Blog

  • Royal Teos Ege Rallisi Heyecanı Başlıyor

    Royal Teos Ege Rallisi Heyecanı Başlıyor

    Ege Bölgesinin en önemli spor organizasyonları arasında yer alan ve Shell Helix 2022 Türkiye Ralli Şampiyonası 5. ayağı olan 2022 Royal Teos Ege Rallisi, 15-16 Ekim tarihlerinde Ege Otomobil Sporları Kulübü (EOSK) tarafından 31. kez organize ediliyor.

     Seferihisar'da gerçekleşecek olan ralli, Royal Teos Thermal Resort Clinic & Spa, Berkem Motors ve Williams High Performance Car Care, Seferihisar Belediyesi, Teos Marina sponsorluğunda, İzmir Valiliği, Seferihisar Kaymakamlığı, Menderes Kaymakamlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla gerçekleştirilecek. 

     

    15 Ekim Cumartesi saat 11:00’de mücadeleye ralli merkezi olarak yıllardır ev sahipliği yapan ralli isim sponsoru Royal Teos Thermal Resort Clinic & Spa önünde yapılacak olan seremonik  start ile başlanacak. Seferihisar pazar yerinin Servis Alanı olarak kullanılacağı rallide ekipler, 1. Gün Williams ve Beyler etaplarını ikişer kez geçtikten sonra, organizasyonun 2. Günü olan 16 Ekim Pazar günü Royal Teos ve Berkem Motors etaplarını iki kez geçecek. 

     

    Royal Teos Ege Rallisi, 16 Ekim Pazar saat 16.00’da Sığacık'ta yer alan Teos Marina'daki finiş podyumunda son bulacak. Organizasyonda Shell Helix 2022 Türkiye Ralli Şampiyonası haricinde Türkiye Historic Ralli Şampiyonası ve Oğuz Gürsel Ralli Kupası’nın ödülleri de sahiplerini bulacak. 

     

    Royal Teos Ege Rallisi öncesinde, Shell Helix 2022 Türkiye Ralli Şampiyonası'nda 1. Sırada Toksport WRT takımı adına yarışan Orhan Avcıoğlu, 2. Sırada BC Vision Motorsport pilotu Burak Çukurova, Castrol Ford Team Türkiye takımından Ali Türkkan ise üçüncü sırada yer alıyor. Takımlarda ise birincilik Toksport WRT ekibinde, ikinci sırada BC Vision Motorsport, üçüncülükte ise GP Garage My Team bulunuyor. Markalar Şampiyonasında liderliği Castrol Ford Team Türkiye göğüslerken, ikinci sırada Renault Clio Throphy Türkiye, üçüncü sırada ise Fiat Motorsporları bulunuyor.

     

    2022 Türkiye Historic Ralli Şampiyonası'nda ise Parkur Racing takımından Üstün Üstünkaya-Kerim Tar ikilisi ilk sırada yer alıyor. 

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • DEHB’de çocuğa doğru yaklaşım nasıl olmalı

    DEHB’de çocuğa doğru yaklaşım nasıl olmalı

    Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların ev içerisinde görev ve sorumluluklarını yerine getirmek istemediklerini, genellikle renkli ve hızlı akan şeyler daha çok ilgilerini çektiğinden televizyon izlemeyi ya da bilgisayarda oyun oynamayı tercih edebildiklerini belirten Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, çocuğun yönlendirilmesinin önemine işaret etti.  Özellikle anne ve baba olarak sözel iletişimde benimsenmesi gereken en önemli noktanın olumlu bir ifade dili kullanılması olduğunu vurgulayan Aydoğdu, “DEHB sahibi çocukların özsaygılarını korumak, onları eleştirmeden, suçlamadan veya etiketlemeden iletişim kurmak ve kendisinden beklenen davranışı yapabilmek için motive etmek oldukça önemlidir.” diye konuştu.

     

    Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) farkındalık ayı dolayısıyla yaptığı açıklamada DEHB’li çocuklara doğru yaklaşımla ilgili değerlendirmede bulundu.

     

    Sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınabilirler

     

    Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların dersleri dinlerken ya da ödevlerini yaparken çoğu zaman zorlanabildiklerini belirten Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, 

    “DEHB’li çocuklar ev içerisinde sahip oldukları görev ve sorumlulukları yerine getirmek istemezler. Bununla birlikte televizyon izlerken veya bilgisayarda oyun oynarken sıkıntı yaşamazlar çünkü genellikle renkli ve hızlı akan şeyler daha çok ilgilerini çeker.” dedi. 

     

    Çocuğu yönlendirmek gerekir

     

    Çocuğun gösterdiği iki farklı tutumun ebeveynler için oldukça zorlayıcı olabildiğini ve çocukla çatışma yaşanmasına sebep olabileceğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Ancak bu durumun çocuğumuzun tercih ettiği bir durum olmadığını hatırlamak ve iletişim şeklimizi bu doğrultuda belirlemek oldukça önemlidir. Eleştirel ve cezalandırıcı söylemlerden, davranışlardan kaçarak anlayan ve yönlendiren tutumlar benimsemek her zaman daha sağlıklıdır” dedi.

     

    Olumlu bir dil kullanılmalıdır

     

    DEHB’li çocuklara yönelik ebeveynler tarafından bazı tutum hatalarının olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, özellikle olumlu bir dil kullanmanın önemine işaret ett:

    “Özellikle anne ve baba olarak sözel iletişimde benimsenmesi gereken en önemli nokta; olumlu bir ifade dili kullanılmasıdır. DEHB sahibi çocukların özsaygılarını korumak, onları eleştirmeden, suçlamadan veya etiketlemeden iletişim kurmak ve kendisinden beklenen davranışı yapabilmek için motive etmek oldukça önemlidir. ‘Sınıfta dersi dinlemiyorsun’ gibi eleştirel bir cümle kurarak çocuğu incitmek yerine ‘Ders esnasında dikkatini odaklamakta zorlanıyorsun’ şeklinde durumu belirtmek ve yaşadığı zorluğu fark ettiğimizi hissettiren bir ifadede bulunmak çocukla kurulan ilişkinin yapıcı bir şekilde ilerleyebilmesi için de oldukça önemlidir.”

     

    Hatalı düşünceler düzeltilmelidir

     

    Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip olan çocuk ve yetişkinler hakkında bazı düşünce ve davranış hatalarının mevcut olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Öncelikle dikkat eksikiliği ve hiperaktivite bozukluğu yaşayan çocuk, ergen ve yetişkinler için yanlış bildiğimiz düşünceleri fark etmek ve doğrusunu bilerek davranmak hem bu kişi için hem de o kişiyle kuracağımız ilişki için çok daha sağlıklı olacaktır.” dedi.

     

    Hatalı düşünceler düzeltilmelidir

     

    Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, yaygın olarak karşılaşılan bu hatalı düşüncelerin düzeltilmesi gerektiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

     

    “DEHB’li çocukların bazen iyi bir eğitim almadıkları ve yeterli ya da doğru bir eğitim almamalarından dolayı bu tarz davranışlar sergiledikleri düşünülmektedir. Bilinmesi gereken şey durumun iyi bir eğitim almamakla alakalı olmadığıdır.

     

    DEHB’li çocuklar hasta değildir. Bu çocuklar diğer çocuklardan farklı düşünüp hissedip, hareket ederler. Tıbbi terminoloji içerisinde hastalık olarak bahsedilse de sosyal hayat içerisinde bu durum çocuğu etiketlemek maksadıyla ‘hastalık’ olarak kullanılmamalıdır.

     

    DEHB’li çocukların zekaları ile alakalı bir durum olmaktan ziyade dikkat ve odaklanma ile alakalı bir durumdur. Dikkat süreleri kısa olduğu için akademik başarıları düşük olabilir ancak bu durum zeka performansı ile açıklanmamalıdır.”

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Uykusuzluğa İyi Gelen Melisa Çayının 17 Faydası

    Uykusuzluğa İyi Gelen Melisa Çayının 17 Faydası

    Stresten uykusuzluğa kadar birçok soruna iyi geldiği bilinen melisa çayı, tamamlayıcı tıpta ilaç olarak kullanılıyor. Ancak bu çayı tüketirken bazı kurallara uyulması önem taşıyor. Bitki çayları arasında yatıştırıcı ve sakinleştirici etkisiyle bilinen melisa çayının günde 2 fincandan fazla tüketilmemesi öneriliyor. Memorial Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Betül Merd, Melisa çayını tüketirken bazı kurallara uyulması gerektiğini belirterek Melisa çayının faydaları hakkında bilgi verdi.

     

    Tam bir antioksidan deposu

    A  ve C vitamini, folik asit, potasyum, kalsiyum, demir, çinko, lif ve tanen açısından zengin olan melisa bitkisi, flavonoidler yani insan vücudunda antioksidan işlevini yürüten bitkisel besin maddesi bakımından zengindir. Melisa otunun 100 gramında 42 kcal kalori, 1 tutamında yani 3 gramında 2 kalori bulunmaktadır. Melisa otunun 100 gramında 5 gram karbonhidrat, 3 gram lif, 3.5 gram protein, 0.8 gram yağ bulunmaktadır. Ayrıca bu bitki 100 gramında 667.0 IU A vitamini, 45.0 miligramında C vitamini, 400.0 miligram potasyum, 150.0 miligram kalsiyum, 2.0 miligram demir barındırmaktadır.

     

    Uyumadan 20 dakika önce içilmeli

    Uykusuzluk için melisa çayı yatmadan 20 dakika önce içilmelidir. Günde en fazla 2 fincan tüketilmelidir. Soğuk algınlığına iyi geldiğinden kış çayı olarak da bilinen melisa çayı, ferahlamak amacıyla sıcak yaz günlerinde soğuk olarak da içilebilir. Yarım litre su kaynatıldıktan sonra 1 tatlı kaşığı melisa yaprağı ilave edilip 10 dakika demlenmeye bırakılır. İçerisindeki faydalı uçucu yağlar buharlaşmaması için demlenirken demliğin ağzı kapatılır. 

     

    Aç karnına içilmeli

    Öğleden önce ya da öğleden sonra aç karnına içilmesi gerekir. Çünkü melisa çayının etkisini tam olarak gösterebilmesi için zaman ve açlık önemlidir. Rahatlatıcı etkisi nedeniyle gün içiresinde çalışanların içmesinin bazı sakıncaları olabilir. Sarı kantaron ile birlikte demlenerek içildiğinde stres ve uykusuzluk sorununa iyi geldiği bilinmektedir. Günün yorgunluğunu atmak ve akşam saatlerinde ortaya çıkan stresi düşürmek için yatmadan önce 1 fincan içilen melisa çayı vücudu rahatlatmaktadır. 

     

    Melisa çayı bu sorunlara iyi geliyor

    1.    Rahatlatıcı ve yatıştırıcı etkisi nedeniyle aşırı strese iyi gelmektedir. 

    2.    Antioksidan özelliği vardır. 

    3.    Sindirim sistemi spazmı yaşayanlara önerilmektedir.

    4.    Mide bulantısına iyi gelmektedir.

    5.    İrritabl kolon, gastrit,  kusma, biliyer dispepsi, baş ağrısı, titreme, psikojenik baş dönmesi ve taşikardiye iyi geldiği bilinmektedir.

    6.    Melisa otu suyu ya da yağı cildin yenilenmesine, yaraların hızla iyileşmesine yardımcı olur. 

    7.    Melisa otunu kaynatılıp elde edilen suyla saçlar yıkandığında kepeklenme ve dökülme sorunlarını giderebilir.

    8.    Saçların mat görünümünü giderip parlak ve sağlıklı görünüm sağlar. 

    9.    Adet sancılarının ve krampların giderilmesini sağlayabilir. 

    10.    Kan şekerinin dengelenmesine etkisi vardır.

    11.    İdrar söktürücü özelliği bulunmaktadır.

    12.    Kan dolaşımının düzenlenmesine katkıda bulunur.

    13.    Karaciğer ve safra kesesi sorunlarına iyi gelebilir.

    14.    Migren ataklarında doğal bir kür olarak kullanılabilir.

    15.    Depresyona karşı etkilidir.

    16.    Beyin fonksiyonlarını artırarak hafızayı güçlendirmeye yardımcı olur.

    17.    Uçuk için doğal ilaçtır.
     

    Melisa çayını kimler içmemeli?

    •    Melisa çayının tüketimi için, çeşitli sağlık sorunu olanların ve hamilelerin uzman görüşü alması gerekir. Özellikle kronik hastalığı olanlar ile ilaç kullananların melisa çayı içmeden önce uzman hekime danışması önemlidir. Bu bitkinin her bünyede farklı etkileri olabilir.  
     

    •    Büyüme çağındaki çocukların gelişim sürecini etkileme ihtimali olan melisa çayını 16 yaş altındaki çocuklara verirken dikkatli olmak gerekir. Yine uzman hekim görüşü olmadan melisa çayı çocuklara içirilmemelidir.
     

    •    Bazı ilaçlarla etkileşime girme ihtimali olan melisa çayı, ilaçların etkisini azaltabilmektedir. Bu nedenle düzenli ilaç alınıyorsa uzman hekim görüşü almadan melisa çayı içilmemelidir.
     

    •    Glokom , tiroid hastalığı olanlar ile limon balsamının bir veya daha fazla bileşenine aşırı duyarlılığı olanların içmemesi gerekir. 

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Fibaemeklilik Projeler, ADK, Pazarlama ve Müşteri Hizmetleri Direktörü Buket Erşan: Mücadelemiz tasarruf sanılan ihmallere karşı

    Fibaemeklilik Projeler, ADK, Pazarlama ve Müşteri Hizmetleri Direktörü Buket Erşan: Mücadelemiz tasarruf sanılan ihmallere karşı

    Meme kanseri ile mücadele için 2014 yılından bu yana “Pembe Kurdele” projesini yürüten Fibaemeklilik, erken teşhis ve öz muayene konusunda farkındalık yaratan çalışmalarını sürdürüyor. Her ayın son Perşembe’sini öz muayene günü olarak uygulayan ve Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında iş ortaklarıyla farklı projelere imza atan Fibaemeklilik, yıl boyunca gerçekleştirdiği çeşitli marka ve proje iş birlikleriyle farkındalık çalışmaları yürütüyor.  

     

    Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) “Kadınların Eğitimi, Ailelerin Sağlığı ve Mutluluğu” projesinin de destekçisi olan Fibaemeklilik’in meme kanseri ve kadın sağlığı konusunda hazırladığı bilgilendirmeler, AÇEV’in eğitim programlarındaki kadınlarla paylaşılıyor. Projeyle aynı adı taşıyan Pembe Kurdele Hayat Sigortası ile kadınlara özel kanser hastalıklarının tedavisindeki finansal ihtiyaçlar için destek sağlayan Fibaemeklilik, Ekim ayı boyunca kadınlara kendi kendilerini muayene etmeleri yönünde hatırlatmalarda bulunuyor. 

     

    “Erken teşhis ve öz muayene konusunda farkındalık için çalışıyoruz”

    Pembe Kurdele projesi kapsamında AÇEV ve Türkiye Meme Vakfı gibi kuruluşların altında bugüne kadar on binlerce kadına ulaştıklarını belirten Fibaemeklilik Projeler, ADK, Pazarlama ve Müşteri Hizmetleri Direktörü Buket Erşan şunları söyledi:

     

    “Her sekiz kadından birinin risk altında olduğu bir hastalığa karşı duyarsız kalmadık ve Pembe Kurdele projesiyle 2014 yılından bu yana on binlerce kadına meme kanseri farkındalık eğitimi verdik. Bu eğitimler ve dağıtımı yapılan 30 bin adet broşür; erken teşhis ve öz muayene konularındaki farkındalığa büyük katkı sağladı. Her sekiz kadından birinin bu riski taşıdığını düşünürsek, nüfusa oranla Türkiye’de 5 milyondan fazla kadın bu riski taşıyor ve dünyanın birçok yerinde olduğu gibi kadınların çoğu muayene süreçlerini ekonomik nedenler ve zamandan tasarruf gibi gerekçelerle ihmal ediyor. Biz en çok da bu anlayışı düzetmek istiyoruz.”

     

    “Kanser hastalarının iyileşme sürecine odaklanabilmeleri bizce çok değerli”

    Meme kanserinin erken teşhis edildiğinde yüzde 98 oranında tedavi edilebildiğine dikkat çeken Erşan, hayatı riske atan hiçbir tasarruf yöntemi olamayacağını ifade ederek şöyle devam etti: 

     

    “Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre üçüncü evredeki meme kanseri hastalarının yüzde 28'i tedavi maliyetinin ameliyat olma kararlarını etkilediğini söylüyor. Bu kişilerin yarıdan fazlası da tedavi konusunda finansal olarak hazırlıksız hissettiklerini ifade ediyor. Kanser tedavisi gören bir hastanın ilaç, kemoterapi, yatış veya ameliyat gibi masrafları hiç düşünmeden, sadece kendi iyileşme sürecine odaklanabilmesi bizce çok değerli. Bu amaçla geliştirdiğimiz Pembe Kurdele Hayat Sigortası ile kadın kanserlerine özel teminatlarla tedavi ve tedavi sonrası iyileşme süreçleri için güvence sağlıyoruz.  Meme kanserinin yanı sıra rahim, rahim ağzı, rahim içi ve yumurtalık gibi kanserleri de teminat kapsamında tutuyoruz.”

     

    “Öz muayene 1,5 dakika sürüyor”

    Pembe Kurdele’yi sadece bir sigorta ürünü değil, bütüncül bir sosyal sorumluluk projesi olarak tasarladıklarına dikkat çeken Erşan şöyle tamamladı:  

     

    “Bu farkındalığı iletişim çalışmalarımızın bir parçası haline getirdik ve her ayın son Perşembe’sini öz muayene günü olarak uygulamaya başladık. Öz muayene yalnızca 1,5 dakika sürüyor ve burada tespit edilen sıra dışı durumlar erken teşhis konusunda büyük fayda sağlıyor. AÇEV iş birliğimiz ve şirket içi uygulamalarımız yanında; iş ortaklarımızla da ortak çalışmalar yürütüyoruz. Aktifbank ile bankanın Ekonomideki Aktif Kadınlar Projesi kapsamında kadın girişimcilere Pembe Kurdele Hayat Sigortası hediye ettik. Pembe Kurdele projesi kapsamında sadece Ekim ayında değil yılın her döneminde bilinçlendirme faaliyetleri yürütmeye ve kadın kanserlerine özel sunduğumuz teminatlarla güvence sağlamaya devam edeceğiz.” 

     

    Kadın kanserlerine karşı uygun primlerle sigortalı olma imkanı

    Pembe Kurdele Hayat Sigortası, meme kanserinin yanı sıra rahim, rahim ağzı, rahim içi, yumurtalık kanserleri ile tüpler ve vajina / vulva tümörlerini de teminat altına alıyor. 18 ve 65 yaş arasındaki kadınlar Pembe Kurdele ürününden yararlanabiliyor. Yaş gruplarına göre farklılaşan yıllık prim tutarlar 57,6 TL’den başlayan ürün kapsamında prim tutarı artırılarak toplam teminat 100 bin TL’ye kadar da çıkarılabiliyor. Teminat kapsamındaki kadın kanserlerinden herhangi biri ile karşılaşılması halinde teminat tutarı tek seferde ödenirken; sigortalının herhangi bir fatura ya da harcama beyan etmesi de gerekmiyor. Sigortalı teminat ödemesini tedavi giderlerine harcayabildiği gibi; psikolojik destek, rehabilitasyon ya da kişisel harcamaları için de kullanabiliyor. 

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Tolga Çevik: Ben komedyen değilim, aktörüm

    Tolga Çevik: Ben komedyen değilim, aktörüm

    Türkiye’nin alanında öncü teknoloji şirketi ve lider kripto para işlem platformu Paribu’nun YouTube kanalında izleyicilerle buluşan Yekta Kopan ile Yarının Dünyası programının yeni bölüm konuğu Tolga Çevik oldu.

     

    “Yekta Kopan ile Yarının Dünyası” birbirinden önemli konuklarıyla Paribu’nun YouTube kanalında izleyicilerle buluşuyor. Bugüne dek Şebnem Bozoklu, Nejat Yavaşoğulları, Meltem Cumbul, Emre Karayel, Nilperi Şahinkaya, Mesut Süre, Yasemin Şefik ve Nova Norda gibi isimleri ağırlayan Yekta Kopan’ın son konuğu Tolga Çevik oldu. 

     

    17 yılı aşkın bir süredir kendi oluşturduğu komedi konseptiyle izleyicilerin karşısına çıkan Tolga Çevik, turne sürecini, komedi tarzını, ekibini ve anılarını Yekta Kopan’a anlattı. Gösteri öncesinde yazılmış bir metnin olmadığının altını çizerek seyirciyi görebildiği ve temas edebildiği zaman keyif aldığına değindi.  “Güldürmeyen şeyler arttıkça gülmenin kıymeti artıyor” diyen Çevik, sahne öncesi totemlerinden ve sahneye çıktığı anda yalnızlık hissinin yok olmasından da bahsetti. 

     

    Konservatuara kendisini almayan Yıldız Kenter’le aynı projede yer alması, oğluna 3 yaşında çay içmeyi öğreten Gazanfer Özcan, Hadi Çaman’la tanıştığı Küheylan oyunu ve elinden alınan bir ödülle tiyatro sahnelerine küsmesine kadar pek çok anısını programda aktardı. Oğlu ve kızıyla birlikte sahneye çıkmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Tolga Çevik ailesiyle birlikte karavanla dünyayı gezerek turneye çıkma hayalini de Yekta Kopan ile paylaştı.  

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Seren Fosforoğlu’na Sosyal Sorumluluk Projesine Destek

    Seren Fosforoğlu’na Sosyal Sorumluluk Projesine Destek

    Ünlü oyuncı Seren Fosforoğlu, ''Meme Kanseri Farkındalık Ayı'' kapsamında özel bir hastanede düzenlenen etkinlikte, Gaziosmanpaşalı kadınlarla buluştu. 

     

    Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Seren Fosforoğlu, erken teşhisin öneminden bahsederken, ''Erken evrede kontrollerini yaptırsaydı belki de annem hala yaşıyor olacaktı.'' dedi. Türk kadınının cefakar yapısından söz ederken ''Kadınlarımız çocukları, eşi, evi derken kendini ihmal ediyor'' dedi ve tüm kadınları bu konuda kontrollerini yaptırmaya davet etti. 

     

     

    Katılan davetlilere ücretsiz meme kanseri tarama testleri yapıldı ve Prof. Dr. Deniz Böler ve Prof. Dr. Aylin Bayrak konuyla ilgili soruları yanıtladı. 

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nde opera ve modern dans ziyafeti bir arada

    Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nde opera ve modern dans ziyafeti bir arada

    Kültür ve Turizm Bakanlığının beş şehirde çok daha kapsayıcı etkinliklerle yaygınlaştırdığı Türkiye Kültür Yolu Festivalleri bünyesinde düzenlenen Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nde, AKM Türk Telekom Opera Salonu’nda “Saraydan Kız Kaçırma” operası ilk kez sahnelenirken, aynı saatlerde AKM Tiyatro Salonu’nda da İstanbul Devlet Opera ve Balesi Modern Dans Topluluğu MDTist’in “Yeni Hayat” gösterisi sanatseverlerle buluştu.

     

    Beyoğlu Kültür Yolu Festivali, operadan baleye, tiyatrodan sinemaya, edebiyattan dansa, müzikten dijital sanatlara, sergilerden sohbetlere herkesin kendi beğenisine ve ilgisine uygun 1000’den fazla etkinlikle tüm coşkusuyla sürüyor. Festival kapsamında Wolfgang Amadeus Mozart’ın başyapıtlarından “Saraydan Kız Kaçırma” operası İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından AKM Türk Telekom Opera Salonu’nda ilk kez sahnelendi. Rejisör Caner Akın’ın klasik haline sadık kalarak ancak farklı bir reji anlayışıyla sahneye koyduğu eserde, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nı Zdravko Lazarov yönetti. Dekor ve kostüm tasarımı Olcay Engin Kaymaz’a, ışık tasarımı Taner Aydın’a, koreografisi Tan Sağtürk’e ait olan eserin koro şefliğini Paolo Villa üstlendi. Türklerin kin tutmak yerine merhamete önem vermesinin vurgulandığı eserde, 1918 İspanyol Gribi’nde ve son senelerde dünya gündemine damga vuran salgında yaşanan paralellikler de işlendi. Biletleri günler öncesinden tükenen operada, Erdem Erdoğan “Belmonte”, Tuncay Kurtoğlu “Osmin”, Hale Soner Kekeç “Konstanze”, Ayşenur Ayyıldız Haksoy “Blonde”, Berk Dalkılıç “Pedrillo”, Alper Saldıran “Selim Paşa” rolünde izleyicilerle buluştu. Sanatseverlerden büyük ilgi gören eser, uzun süre alkışlandı.

     

    AKM Türk Telekom Opera Salonu’ndaki gösteri ile aynı saatte, AKM Tiyatro Salonu’nda da İstanbul Devlet Opera ve Balesi Modern Dans Topluluğu MDTist’in geçen sezon dünya prömiyeri gerçekleşen ve seyirciden yoğun ilgi gören “Yeni Hayat” dans gösterisi sanatseverlerle buluştu. Müziği Onur Seçki’ye, sahne tasarımı Mdtist ve Serdar Kalmaz’a, kostüm uyarlama Mdtist’e ve ışık tasarımı Taner Aydın’a ait olan gösteri, yeni bir hayatı, iletişimi, umut ve coşkuyu yalın bir biçimde sahneye taşıdı. Aynı zamanda MDTist’in sinerjisini, birlik ve beraberliğini betimleyen projede, Canberk Yıldız “PARTİ”, Alper Marangoz “KOZ”, Huri Murphy “NEVA”, Ferhat Güneş “HEP” ve Chiara Giorda “SÖZ” adlı koreografileri sergiledi. 

     

    Festival mekânlarından farklı ezgiler yükseldi

    Festival kapsamında Galata Mevlevihanesi’nde de M. Fatih Çıtlak’ın anlatımı ve Yüce Gümüş’ün sanat yönetmenliğinde İstanbul Tasavvuf, İrfan ve Meydan Meşkleri Topluluğu tarafından “Asitane Meşkleri” icra edildi. Ud sanatçısı Enver Mete ile Latin Amerikalı gitarist Ricardo Moyano’nun eşsiz uyumuyla ortaya çıkan “Tachuri”, Grand Pera Emek Sahnesi’nde müzikseverlerle buluştu. Galataport İstanbul Saat Kulesi Meydanı Açıkhava Sahnesi’nde Erol Evgin, Şişhane Meydan Açık Hava Sahnesi’nde de Behzat Gerçeker & Enbe Orkestrası sahne aldı.

     

    Karakter tasarım atölyesi, film gösterimleri…  

    Festivalde Saint Benoit Fransız Lisesi’nde Gökçe Akgül ile karakter tasarımı atölyesi yapılırken, AKM Çocuk Sanat Merkezi’nde deniz kabuğu ve deniz yıldızı boyama, magnet yapımı etkinliği gerçekleştirildi. AKM Türk Telekom Prime Açık Hava Sineması’nda ise “Fantastik Canavarlar Dumbledore’nun Sırları” filmi gösterildi.

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Ezgi Hatipoğlu, Radyo Pause canlı yayınında hücre yenileyicileri anlattı

    Ezgi Hatipoğlu, Radyo Pause canlı yayınında hücre yenileyicileri anlattı

    Hücre yenileyicilerle girişimciliğe adım atan Eğitmen Ezgi Hatipoğlu, Radyo Pause’a konuk oldu. Ünlü radyocu Mustafa Karslıoğlu’na konuk alan Hatipoğlu, hücre yenileyiciler özelliklerini anlattı. 

    Hücre yenileyicilerle tanışınca 16 kilo verdiğini anlatan Hatipoğlu, geçtiğimiz aylarda taleplere yetişmeyince İzmir Gaziemir’de kendi ofisini açmıştı. 

    Hücre yenileyicilerin sadece zayıflama amacıyla kullanılmadığını anlatan Hatipoğlu,  ürünlerin vücudu onarıma geçtiğini ve zararlı kimyasalların vücuttan sağlıklı bir yolla atılmasını sağladığını ifade etti. 

    Canlı yayında Mustafa Karslıoğlu’nun sorularını yanıtlayan Hatipoğlu, Hücrelerin çalışmasınının yavaşladığında birçok sorunla karşılaştığımızı söyledi. Açıklamalarına devam eden Hatipoğlu, “Hücre yenileyiciler birçok sebep için kullanılıyor. Sosyal medya hesaplarımızda detaylı bilgileri paylaşıyoruz. Ayak tırnağımızdan saçımızın teline kadar yenilenme sürecine girmiş oluyoruz.

     

    Uyguladığımız programda sert diyet programları yer almıyor. Makarna, pirinç pilavı gibi yiyecekler daha az tüketilmesi gerekiyor. Bende ürünlerle tanıştığımda 2 ayda 16 kilo verdim. Ürünlerin yan etkisi yok. Gıda takviyesi ürünleri sadece kilodan arındırmıyor. Yaşam standartlarınızı artırıyor. Bir ayda ciddi kilo verenler oluyor. Program çerçevesinde aç kalınmıyor. Sadece ayarında yeniliyor. 15 gün içinde tartıya bakmayı tavsiye etmiyoruz.

     

    Kilo vermek almaktan daha kolay aslında. Ürünler tamamen doğal. Yüzlerce insana bu konuda yardımcı olduk. Ürünleri kullanan arkadaşlarımızın hayatları daha konforlu hale geldiğini birlikte gördük. Hücre yenileyiciler 1 hafta ya da 10 gün içinde etkisini göstermeye başlıyor. Çocuklar rahatlıkla kullanabiliyor. Detaylı bilgi almak isteyenler Gaziemir’deki ofisimizden ve sosyal medya hesaplarımızdan bize ulaşabilirler ‘shape_up_ezgi’ instagram hesabımızda birçok kişinin hücre yenileyicileri kullandıktan sonraki değişimleri yer alıyor” ifadelerini kullandı. 

    Son olarak ürünlerin tavsiyesi ile girişimcilerin ek gelir imkanına kavuştuğunu aktaran Hatipoğlu, iyi bir iş modeli olarak herkese önerdiklerini vurguladı.

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Huzurevinde Şenlik Var

    Huzurevinde Şenlik Var

    Keçiören Belediyesi Gönül Köşkü Huzurevi’ndeki asırlık çınarlar için moral eğlencesi düzenlendi. İlçede faaliyet gösteren Melodi Müzik Okulu Üyeleri’nin katkılarıyla gerçekleştirilen müzikli şenlikte yaşlılara köçek sürprizi de yapıldı. Eğlencenin renkli konukları köçekler tarafından sergilenen gösterilere birçok katılımcı da eşlik etti. Çeşitli ikramların da sunulduğu programda huzurevi sakinleri coşkulu bir gün yaşadı.

     

    Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok huzurevi sakinlerine mutlu bir gün yaşatan müzik grubuna ve katkı veren herkese teşekkür ederek, “Yaşlılarımız bizim için çok kıymetli. Onlar için yaptığımız her türlü etkinliği ve hizmeti gönülden yapıyoruz. Devletimiz ve milletimiz onların alın terleri, yüzlerindeki kırışıklık ve ellerindeki nasırlarla var olmuştur. Onlar için en kaliteli ve en konforlu yaşamı sunmak da bizim temel görevimizdir. Hepsinin en kötü günü böyle neşeli ve eğlenceli olsun.” dedi. ​

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Aristonikos İsyanı Çiğli’de konuşulacak

    Aristonikos İsyanı Çiğli’de konuşulacak

    Çiğli Belediyesi, MÖ 130’lu yıllarda Çiğli bölesinde bulunan Leukai Antik kentinde yaşanan Aristonikos İsyanının konuşulacağı söyleşiye ev sahipliği yapacak.

     

    Çiğli Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nün organize edeceği “İlk Antiemperyalist Başkaldırı; Aristonikos İsyanı” konulu söyleşi 15 Ekim Cumartesi günü Fakir Baykurt Salonu’nda gerçekleştirilecek.  Tarihin ilk isyanı olarak bilinen Aristonikos İsyanının konuşulacağı söyleşide Yazar Osman Akbaşak, “Aristonikos Döneminin Aiolis’i (Ege Bölgesi)”, Yazar Suat Çağlayan; “Aristonikos’tan Mustafa Kemal’e İki Antiemperyalist Başkaldırı” Yazar Sefa Taşkın; “Aristonikos Olayının Bergama ve Çiğli İçin Önemi” Akademisyen Yazar Murat Tozan; “Leukai ve Aristonikos Ayaklanmasının Başlangıcı” ve Yazar Sedat Kaya; “Şadan Gökovalı’nın Aristonikos’u” konulu konuşmalar yapacak. Programın ardından Leukai Antik Kentine gezi düzenlenecek.

     

    Aristonikos İsyan nedir?

     

    Roma Döneminde yaşanan Spartaküs İsyanından 60 yıl önce Kuzey Ege’de yaşanıyor. Helenistik çağda en parlak dönemini yaşayan Bergama Kralı 2. Eumenes’in oğlu olan Aristonikos, Babasının ölümünden sonra kral olan amcası Attalos’un Bergama’yı Roma İmparatorluğuna vermesine karşı başlattığı isyandır. Leukai Bölgesinde başlayan isyan dalga dalga yayılarak başarıya ulaşmış ve Aristonikos’un liderliğinde Güneş Ülkesi kurulmuştur. Dönemin egemeni olan Romalıların yenmesiyle, tarihin ilk eşitlikçi ülkesi olan Güneş Ülkesinin ömrü kısa sürmüştür.

     

    Başkan Gümrükçü: “Kentlilik bilinci oluşturacağız”

     

    Aristonikos İsyanına dair bilinmeyenlerin konuşulacağı söyleşiyle ilgili açıklamalarda bulunan Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü; “Kentlilik bilinci oluşturmak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu noktada tarihimize hakim olmanın değerli olduğunu düşünüyoruz. Tarihin en önemli olaylarından olan ve çok fazla bilinmeyen Aristonikos İsyanını akademisyen ve yazarlarımızın katılacağı söyleşide konuşacağız. İlçemiz sınırlarında yaşanan bu isyan, tarihimizin Milattan Önceki döneme kadar uzandığını gösteriyor. Akademisyen ve yazarlarımızın konuşmalarını kayıt altına alarak, kitap olarak yayımlayacağız” ifadelerini kullandı.

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı