Blog

“Gençlik Köprüsü Türkiye-Almanya" programı kapsamında Nilüfer’de buluşan Türk ve Alman gençler, göç, kimlik, Türk-Alman ilişkilerini ele alan “Türkland” isimli multimedya okuma performansını birlikte izledi.

 

Nazım Hikmet Kültürevi, Türk-Alman ilişkilerini ve farklı kültürler içerisinde kimlik arayışına ışık tutan Türkland adlı multimedya okuma performansına ev sahipliği yaptı. Performansı, We Are Here Together Projesi “Gençlik Köprüsü Türkiye-Almanya" programı kapsamında Nilüfer Belediyesi’nin kardeş kenti Hanau’dan  gelen konukları da  Nilüferli gençlerle birlikte izledi.

Dilşad Budak Sarıoğlu'nun kendi hikayesini anlattığı romanından uyarlanan multimedya okuma performansı Türkland, mizahi bir üslupla göç, kimlik, Türk-Alman tarihi ve ilişkileri gibi kavramları ele alıyor. Yönetmenliğini İrem Aydın’ın üstlendiği oyunda Dilşad Budak Sarıoğlu’na sahnede Ilgıt Uçum eşlik etti. Almanya’nın 15 şehrinde izleyiciyle buluşan Türkçe dilinde ve Almanca üst yazıyla sahnelenen oyun izleyenlerden alkış aldı.

 

Bir saati aşkın oyun sonunda Dilşad Budak Sarıoğlu ve Ilgıt Uçum’un katılımıyla söyleşi gerçekleşti. Projede kendi hayatından kesitler sunduğunu vurgulayan Dilşad Budak Sarıoğlu, “Türkland aslında göç konusu örneğinde zaman ve coğrafya ötesi bir insanlık sorununu anlatmaya çalışıyor. ‘Arada kalmışlığı, ait olamamayı’ hiç deneyimlememiş bir insan var mıdır bu dünyada? Birbirimizi ötekileştirmek için o kadar çok bahanemiz var ki, hiç kimse bir gün bir yerlerde ötekileştirilmekten kaçamıyor. Biz seyircilerimizle insanlığın bu ortak deneyiminde buluşuyoruz. Ben de iki kültür arasında yaşamış biri olarak duygularımı kaleme aldım. Almanya’da yaptığım politik mücadeleler üzerine Türkiye’ye yerleştim. Ancak çok zorlandım adapte olmak için. Yıllarca yaşananları ve birikimleri oturup yazdım. Kendimi gözden geçirmek için kaleme sarılırken, konu toplumsal açıdan bakışa doğru gitti. Yazdıkça hem kendimi daha iyi anlıyordum, hem de bilmeyenlere bizi anlatıyordum. Türkland aslında göç konusu örneğinde zaman ve coğrafya ötesi bir insanlık sorununu anlatmaya çalışıyor” dedi.

Gecenin sonunda Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Zafer Yıldız, oyuncular Ilgıt Uçum ve Dilşad Budak Sarıoğlu’nu performanslarından dolayı kutlayarak teşekkür etti.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

İklimlendirme sektörünün öncüsü Alarko Carrier’ın düzenlediği 9. Küresel İklim Değişikliği Fotoğraf Yarışması’nın kazananları belli oldu. Yarışmaya yapılan başvurularla, iklim değişiminin çarpıcı etkisi ve yarattığı tahribat anlatılırken; geri dönüşüm sürecinin gezegenimiz için ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmış oldu.

 

Günümüzün en büyük sorunlarından biri olarak öne çıkan iklim değişikliğinin dünyamıza ve yaşadığımız çevreye etkisine dikkat çekmek isteyen Alarko Carrier’ın, bu yıl dokuzuncusunu düzenlediği Küresel İklim Değişikliği Fotoğraf Yarışması’nın kazananları belli oldu. Başvuruların, Instagram ve Twitter üzerinden #AlarkoCarrierKüreselİklim2022 etiketi ile yapıldığı yarışmaya 1500’e yakın fotoğraf çalışması katıldı.

 

Gerçekleştirilen başvurularda ilk aşama olarak aralarında Gazeteci ve Fotoğrafçı Adem Meleke, Gezgin Foto Genel Yayın Yönetmeni Nihan Özgen Meleke, Alarko Carrier Genel Müdür Yardımcısı Hırant Kalataş, Alarko Carrier Kurumsal İletişim Müdürü Hüdai Öztürk ve Alarko Carrier Pazarlama Direktörü Volkan Arslan’ın da yer aldığı ön eleme jürisi tarafından 90 fotoğraf seçildi. Ardından seçici kurulun oylarıyla 30 fotoğraf finale kaldı; 20 fotoğraf genel kategoride, 10 fotoğraf ise geri dönüşüm özel ödül kategorisinde yarıştı.

 

Kazanan 13 fotoğraf seçici kurulun bir araya gelerek, tüm fotoğrafları değerlendirmesi sonucu seçildi. Seçici kurulda; Gazeteci ve Fotoğrafçı Adem Meleke, Belgeselci ve Foto Muhabiri Coşkun Aral, Fotoğrafçı Dilan Bozyel, Milliyet Gazetesi Fotoğraf Editörü ve Foto Muhabiri Ercan Arslan ve Fotoğrafçı Mehmet Turgut yer alırken aynı zamanda Oyuncu Ceyda Düvenci, Alarko Carrier Yönetim Kurulu Başkanı Niv Garih ve Reklamcı Serdesin Ajans Başkanı Serhat Bayram da yer aldı. Seçici kurulun değerlendirmesi sonucu dereceye giren ilk 13 fotoğraf sahipleri Alarko Carrier tarafından birbirinden özel ödüller almaya hak kazandı.

 

Seçici kurul değerlendirmesi sonucunda dereceye girerek birinci olan Bahadır Sansarcı, Iphone 13 cep telefonu ödülünü almaya hak kazandı. İkinci Arzu İbranoğlu 360 Action Kamera, üçüncü İbrahim Şimşek ise Fotoğraf Makinesi ödülünün sahibi oldu. Dördüncü Aytül Özdemir Akbaş, beşinci Nazım Özdemir ve altıncı Ufuk Turpcan, Projeksiyon Cihazı ödüllerinin sahibi oldular. Yedinci Ramazan Çırakoğlu, sekizinci Mutlu Taşpınar, dokuzuncu Özgür Şahin, onuncu Hasan Urey, onbirinci Muharrem Bahadır, onikinci ise Ekrem Şahin 1.000,00 TL değerinde hediye çeki kazandı. Alarko Özel Ödül Kategorisi’nde ise Bilal Ekşioğlu, Vahaa Akıllı Bahçe’nin sahibi oldu. Ayrıca dereceye girip ilk 13’de yer alan tüm kazananlara Atlas 12 Aylık Dergi Aboneliği hediye edilecek.

 

İlk 13’e girmeye hak kazanan fotoğrafların sahipleri aşağıda:

 

1Bahadır Sansarcı

2Arzu İbranoğlu

3İbrahim Şimşek

4Aytül Özdemir Akbaş

5Nazım Özdemir

6Ufuk Turpcan

7Ramazan Çırakoğlu

8Mutlu Taşpınar

9Özgür Şahin

10Hasan Urey

11Muharrem Bahadır

12Ekrem Şahin

Geri dönüşüm özel ödülü: 

Bilal Eskioğlu

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kültür ve Turizm Bakanlığının beş şehirde çok daha kapsayıcı etkinliklerle yaygınlaştırdığı Türkiye Kültür Yolu Festivalleri bünyesinde düzenlenen Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nde ziyaretçiler, İstanbul Rasathanesi, Galata Mevlevihanesi ve Galata Kulesi’ni içeren bir rotada astronominin, tarih ve kültürel mirasın izini sürdüler.

 

Beyoğlu Kültür Yolu Festivali, 1000’den fazla etkinlikle sanatseverlere benzersiz bir kültür sanat deneyimi yaşatmaya devam ediyor. Festival kapsamında ziyaretçiler, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü Öğretmen Akademileri Astronomi ve Uzay Bilimleri Akademisi Koordinatörü ve Bilim Uzmanı Z. Esra Balkan’ın oluşturduğu Beyoğlu astronomi turizm rotasında yer alan İstanbul Rasathanesi, Galata Mevlevihanesi ve Galata Kulesi’nde astronomi mirasının izini sürerek, tarih, kültür ve medeniyet yolculuğuna çıktılar. Katılımcılar, İstanbul Rasathanesi’nin etkileyici atmosferinde, 1577 yılında gökyüzünde beliren kuyrukluyıldızı fark edip gözlemleyen astronom Takiyyuddin El Rasid’in hikâyesini dinlediler, Galata Mevlevihanesi’nde küçük çapta astronomi çalışmalarının yapıldığı muvakkithaneleri hatırladılar. İstanbul’un gökyüzüne uzanan sembolü Galata Kulesi’nden şehri seyreden ziyaretçiler, rasathaneden gözlem kulesine her dönem farklı bir işlev gören kulenin bilinmeyen yönlerini keşfettiler.

 

Fotoğrafın ustası Ara Güler anıldı

Festivalde, fotoğrafın ustası Ara Güler de “Dostlarının Gözüyle Ara Güler” etkinliğinde anıldı. Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen anmada, duayen fotoğraf sanatçısı Coşkun Aral ile yazar, gazeteci ve belgesel yönetmeni Nebil Özgentürk’in de aralarında bulunduğu isimler, Ara Güler’i anlattı. Dünyaca ünlü 22 fotoğraf sanatçısı tarafından çekilen Güler'in 48 portresinin yer aldığı "Dostlarının Gözünden Ara Güler Portre Sergisi" 23 Ekim’e kadar AKM Tiyatro Fuaye’de ziyaret edilebilir. 

 

Kuğu Gölü balesi büyüledi 

Festival kapsamında, Pyotr İlyiç Çaykovski'nin bestelediği, bir büyücünün kuğuya dönüştürdüğü ancak bir erkeğin aşkıyla tekrar insan olabilecek Odette ile Prens Siegfried arasındaki aşkı anlatan Kuğu Gölü balesi, Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından büyük bir prodüksiyonla AKM Türk Telekom Opera Salonu’nda sanatseverlerle buluştu. Koreograf Volkan Ersoy ve Armağan Davran’ın Marius Petipa’dan hareketle yeniden yorumladığı esere, Sunay Muratov’un yönetimindeki İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası da eşlik etti. Kuğu Gölü balesi, büyülü dekor ve ışıltılı kostümleriyle izleyicilere unutulmaz bir gece yaşattı.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gebze ve bölge halkı için kıymetli bir yaşam merkezi olan Gebze Center AVM, Ekim ayı boyunca hem yetişkinler hemde çocuklar için birbirinden keyifli etkinlik programı hazırladı. Yetişkinler için hobi atölyeleri, çocuklar için illüzyonist ve tiyatro gösterileri ziyaretçilerini bekliyor.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

1970'lerin sonlarında New York’un Bronx mahallesinde gençler arasında başlayan ve kısa bir süre sonra dünyanın her yerine yayılan breaking, 2024 Paris Olimpiyatları’nın yeni branşı olacak. 1980'li yılların başında büyük bir patlama gösteren breakingin en büyük yarışması ise 2004 yılında beri düzenlenen Red Bull BC One… 12 Kasım 2022 tarihinde Hip Hop’un doğduğu topraklar olan New York’ta gerçekleştirilecek Red Bull BC One Dünya Finali öncesinde breakingin başarılı isimleri bu kültürün yapı taşlarını ve olmazsa olmazlarını paylaşıyor. Heyecanın hız kesmeden devam edeceği Red Bull BC One Dünya Finali, Red Bull TV’den canlı olarak izlenebilecek. 

 

2004 yılından beri 30’u aşkın ülkede, dünyanın en iyi breakdansçılarını belirlemek için düzenlenen Red Bull BC One, 16 B-Girl ve 16 B-Boy’u kıyasıya bir mücadele için bir araya getiriyor. Küresel anlamda en prestijli breakdans (breaking) yarışması olarak bilinen Red Bull BC One 2022 Dünya Finali’nde birinci olabilmek için yarışacak olan dansçılar, 12 Kasım tarihinde dansın kalbi New York’ta unutulmaz bir gösteriye imza atmaya hazırlanıyor. Manhattan Center'daki Hammerstein Balo Salonu'nda gerçekleşecek nefes kesici kapışmada Türkiye’yi B-Girl Merve “Mer-C” Can ve B-Boy Oğuzhan “Jester” Karademir temsil edecek. Final öncesinde de 30'dan fazla ülkenin birincileri ve özel davetli dansçılar, Dünya Finali aşamasına geçerek en iyi 32 dansçıdan biri olmak için yeteneklerini sergileyecek. Red Bull BC One Dünya Finali Red Bull TV’den canlı olarak takip edilebilecek.

 

Dünya çapında bir fenomen haline gelerek, stilize dans ile atletik sporun yerçekimine meydan okuyan bir dalına dönüşen ve 2024 Paris Olimpiyatları'nda yer almaya hak kazanan breaking aynı zamanda köklü bir kültürü de içinde barındırıyor. Başta Red Bull BC One olmak üzere yolu breakingin en önemli sahnelerinden geçen dansçılar bu kültürün saygınlığını korumanın ve gerçek bir break dansçı olmanın en önemli değerlerini “aktarım”, “çıkış noktasını unutmamak” ve “birlik olurken aynı zamanda keyif almak” olarak tanımlıyor.

 

Tecrübeli dansçılardan genç yeteneklere aktarım

Breaking kültüründe dansın ve dansçının gelişimi için hem bilginin hem de deneyimin doğru aktarımı, kültürün özünün unutulmayıp güçlenmesini sağlıyor. Red Bull BC One’ın ilk kazananı B-Boy Omar ve Red Bull BC One All Star RoxRite kendilerinden önceki dansçıların bu kültürü ve dansı öğretmek için zaman ayırıp çaba göstermeselerdi şu anda bu beceriye sahip olmalarına imkan olmadığını ifade ediyor. B-Boy Omar “Bana yardım eden, yol gösteren tüm akıl hocalarımdan aldığım birikimle ben de kendimi, gelecek nesillere daha büyük fırsatlara sahip olabilmeleri için platform sağlaması gereken bir elçi olarak görüyorum” diyor.

 

Barış, birlik ve eğlence!

Breaking kültürünün tohumları New York'un yoğun bir çete şiddeti ve aşırı yoksulluk yaşanan dönemlerinde atıldı. Çete savaşlarının ve şiddetin sonlanması için ortaya konan barış, sevgi, birlik ve yardımlaşmanın yanında birlikte eğlenmek de breakingin dünyaya yaydığı en önemli değerlerden biri olarak tanımlanıyor. Red Bull BC One All Stars ile gerçekleştirdiği nefes kesici kapışmalarla dikkat çeken dans grubu Mighty Zulu Kingz üyelerinden B-Boy Tyquan, bugünün dünyasında Red Bull BC One gibi önemli yarışmalarla da breaking kültürünün hak ettiği önem ve itibara sahip olmasının yolunu bu felsefenin açtığını ifade ediyor. Tyquan “Zulu Nation, barış, sevgi, birlik ve eğlence gibi belirli ilkelerle ortaya çıkan hip-hop kültür tarihinin büyük bir parçasıydı. Her şeyin cömertlik, topluluk bilinci ve gençliği güçlendirmek olduğu hip-hop'ın temel değerlerine uygunluğunu sağlamaya yönelik bir yapıydı” diyor.

 

Yoktan var olmak

Breaking, 1970'lerin sonlarında New York’un Bronx mahallesinde ekonomik açıdan dezavantajlı gençler arasında başlayan ve yaygınlaşan bir kültür, hatta politik bir duruş olarak kabul ediliyor. Ancak bu kültürün yaygınlaşması ve önemli dans stillerinden biri kabul edilmesi tüm oyunu değiştiriyor. Red Bull BC One gibi global yarışmalarla birçok dansçı kendi çemberlerinden çıkıp yeteneklerini dünyaya tanıtma fırsatı buluyor. Neredeyse hiçbir şeyi olmayan bir grup gencin şimdi tüm dünyaya yayılan rekabetçi bir sanat formu haline gelecek şekilde yarattığı, hakkında sayısız film ve belgesel yapılan, hatta 2024'te Paris Olimpiyat programının bir parçası olacak bu dans türü hakkında B-Boy Tyquan “Breaking bir şeyleri yoktan var etmek hali… Sıfır noktasından gelip yaratılan, güçlü bir kültürün bir parçası olmak inanılmaz heyecan ve mutluluk verici” diyor. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Feyzan Alasya güçlü desenleri, çarpıcı resimleriyle şarkılarını söylüyor ve izleyenler hüznü ama bir yandan da umudu sezerek yürüyorlar onunla. Gerçeklerin şiirsel bir dille yansıtıldığı resimlerinde Valery’nin dizelerindeki hüznün, acının ve haykırışın evrenselliği bir kez daha duyuruluyor bize. 

 

Feyzan Alasya’nın resimleri onun dünyayı anlamaya çalışma ve bir çözümleme yoludur. Onun yapıtlarının yaratım süreci Tahsin Yücel’in bir çözümleme yönteminden söz ederken belirttiği gibi “bir kendi ken­dini dinleme, kendi kendisiyle coşma alışkısı değil, öncelikle ‘başkası’nı anlama, ‘başkası’nı anlamanın nesnel koşullarını oluşturma çabasıdır”. Ve belki bu nedenle insanlığın yaşamı anlamlandırma isteğinin bir ürünü olan mitoloji, mitolojik figürler resmin izleğini oluşturmuştur. 

 

Resim düzleminde kullanılan figürler eşsüremli bir dizge oluşturmaktadır. Bir yanda mitolojik figürler, bir yanda günümüzü çağrıştıran desenler aynı uzam içindedirler. Bu eşsüremlilik önceyi, şimdiyi ve sonrayı birlikte değerlendirmeye, belki de bir yüzleşmeye olanak sağar. 

 

Onun zamansız resimlerinde anarşiden söz edilebilir. Her türlü otoriteyi reddeden anarşi bir başkaldırı olarak yansır bize. Bu başkaldırı aslında hüzünlerden, var olmanın acılarından yola çıkarak yaşam sevincinin ve mutluluğun arayışıdır. Bu arayış, dünyayı anlama çabası yaratılan bilinçli düşlerle sürer, güçlü desenleri düşlerin, düşlenenin yaratımıdır ve Sanat dünyayı yeniden yaratır.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

AKKUYU NÜKLEER A.Ş, Türkiye'nin dört bir yanından 4 ila 16 yaş arası çocukları, geleneksel hale gelen ulusal resim yarışmasına katılmaya davet etti.

 

Geçen yıl düzenlenen yarışmaya İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Mersin, Bursa ve diğer illerden 150'nin üzerinde çocuk başvuruda bulunmuştu. Katılımcılar, Türkiye için temiz ve sürdürülebilir bir gelecek sağlayacak nükleer enerji ve diğer yeşil enerji kaynaklarının resimlerini yapmışlardı.

 

Bu yılki yarışmanın konusu, “Yeşil Bir Dünya Benimle Başlar” oldu. Yarışmacılar yaptıkları resimlerle insanların gelecek nesiller için doğayı korumaya nasıl yardımcı olabileceğini göstermeye çalışacak. Yarışmanın katılımcıları, yaptıkları resimlerle “Tüm insanlara uygun fiyatlı ve istikrarlı elektrik sağlanmasına nasıl yardımcı olunur?”, “Nükleer enerji diğer temiz enerji kaynaklarıyla birlikte çevrenin korunmasına nasıl katkıda bulunur?” gibi sorulara da cevap vermiş olacak. 

 

Yarışma, 4 ila 6 yaş, 7 ila 9 yaş, 10 ila 12 yaş, 13 ila 16 yaş grubu ve en özgün resim olmak üzere 5 kategoride ve çevrimiçi formatta gerçekleştirilecek. 

 

Beş kategorinin her birinden 3 katılımcı çeşitli hediyelerle ödüllendirilecek. Katılımcıların resimleri, profesyonel bir jüri tarafından teknik performans, sanatsal ifade ve yarışma temasına uygunluk açısından değerlendirilecek.

 

Katılımcılar, resimlerin taranmış halini, başvuru formunu, aydınlatma metnini ve ulusal resim yarışmasının kurallarını açıklayan metni doldurup communications@akkuyu.com adresine "AKKUYU NÜKLEER Resim Yarışması" konu başlığıyla göndererek yarışmaya başvurabilecek. Yarışmaya başvuru 17 – 23 Ekim 2022 tarihleri arasında yapılabilecek. Katılımcıların kayıt yaptırmak için başvuru formunun tüm alanlarını doldurup, muvafakat beyanını, aydınlatma metnini ve ulusal resim yarışması kurallarının açıklayıcı metnini imzalaması gerekiyor. 

 

Yarışmanın kazananları 26 Ekim 2022 tarihinde AKKUYU NÜKLEER A.Ş.’nin resmi internet sitesi ve sosyal medya hesaplarında duyurulacak.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gölcük Belediyesi ekim ayı kültür-sanat etkinlikleri kapsamında sahnelenecek “Kurtar Beni Damat” adlı tiyatro oyunu, tiyatroseverleri kahkahaya boğacak.

 

Gölcük Belediyesi ekim ayı kültür sanat etkinlikleri; ücretsiz sahnelenecek komedi türünde yetişkin tiyatrosu ile devam edecek. Bu kapsamda Gölcüklüler; Kazıklı Kervansaray Kültür Yapısı’nda 21 Ekim Cuma günü saat 20.00’de, “Kurtar Beni Damat” adlı yetişkin oyununda buluşacak. Murat Kaçmaz’ın yazıp yönettiği, Sırf Tiyatro ekibi tarafından sahnelenecek oyun, tiyatroseverlere kahkaha dolu eğlenceli dakikalar yaşatacak.

 

BAŞKAN SEZER’DEN HEMŞEHRİLERİNE DAVET

Kültür-sanat kenti Gölcük’te etkinliklerinin devam edeceğini söyleyen Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, hemşehrilerini tiyatro keyfini birlikte yaşamaya davet etti.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın beş şehirde çok daha kapsayıcı etkinliklerle yaygınlaştırdığı Türkiye Kültür Yolu Festivalleri bünyesinde düzenlenen Başkent Kültür Yolu Festivali, 18 Ekim’de ‘’Aşk Eri Hazret-i Mevlânâ’yı Anlamak’’ projesine ev sahipliği yapacak. 

 

Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu tarafından, CSO Ada Ankara’da icra edilecek bu projede, Mevlânâ’ya ilişkin anekdotlar, Mesnevi’den alıntılar ve Mevlânâ felsefesi özel bir metinde derlenerek bir anlatıcı tarafından Semâ gösterisi ile birlikte izleyicilere aktarılacak.

 

Anekdotların Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu, şiirlerin ise Volkan Severcan tarafından seslendirileceği proje, her yıl Aralık ayında Konya’da gerçekleşen Şeb-i Arûs Törenleri’ne gidemeyecek olanlar için de önemli bir seçenek olacak. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

ENKA Vakfı, 26. İstanbul Tiyatro Festivali’nde “Yüksek Katkıda Bulunan Gösteri Sponsoru” olarak iki büyük uluslararası yapıma, Akram Khan’ın en yeni koreografisi Orman Kitabı ile dahi yönetmen Pier Paolo Pasolini’nin doğumunun yüzüncü yılında sahnelenen Pasolini: Gizli Yangınlar’a destek veriyor. 

 

ENKA Vakfı, bu yıl İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, 25 Ekim-26 Kasım tarihleri arasında Işıl Kasapoğlu’nun küratörlüğünde düzenlenen 26. İstanbul Tiyatro Festivali’nde, iki büyük uluslararası yapıma, “Yüksek Katkıda Bulunan Gösteri Sponsoru” olarak destek veriyor. Zengin bir programla izleyici karşısına çıkan festival kapsamında Akram Khan Topluluğu, ENKA Vakfı’nın destekleriyle İstanbul’a konuk oluyor. İngiliz yazar Rudyard Kipling’in unutulmaz romanı Orman Kitabı’nı geleneksel Hint dansı kathak ile çağdaş dansı bir araya getirip çokdisiplinli bir dans tiyatrosuna uyarlayan Akram Khan, Mowgli’yi karşımıza bu kez iklim mültecisi bir kız çocuğu olarak çıkarıyor. Stanley Kubrick ve Peter Gabriel gibi önemli isimlerle çalışan ünlü besteci Jocelyn Pook’un eşsiz müziklerinin desteklediği, en son görsel teknolojiyle yaratılan büyülü sahneleriyle Orman Kitabı, 28 Ekim Cuma akşamı saat 20.00’de Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde sahneleniyor. 

 

“Yüksek Katkıda Bulunan Gösteri Sponsoru” ENKA Vakfı’nın destekleriyle 21 ve 22 Kasım’da saat 20.00’de İş Kuleleri Salonu’nda sahnelenecek Pasolini: Gizli Yangınlar ise, yönetmen, senarist, oyun yazarı, şair, yazar ve gazeteci, sahip olduğu zengin kültürel birikimle resimden tercümeye pek çok farklı alana katkı sağlayarak ismini sadece İtalya’nın değil 20. yüzyılın en büyük entelektüelleri arasına yazdıran Pier Paolo Pasolini’ye adanmış bir gösteri. Monica Casadei’nin koreografisiyle şekillenen gösteride, geçmişten günümüze insanlığın tutkulu ama çelişkilerle dolu hikâyesi canlandırılıyor.  

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı