı ve künyesini de içeren ücretsiz ödüllere sahip olabilecekler. Bu iş birliği aynı zamanda efsanevi uzman teçhizatı “Marked Man”, 3 efsanevi silah kaplaması ve daha fazlasını içeren bir Dead Space paketi içeriyor. Paket 2.200 BFC karşılığında satın alınabilecek.

    En son Battlefield haberlerinden haberdar olmak için @Battlefield Twitter hesabını takip edebilirsiniz.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Warcraft Rumble'ın 7. Sezonu, Yeni Bir Aile ve Beş Yeni Miniyle Geliyor!

    Warcraft Rumble'ın 7. Sezonu, Yeni Bir Aile ve Beş Yeni Miniyle Geliyor!

    Ormanda işler karışıyor! 5-6. Sezonlarda çıkan Peri Ejder ile Yer ve Ay’ın ardından, doğanın öfkesini tümüyle hissetme vakti geldi. Cenarion Ailesi, 7. Sezonda resmî olarak Warcraft Rumble’a katılıyor!

    İki Önder ve üç Birlikten oluşan beş yeni Minisiyle 7. Sezon, sadece en büyük Mini eklentimizi değil, yepyeni bir Bölgeyi de oyuna getiriyor!

    • BlizzCon 2023’te duyurulan Aykayran; Parlakanat ve Ysera gibi efsanevi karakterler de dâhil beş baş düşmana ev sahipliği yapıyor! Her bir baş düşmanın senaryo haritasında kendine özel seviyeleri bulunuyor. Ekstra ödüllere kavuşmak için bu seviyeleri kahraman zorlukta tamamlamalısın.
    • Savunma, çok amaçlılık ve iyileştirme odaklı Cenarion Ailesi; PvE ve PvP’de yepyeni stratejik imkânlar sağlıyor. Beş yeni Mini üzerinden bu olasılıklara bir göz atalım:
      1. Cenarius, ailenin ilk önderi olarak hücumda başı çeker. Güçlü bir Alan Etkili iyileştirmeye sahiptir.
      2. İkinci Cenarion önderimiz Onu, hareketli bir konuşlandırma bölgesi olarak görev alır.
      3. Esnek bir yakın dövüş birliği olan Savaş Kadimi, kendisini konuşlandırırken harcanan altın kadar güçlenir.
      4. Element hasarını temizleyen Bataklık Yaratığı, muazzam bir tanktır.
      5. Son olarak Aysoyu, ailenin en gözde büyücüsüdür. Muhteşem hasara ve dans figürlerine sahiptir.

    Warcraft Rumble’ın 7. Sezonu, Cenarion Festivali’yle birlikte 10 Temmuz’da başlıyor! Üç haftalık etkinlikte beş yeni Cenarion Minisinin beşini de açmanı sağlayacak oyun içi mücadeleler, düzenleyiciler ve çok daha fazlası seni bekliyor!

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • MediaMarkt Tech Arena deneyimini sanal ortama taşıyor

    MediaMarkt Tech Arena deneyimini sanal ortama taşıyor

    Dijital İkiz Projesi, tüketicilerin Tech Arena mağazasında Web 3.0 deneyimiyle sanal gezinti yaparak alışveriş yapabilmesini sağlayacak.

    Geniş ürün yelpazesiyle teknolojiseverlere konforlu alışverişin keyfini sunan MediaMarkt, geçtiğimiz yıl hizmete açtığı Tech Arena Marmara Park AVM mağazasında sunduğu benzersiz deneyimleri bu kez Metaverse’ün sanal gerçeklik dünyasına taşıyor. Dijital İkiz Projesi, tüketicilerin Tech Arena mağazasında Web 3.0 deneyimiyle sanal gezinti yaparak alışveriş yapabilmesini sağlayacak. Tüketicileri en yeni teknolojilerle benzersiz deneyimler üzerinden buluşturan MediaMarkt, bütünleşik alışveriş deneyimini daha da iyileştirmek için attığı adımlara Dijital İkiz Projesiyle bir yenisini eklemiş oldu. 

    Sanal mağaza Spatial.io üzerinde oluşturuldu

    Dijital İkiz Projesi kapsamında, MediaMarkt’ın marka butikleri ve deneyim alanlarıyla zenginleştirilmiş bir alışveriş deneyimi sunan 6500 metrekarelik dev TechArena konsept mağazasının birebir sanal replikası, Sanal Gerçeklik ve Metaverse platformu Spatial.io üzerinde oluşturuldu.

    MediaMarkt’ın VR (sanal gerçeklik) mağaza deneyimindeki öncü ve yenilikçi rolünün bir yansıması olan proje sayesinde tüketiciler, bulundukları her yerden VR gözlükler, mobil cihazlar veya kişisel bilgisayar üzerinden dolaşabilecekleri Tech Arena mağazasının benzersiz olanaklarını, ürün ve marka çeşitliliğini keşfedebilecek. 

    Fiziksel mağazanın sınırlarını aşarak tüketicilere her yerden erişilebilir bir teknolojiyi sunan Dijital İkiz projesi, fiziksel engelleri ortadan kaldıran VR deneyimiyle tüketicilere etkileşimli ve eğlence dolu bir gezinti ve alışveriş deneyimi sunacak. Tech Arena Dijital İkiz Projesi kapsamında oluşturulan sanal mağaza yakında tüketicilerin hizmetine sunulacak ve ilerleyen dönemde yeni fiziksel mağazaları kapsayacak şekilde yaygınlaştırılacak. 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı