Blog

  • Yeditepe Üniversitesi Rus Yazar ve Çevirmenleri Ağırladı

    Yeditepe Üniversitesi Rus Yazar ve Çevirmenleri Ağırladı

    Yeditepe Üniversitesi “Rus Edebiyatı ve Çeviri Haftası” kapsamında, günümüz Rus edebiyatının önemli temsilcilerini, çevirmenleri ve yayınevleri temsilcilerini ağırladı. 

     

    Moskova merkezli Rusya Çeviri Enstitüsü’nün (İnstitut Perevoda) katkılarıyla düzenlenen hafta kapsamında ilk etkinlikler, 11-12 Ekim tarihlerinde Yeditepe Üniversitesi’nin Kayışdağı’ndaki 26 Ağustos Yerleşimi’nde gerçekleştirildi. 

     

    Çağdaş Rus edebiyatının önemli temsilcilerinden Aleksey Varlamov, Yevgeni Vodolazkin, Pavel  Basinski, Arina Obuh, Yekaterina Barbanyaga ve Yevgeni Reznichenko’un söyleşilerle öğrencilere deneyimlerini aktardığı etkinlikte, Ataol Behramoğlu, Uğur Büke, Hülya Arslan ve Serdar Arıkan çeviri atölyelerinde öğrencilerle bir araya geldi. 

     

    Çeviri Atölyeleri Düzenlendi

    İstanbul’daki üniversitelerin yanı sıra Artvin, Rize, Eskişehir, Konya ve Kayseri gibi Türkiye’nin farklı şehirlerindeki üniversitelerden gelen yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin de katıldığı çeviri atölyelerinde Rus yazarlar ve onların eserlerini Türkçeye çevirmiş olan çevirmenler, öğrencilere çeviri süreçlerini ve deneyimlerini aktardı. 

     

    Rus Yazarları Sergisi Açıldı

    Etkinlik kapsamında, küratörlüğünü Anna Esparsa’nın yaptığı Rus Yazarları Sergisi açıldı. Dünyada dört ülkeyi gezen ve beşinci durağı Türkiye olan sergi, Fyodor Dostoyevski, Lev Tolstoy, Aleksandr Puşkin, İvan Turgenyev, Nikolay Gogol, Mihail Bulgakov, Aleksandr Soljenitsin gibi Rus edebiyatının önemli yazarlarının hayatlarının dönüm noktalarından kesitler sunuyor. 

     

    “Gelecekteki Çevirmenlerimiz için Önemli Bir Buluşma”

    Etkinlikle ilgili bilgi veren Yeditepe Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Dr. Öğr. Üyesi, çevirmen Hülya Arslan, “Genellikle, Tolstoy, Dostoyevski gibi önceki yüzyıllarda yaşamış olan yazarların eserlerini çeviriyoruz. O dönemi anlamaya çalışıyoruz. Ama biz bugün, burada hem günümüzde eserleri dünya dillerine de çevrilmiş Rus yazarları hem de onların çevirmenleri ile gelecekteki çevirmenlerimizi bir araya getirerek önemli bir adım atmış bulunuyoruz. Söyleşilerde ve çeviri atölyelerinde Rusça çeviri ile ilgilenen öğrenciler önemli kazanımlar elde ettiler. Bu buluşmanın gelecekteki çevirmenlerimizin hayatlarına dokunan önemli bir buluşma olduğunu düşünüyorum” dedi. 

     

    Serginin küratörü Anna Esparsa’nın uzun yıllar bu sergi üzerinde çalıştığını da dile getiren Hülya Arslan, “Serginin ilk gösterimi Kremlin duvarlarında yapıldı. Sergideki panolarda her bir yazarın bilinmeyen hikâyeleri anlatılıyor. Her panoda yazarın el yazısından bir örnek ve dünyaca ünlü yazarların, o yazarlar için söylenmiş sözleri bulunuyor. Sergi yazarların hayatlarının dönüm noktalarından kesitler sunuyor ve bu seçkiyi burada sergileyebilmek bizim için çok önemliydi” diye konuştu. 

     

    “İstanbul’dan Çok Güzel Düşüncelerle Ayrılıyorum”

    Eserleri dünya dillerine çevrilmiş olan yazar Yevgeni Vodolazkin de, İstanbul’a ilk kez geldiğini belirterek “Çok büyük, muhteşem bir şehir. Gençlerle bir araya geldik. Gençler çok zeki, çok bilgililer. Yeditepe Üniversitesi’nde onlarla bir araya gelmekten dolayı çok mutluyum. Çok güzel düşüncelerle ayrılıyorum İstanbul’dan” ifadelerini kullandı. 

     

    Lev Tolstoy uzmanı, araştırmacı-yazar Pavel Basinski ise Rusça çeviriye ilgili duyan öğrencilerle bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu ifade ederek “Bu şehir hakkında çok şey duydum. Bulgakov’un Beg (Kaçış) eseri İstanbul sahnesi ile başlar. Tarihimiz ve Rus yazarlar için İstanbul çok önemlidir. Biz de bugün burada Yeditepe Üniversitesi’nin bu güzel kampüsünde gençlerle edebiyat ve çeviri üzerine konuşmaktan, onlara Tolstoy’dan söz etmekten çok mutluyuz” dedi. 

     

    Rus Edebiyatı ve Çeviri Haftası kapsamındaki etkinlikler, 13-14 Ekim’de İstanbul Üniversitesi’nde devam ediyor.

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Sur Kültür Yolu Festivali’nde 70.000 Kişinin Katılımı İle Konser Coşkusu

    Sur Kültür Yolu Festivali’nde 70.000 Kişinin Katılımı İle Konser Coşkusu

    Sur Kültür Yolu Festivali’nin beşinci gününde Diyarbakır, en yoğun katılımın yaşandığı konserlerden birine daha ev sahipliği yaptı. Ünlü pop müzik sanatçısı Zeynep Bastık’ın dün akşam (12 Ekim) Dağ Kapı Meydanı’nda verdiği konseri 70.000’i aşkın kişi izledi. Öte yandan 2. Uluslararası Diyarbakır Kısa Film Festivali ve Gastro Diyarbakır Buluşmaları da Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan’ın katılımları ile dün başladı.

     

    Türkiye Kültür Yolu Festivalleri kapsamında gerçekleşen Sur Kültür Yolu Festivali, beşinci gününü de geride bıraktı. İlk gününden bu yana Diyarbakırlıların yoğun ilgi gösterdiği Sur Kültür Yolu Festivali’nde açık hava konserlerine ev sahipliği yapan Dağ Kapı Meydanı, Zeynep Bastık konseri ile Diyarbakır’da gerçekleşen en kalabalık konserlerden birine tanıklık etti. Konseri 70.000’in üzerinde kişi büyük bir coşkuyla takip etti.

     

    Öte yandan Kurşunlu Camii meydanı sahnesindeki dün gerçekleşen etkinliklere 2.500 kişi, çocuk etkinlik alanındaki atölye ve oyunlara 6.000 kişi, Yenikapı Caddesi’nde gerçekleştirilen sokak etkinlikleri, sergiler ve gastronomi etkinliklerine ise 4.000 kişinin üzerinde katılım oldu. 

     

    Keçi Burcu’nda yer alan Devrim Erbil sergisi, gökyüzü gözlem etkinliği, açık hava sinema gösterimlerine ise yaklaşık 3.000 kişi katıldı. Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde sahne alan Ayşe Zaim’in konseri, çeşitli tiyatro gösterileri, birbirinden farklı  türdeki sinema gösterimleri alanında başarılı isimlerin gerçekleştirdiği söyleşi ve sohbetlere toplamda 2.500 kişi katıldı. 

     

    Zeynep Bastık Dağ Kapı Meydanı’nı salladı !

    Sur Kültür Yolu Festivali’nin beşinci gününde Dağ Kapı Meydanı şimdiye kadarki en kalabalık konserlerden birine ev sahipliği yaptı. Meydanı tıka basa dolduran 70.000’in üzerinde dinleyiciyi coşturan Zeynep Bastık’ın şarkılarına tüm Diyarbakırlılar hep bir ağızdan eşlik etti. 

     

    2. Uluslararası Diyarbakır Kısa Film Festivali Başladı

    2. Uluslararası Diyarbakır Kısa Film Festivali’nin açılış töreni, Dicle Üniversitesi Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Geceye onur ödüllü oyuncu Parla Şenol, Kültür Bakanlığı temsilcisi oyuncu İpek Tuzcuoğlu, oyuncu-yönetmen Görkem Yeltan ve yönetmenler Ömür Atay ile Banu Sıvacı gibi sinema sektörü profesyonelleri katıldı. Sur Kültür Yolu kapsamında düzenlenen festivale Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan da katıldı. Festival kapsamında düzenlenecek olan tüm etkinlikler, Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi’nde sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor. Çekimleri Diyarbakır’da gerçekleştirilen “Suzan Suzi” filminin gösterimi yapılacak. Bedri Ayseli'nin yapımcılığını üstlenip başrolünde yer aldığı ve Ahmet Hoşsöyler'in yönettiği filmin gösterimi, 13 Ekim Perşembe saat 18.30’da başlayacak.

     

    Tarihi Reçeteler Sofrası Etkinliği’nde ünlü şefler bir aradaydı 

    Cemil Paşa Konağı’ndaki Gastrodiyarbakır Buluşmaları kapsamındaki Tarihi Reçeteler Sofrası etkinliğine Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ve Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su katılımlarıyla destek verdi. Etkinlikte ünlü Diyetisyen Ender Saraç, İyi Yaşam ve Beslenme Uzmanı Dilara Koçak gibi birçok gastronomi kanaat önderi Diyarbakır’ın tarihi yemeklerini deneyimledi. Konuklar etkinlikte Diyarbakır’ın yöresel müzikleri eşliğinde keyifli bir akşam geçirdi. Şef Vedat Başaran’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen buluşmada Dicle Üniversitesi Gastronomi bölümünden 60 öğrenci şeflerle birlikte saha deneyimi kazandı. Gastro Diyarbakır etkinlikleri festival bitimine kadar Yenikapı caddesinde her gün bir şef ve etkinlikle Diyarbakırlılarla buluşmaya devam edecek. 

     

    Ayşegül Zaim konseri Sezai Karakoç Kültür Merkezi’ndeydi

    Diyarbakır’ın sevilen seslerinden Ayşegül Zaim, Sezai Karakoç Kültür Merkezi’ndeki konserinde dinleyicilere en sevilen şarkılarını seslendirdi. Konsere Diyarbakırlı müzikseverler çok yoğun ilgi gösterdi.

     

    Sur Kültür Yolu’nda 12 Ekim’de hangi etkinlikler vardı ?

    Kurşunlu meydanı yine birbirinden farklı çocuk etkinlikleriyle binlerce katılımcı ağırlarken Yenikapı meydanında gerçekleşen gastronomi etkinlikleri halkın yoğun ilgisiyle karşılaştı. Dengbej divanları, Diyar-ı Nebi etkinlikleri, tiyatro gösterimleri ile etkinlik alanları doldu taştı. 

     

    Kültür Yolu Festivali’nde bu akşam (13 Ekim) neler var ?

    • Dağ Kapı Meydanı’nda İzzet Yıldızhan konseri
    • Hz. Süleyman Camii önünde Nihat Hatipoğlu
    • Yenikapı Caddesi’nde Mario Levi ile Edebiyat Sofrası etkinliği,  
    • Kurşunlu Camii meydanında Kaptan Pengu çocuk oyunu gösterimi, 
    • Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde Şerbet Hanım’ım Deli Aşkları  oyunu ve Suzan Suzi filminin galası gerçekleştirilecek. 

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Mastercard’da Üst Düzey Atama

    Mastercard’da Üst Düzey Atama

    Ödeme teknolojileri alanında dünyanın önde gelen kuruluşu Mastercard’ın Doğu Avrupa Bölgesi Pazarlama ve İletişim’den Sorumlu Başkan Yardımcılığı pozisyonuna Yasemin Develioğlu atandı.

     

    Mastercard’ın Doğu Avrupa Bölgesi Pazarlama ve İletişim’den Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak atanan Yasemin Develioğlu, yeni görevinde Türkiye’nin de içinde olduğu Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan, Beyaz Rusya, Ermenistan, Moldova ve Ukrayna’yı kapsayan Doğu Avrupa bölgesinin pazarlama ve iletişim faaliyetlerinden sorumlu olacak. Develioğlu, bu görevlerinin yanı sıra markanın bölgedeki sponsorluk projelerini ve Paha Biçilemez platformlarını da yönetecek.

     

    Boğaziçi Üniversitesi İşletme mezunu olan ve London School of Economics’te pazarlama sertifika programına katılan Yasemin Develioğlu, kariyerine 2004 yılında Unilever Türkiye’de başladı. Türkiye, İsrail, Türki Cumhuriyetler, İran ve Orta Doğu ülkelerini kapsayan NAMET bölgesinde farklı ürün kategorilerinde birçok marka ve ürün projelerini yürüttü. 

     

    2012-2017 yılları arasında Coca Cola Türkiye Pazarlama Müdürlüğü görevinde birçok ödüllü projeye imza atan Develioğlu, 2017 yılında Jolly Tur’a CMO olarak atanarak yenilikçi projelerle başarılı bir büyüme sağladı. Develioğlu, 2 yıl üst üste Yılın En İyi 50 CMO’su arasında yer alırken, farklı ülkelerdeki pazarlarda, ödüllü pazarlama programları ve reklam kampanyaları geliştirme konusundaki deneyimini ortaya koydu. Develioğlu, kitesurf, snowboard gibi doğa sporlarından keyif alıyor, seyahat ve gastronomik keşiflere ilgi duyuyor.

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Muhittin Böcek’in yerelden  kalkınma hamlesi adım adım ilerliyor

    Başkan Muhittin Böcek’in yerelden kalkınma hamlesi adım adım ilerliyor

    Kırsal kalkınma hamleleri ile Antalya’da tarımsal ürün çeşitliliğini arttırılmasına destek sunan Antalya Büyükşehir Belediyesi, kadın dayanışma kooperatifleriyle işbirliğini sürdürüyor. Büyükşehir Belediyesi, altın bitki olarak bilinen safranı kadın kooperatifleri aracılığıyla Elmalı’da toprakla buluşturdu. 

     

    Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Bitkisel Üretim ve Eğitim Şube Müdürlüğü’nün temin ettiği safran soğanı tohumlarının ekimi Elmalı Çukurelma ve Yakaçiftlik Mahallelerinde gerçekleşti. Toprak Ana ve Yedirenk Sosyal Dayanışma Üretim ve İşletme Kadın Kooperatifleri ile birlikte gerçekleştirilen proje ile safran bitkisinin bölge halkına ve kadın üreticilere ek gelir sağlaması hedefleniyor. Elmalı Belediyesi’nin de destekleriyle tahsis edilen iki dekar tarım alanına safran soğanı ekimi yapan kadın üreticiler Büyükşehir Belediyesi’nin sunduğu eğitimler ve desteklerden en verimli şekilde yararlandıklarını belirterek Başkan Muhittin Böcek’e teşekkür ettiler.

     

    BAŞKAN BÖCEK ÜRETİCİNİN YANINDA 

    İlçede denenen bu alternatif bitkinin üretim çalışmasının kendilerini son derece memnun ettiğini söyleyen Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk, üretime olan katkısından dolayı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e teşekkür etti. “İnşallah güzel bir hasadımız olur ve bu bitkinin değerini bölge halkı olarak en iyi şekilde yetiştirerek veririz. Muhittin Başkanımız üretime, çiftçiye ve tarıma her alanda destek olmaya devam ediyor. Kadına, üretime ve tarıma verdiği desteklerden dolayı başkanımıza minnettarız” dedi.

     

    BÖLGE HALKI İÇİN BÜYÜK FIRSAT

    Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Bitkisel Üretim ve Eğitim Şube Müdürlüğü’nde görevli Ziraat Mühendisi Nida Kalkan da proje ile ilgili şu bilgileri verdi: “Safran bitkisi altın bitki olarak biliniyor ve çok değerli bir bitki. Ülkemizde özellikle Safranbolu ve Amasya bölgelerinde çok verimli bir şekilde yetiştiriliyor. Bu ürünümüzü iklim şartlarının uygun olduğunu belirlediğimiz Elmalı’da denemek istedik. Kadın kooperatiflerimizle birlikte belirlediğimiz alanlarda safran soğanlarımızın ekimini gerçekleştirdik. Verimli bir üretim gerçekleştirdiğimiz takdirde bölgede yaygınlaştırılması yönünde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ekonomik değeri yüksek olduğu için bölge halkımıza iç gücü ve gelirlerini arttırmak için büyük bir fırsat olarak görüyoruz.”

     

    İYİ BİR SONUÇ BEKLENİYOR

    Toprak Ana Kadın Kooperatifi Başkanı Yıldız Öztekin ise safran soğanı desteğinin kendilerini heyecanlandırdığını belirterek, “Özellikle İran ve çevre ülkelerde son derece yüksel üretimi yapılan ve iyi kazançlar elde edildiğini bildiğimiz safran bitkisinin ülkemizde de üretiminin artması gerektiğini düşünerek yola çıktık. Elmalı ilçemizin bu bitki için iyi bir yetişme alanı olabileceğini yapılan çalışmalarla gördük. Elmalımız ile safran bitkisini buluşturarak kadınlarımızın ve çiftçilerimizin çok iyi bir kazanç sağlayabileceği bir alan açmak istiyoruz. Büyükşehir Belediyemizle gerçekleştirdiğimiz ortak çalışmalarda çok iyi sonuçlar alıyoruz. Çiçek oluşumlarını kontrol edeceğiz istenen sonuç alınırsa ekim alanlarımızı arttırarak yaygınlaştıracağı” diye konuştu. 

     

    KAZANCI KADINLARA DAĞITILACAK

    Yedirenk Sosyal Dayanışma Üretim ve İşletme Kadın Kooperatifi Başkanı Ayten İnce de, ekim öncesi kooperatife üye kadınların Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği eğitimlere katıldığını ifade ederek, “El ele vererek Antalya’mız için kadınlarımız için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Üretim çalışmaları iyi sonuç verdiği takdirde ekonomik bir kazanç elde etmeyi hedefliyoruz. Elde ettiğimiz kazançları kadınlarımıza eşit bir şekilde dağıtacağız” dedi. 

     

    ÇUKURELMA SAKİNLERİ HEYECANLI

    Çukurelma Mahalle Muhtarı Mustafa Kocabıyık da Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Kadın kooperatiflerine teşekkür ederek, Elmalı’da safran bitkisi yetiştiriciliğinin ilk kez Çukurelma Mahallesi’nde deneniyor olmasının kendilerini heyecanlandırdığını ve gururlandırdığını ifade etti.  Kocabıyık, “Mahallemizde alternatif olarak üretilebilecek safran bitkisi inşallah istenen sonucu verir. Bölgemizin gelirini artıracak bu ürünleri son derece önemsiyoruz. Safranı biz sadece isim olarak biliyorduk hiç bitkisini görmemiştik. Ekimini yaptık merakla bekliyoruz. Çiftçimize verdiği desteklerden dolayı Başkanımız Muhittin Böcek’e teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı.

     

    KADINLARDAN BAŞKAN BÖCEK’E TEŞEKKÜR

    Çukurelmalı üretici Saliha Alagöz ise adını duydukları ama daha önce hiç görmedikleri safran soğanlarını ilk defa ektiklerini söyledi. Safranın dikimi ve üretimi kolay bir ürüne benzediğini söyleyen Alagöz kısa sürede olumlu ve iyi sonuçlar almayı umduklarını belirtti. Alagöz, “İnşallah beklenen sonuçları alarak bölgemize ek bir gelir olarak safranı kazandırırız. Bizlere sunduğu imkan ve desteklerden dolayı Muhittin Böcek başkanımıza teşekkürlerimi iletiyorum. Sağ olsun var olsun” diyerek teşekkür etti.

     

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Bakan Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil, ayçiçeği tarlasında biçerdövere binerek hasada katıldı

    Bakan Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil, ayçiçeği tarlasında biçerdövere binerek hasada katıldı

    Tiryaki Agro, hasat sezonunu  Ayçiçeği Tarla Günü ile tamamladı

     

    Global tarım tedarik zinciri şirketi Tiryaki Agro, Muş’ta yaklaşık 1000 kişinin katılımıyla düzenlenen Tarla Günü’nde, ayçiçeği hasadını Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil ile birlikte gerçekleştirdi. Törende yaptığı konuşmada Pakdil, “Muş tarihimiz açısından önem verdiğimiz bir il. Burada bazı teknolojik yatırımlar var. Biz teknoloji ile bilimiz beraber hareket ettiği bir alandayız. Çiftçi Kayıt Sistemi ve Tarım Cepte uygulamaları, tarımda dijitalleşme konusunda attığımız iki önemli adım” dedi.

     

     Muş Yıldız Alparslan Tarım İşletmesi’nde düzenlenen törenin açılış konuşmasını yapan Tiryaki Agro Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, “Ar-Ge faaliyetlerimiz kapsamında Muş’ta 18 çeşit yağlık hibrit ayçiçeğinin ekimini yaptık. Bugün burada, ayçiçeği verim denemesinin hasadını hep birlikte gerçekleştireceğiz” diye konuştu.

     

    Lider tarım tedarik zinciri şirketi Tiryaki Agro, hasat sezonunu Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil’in katılımıyla, Muş Yıldız Alparslan Tarım İşletmesi’nde gerçekleştirilen Ayçiçeği Tarla Günü ile tamamladı. Ayçiçeği Tarla Günü’ne özel düzenlenen törene Pakdil’in yanı sıra Muş Valisi Doç. Dr. İlker Gündüzöz, TİGEM Genel Müdürü Dr. Hasan Gezginç, Muş Belediye Başkanı Feyat Asya, AK Parti Muş Milletvekili Mehmet Emin Şimşek katıldı.

     

    Yaklaşık 1000 kişinin katılımıyla düzenlenen Tarla Günü’nde Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil, Tiryaki Agro Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu ile birlikte biçerdövere binerek ayçiçeği hasadını yaptı. Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden Muş’ta Bakan Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil ile birlikte hasat yapmaktan onur duyduklarını ifade eden Ahmet Tiryakioğlu, özel el yapımı işleme tabloyu hediye ederek Pakdil’e teşekkürlerini iletti.

     

    Törende yaptığı konuşmada ayçiçeğinin stratejik ve vazgeçilmez bir ürün olduğunu belirten Bakan Yardımcısı Nihat Pakdil, “Muş tarihimiz açısından önem verdiğimiz bir il. Burada bazı teknolojik yatırımlar var. Biz teknoloji ile bilimin beraber hareket ettiği bir alandayız. Çiftçi Kayıt Sistemi ve Tarım Cepte uygulamaları, tarımda dijitalleşme konusunda attığımız iki önemli adım” dedi. Çalışmaları hakkında bilgi veren Pakdil, “Sözleşmeli üretim ile kimsenin hakkının kaybolmayacağı bir yapı üzerinde çalışıyoruz. Muş, nüfusun yüzde 50’sinin tarımla uğraştığı bir il. Bu nüfusun kırsalda yaşamaya devam etmesi konusunda gençlerimiz ve hanımlara yönelik de projelerimiz var. Tarımın planlı yapılması konusunda çiftçilerimizle Bakanlık olarak birlikte hareket edeceğiz” diye konuştu. Bakan Yardımcı Nihat Pakdil, konuşmasının sonunda Tiryaki Agro Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu’na tohum üretimi konusundaki çalışmaları nedeniyle teşekkür etti.

     

    Oldukça verimli geçen bir hasat sezonunu Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil ile birlikte sonlandırmaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Tiryaki Agro Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, gerçekleştirdiği açılış konuşmasında, “Bugün geniş ovasıyla Türkiye’nin önde gelen tarım şehirlerinden birinde, Muş’tayız. Muş, Türkiye’de varlık gösterdiğimiz en önemli yerlerin başında geliyor. Burada TİGEM bünyesindeki yaklaşık 60 bin dekar alanda tohumluk buğday, ayçiçeği ve şeker pancarı üretiyoruz. Ar-Ge faaliyetlerimiz kapsamında yaptığımız 18 çeşit yağlık hibrit ayçiçeği ekiminin sonunda, bugün ayçiçeği verim denemesinin hasadını hep birlikte yapacağız” dedi. 

     

    Tarihi verim artışı

    Türkiye’nin en büyük özel tarım işletmesi olarak, yetiştirilen ürünlerle hem Muş hem de ülke ekonomisine katkı sağladıklarına dikkat çeken Tiryakioğlu, “Mevcut kadrolu 85 çalışanımıza ek olarak 700 kişiye de ek istihdam sağlıyor, tüm yatırımlarımız tamamlandığında çalışan sayımızın minimum 5 kat artmasını öngörüyoruz. Muş’ta elde edilen tohumların ülke geneline dağıtımını yaparak tarıma destek veriyor ve yıllık ortalama 18 bin tonluk tohum satışıyla 24 bin çiftçiye ulaşıyoruz” diye konuştu. Tiryakioğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “4 yıl gibi kısa bir sürede, yaklaşık 60 bin dekarlık alandan elde edilen 30 milyon TL’lik geliri, 200 milyon TL yatırım yaparak 7 misli artırdık. 15 bin dekarlık alanda, damlama ve yağmurlama modüler sistemini, yapay zeka destekli tam otomasyon ile bu yılın sonunda tamamlamış oluyoruz. Bu sistemde tamamıyla yerli ve milli yazılım kullandığımızı da gururla söylemek isterim. Sistemin en önemli avantajı da minimum su kullanarak verimi iki katına çıkarabiliyor olmamız. 2026 yılında ekilebilir 60 bin dekar alanın tamamına ulaşacak yaklaşık 700 milyon TL’lik sulama yatırımıyla, toplam ürün miktarını 12 kat artırarak 350 bin tona ulaşmayı hedefliyoruz.”

     

    Yeni yatırımlar yolda

    Muş ovasındaki tüm çiftçilere hizmet edecek, ilk etapta 20 bin tonluk lisanslı depo kurma çalışmalarına başladıklarını, deponun bir yıl içinde faaliyete geçeceğini söyleyen Ahmet Tiryakioğlu, üniversite-sanayi iş birliğine ilişkin önemli bir gelişmeyi de törende duyurarak “Burada, örnek alınacak bir üniversite-sanayi iş birliğini Muş Alparslan Üniversitesi ile birlikte gerçekleştiriyoruz. Sayın rektörümüz de burada, kendilerine yürekten teşekkür ediyorum ve bu müjdeyi, hocamızın da izniyle açıklamak istiyorum. Yakında Tiryaki-Çiftçi Akademisi’ni kuruyoruz. Böyle bir modelin tüm Türkiye’de uygulanmasıyla hem çiftçilerimiz hem sektörümüz hem de ülkemiz kazanacaktır” açıklamasında bulundu.

     

    Konuşmasının ardından Ahmet Tiryakioğlu, Muş yerel tezhip sanatçısı Sevim Uzel tarafından yapılan özel işleme tabloyu Bakan Yardımcısı Nihat Pakdil’e sunarak, Tarla Günü’ne katılımlarından dolayı teşekkür etti. Hasadın verimli olması için dile getirilen temennilerin ardından Nihat Pakdil ve Ahmet Tiryakioğlu biçerdövere geçerek hasat yaptılar.

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Boyner Grup’tan Yarınlar Büyüsün projesi

    Boyner Grup’tan Yarınlar Büyüsün projesi

    Boyner Grup’tan yenilikçi İnsan Kaynakları uygulamaları

     

    Toplumsal fayda ve sürdürülebilirlik anlayışının temeline cinsiyet eşitliğini konumlandıran Boyner Grup, bu alanda yaptığı yenilikçi uygulamalara bir yenisini daha ekledi. Boyner Grup, “Yarınlar Büyüsün” projesi ile ebeveyn olan çalışanlarına; uzatılmış babalık izni, evlat edinme izni, doğum sonrası anne ve baba için psikolojik destek, diyetisyen hizmeti ve çocuk gelişimi eğitimini kapsayan birçok destek sunacağını açıkladı.

     

    Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda önemli çalışmalara imza atan Boyner Grup, “Yarınlar Büyüsün” projesi ile insan kaynakları alanındaki yeni uygulamalarını duyurdu.

     

    Toplumsal cinsiyet eşitliğinin Boyner Grup’ta şirket kültürü olduğunu ve insan kaynakları politikalarını yenilikçi uygulamalarla güncellediklerini belirten Boyner Grup ve Boyner Büyük Mağazacılık İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Seda Kayrak Kızıltan, “Boyner Grup olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini bir demokrasi meselesi olarak görüyor ve bunu sağlayabilmek adına önemli çalışmalar yapıyoruz. İnsan kaynakları politikalarımız çerçevesinde toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili çalışanlarımıza düzenli bilgilendirmeler yapıyor, eğitimler düzenliyoruz. İşe alım, aday değerlendirme süreçlerimizden başlayarak belirli periyotlarda kadın çalışan oranımızı, kadın çalışanların eğitimlere katılım ve terfi oranlarını takip ediyor, gerekli aksiyonları alıyoruz. Herkes için eşit ve yaşanabilir bir dünya, daha iyi bir gelecek kadın ve erkek ayrımı yapmadan toplumsal cinsiyet eşitliği ile mümkün olacağına inanıyor, bu kapsamda anne ve babalara ilişkin eşit uygulamaları hayata geçiriyoruz.” açıklamasında bulundu.  

     

    Babalık izni uzatıldı, doğum öncesi ve sonrası destekler artırıldı

    “Yarınlar Büyüsün” projesi ile ebeveynlik konusunu bütünüyle ele alan destekleyici politikalar geliştirdiklerini anlatan Boyner Grup ve Boyner Büyük Mağazacılık İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Seda Kayrak Kızıltan, “Toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımımızın bir yansıması olarak ebeveyn olan çalışanlarımızı cinsiyet rollerinden arındırarak desteklediğimiz yeni bir düzene geçiyoruz. Proje ile baba olan çalışanlarımızın daha uzun izin hakları olacak. Babalık iznini 1 haftalık yasal süreye ek olarak 3 hafta ücretli izin ile toplamda 4 haftaya çıkardık. Evlat edinme konusunda da eşitleyici düzenlemeler yaptık. Evlat edinen çalışanlarımız da doğum sonrası izni, babalık izni gibi hakları ve elbette tüm eğitim desteklerini aynı şekilde kullanabilecek. Ayrıca, eğitimlerle, psikolojik destek ve diyetisyen hizmeti gibi uygulamalar ile de anne ve baba olan tüm çalışanlarımızın yanında olacağız.” diye konuştu.

     

    “Çalışanlarımızın mutluluğunu önemsiyor, insan kaynakları politikalarımızı günün koşullarına göre güncelliyoruz.” diyerek sözlerine devam eden Kızıltan, pandemiyle birlikte uzaktan çalışmaya geçtiklerine, halen 2 gün ofis 3 gün ev olmak üzere hibrit çalışma modeliyle devam ettiklerine de değindi. 

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Bayır’dan süt üreticisine 1 TL’lik ek destek

    Bayır’dan süt üreticisine 1 TL’lik ek destek

    Çanakkale Bölgesi’nin en büyük süt ürünleri üreticisi Bayır, süt üreticilerini desteklemek amacıyla “Süt Davası” kampanyası başlattı. Bu kapsamda Bayır, Süt Konseyi’nin 8,5 TL’lik litre başı çiğ inek sütü fiyatı ve Çanakkale yöresindeki 8 destekleme primi ile gelinen 9,2 TL tutara ek olarak, satın aldığı litre başına ödeyeceği ek 1 TL ile süt üreticisinin yem ve diğer sabit giderlerine destek olacak.

     

    Süt ve süt ürünlerinin beslenme zincirinin en önemli protein ve kalsiyum kaynaklarından biri olarak sadece ticari bir ürün değil, stratejik ve milli bir mesele olduğuna dikkat çeken Bayır Süt Ürünleri ve Teknolojileri Girişim A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erman Büyükgaga, süt ürünleri markalarını, süt üreticilerine +1 TL yem desteği vermeye çağırırken, tüm tüketicileri de #sütdavası etiketi ile paylaşımlar yapmaya ve kampanyaya destek olmaya davet etti.

     

    Erman Büyükgaga, “Süt Davası’nın, devlet ve vatandaştan market zincirlerine, yem üreticilerinden, tarım finansmanı kuruluşlarına, süt ürünleri markalarından, besi çiftliklerine tüm süt endüstrisinin ele ele vererek, birbirimize karşı taraf olarak değil, birbirimizin yanında durarak, iyi niyetle, sorumluluk duygusu ve yerli malı haftalarının pozitif enerjisi içerisinde, “gıdamızı ve milli gastronomi değerlerimizi koruma kampanyası” niteliğinde bir toplumsal dayanışmanın adı olmasını istiyoruz.” dedi.   

     

    Bayır Süt’ten kampanyaya ilişkin yapılan açıklama şöyle:

     

    Süt Ürünleri Üreticilerimizin ve Değerli Kamuoyunun Dikkatine

     

    Ülkemiz, bir süredir süt üretiminde fiyat krizi yaşıyor. Dünyada 9. büyük süt üreticisi olan Türkiye’nin tüm süt üreticileri; yem, işgücü, enerji gibi çeşitli girdi maliyetlerindeki artışlar nedeniyle ayakta durmakta zorlandıkları bir dönemden geçiyor. 

     

    Süt ve süt ürünleri, beslenme zincirimizin en önemli protein ve kalsiyum kaynaklarından biri olarak sadece ticari bir ürün değil, stratejik ve milli bir meseledir.

     

    Ancak, sütün tek kaynağı olan süt danaları aylardır gözlerimizin önünde, artık bu faaliyeti devam ettirmenin hiçbir ekonomik katma değeri kalmadığını düşünen süt üreticilerinin ‘zarar kes’ politikası ile kesime gönderiliyor. Bugün gelinen noktada, ülkemizdeki süt danası stoğunu hızlı şekilde kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyayız.

     

    Süt fiyatı krizinin geldiği bu aşamada; tüm süt ürünleri üreticileri olarak olgun, vizyoner ve topluma karşı sorumlu bir tüccar gibi davranmak zorundayız. Bu sorunun çözümünde ne Süt Konseyi’ni ne de devletimizi konunun merkezine koymaya, bu sorunu bir politika sorunu noktasına getirmeye ihtiyaç olmadığını da görüyoruz. Çünkü hepimiz aynı gemideyiz.

     

    Süt ürünleri üreticileri ve markaları olarak, maliyet ve piyasa fiyatı arasındaki dengesizliği görmeli, sürdürülemez olan bu maliyet avantajını kar saymamalı, ürün kalitemizin ve üretim sürdürülebilirliğimizin temel taşı olan süt üreticilerini, üretimlerine karlı olarak devam etmeleri için acilen desteklemeliyiz. Bu açıdan Bayır markası olarak sorumluluk üstleniyor, çuvaldızı önce kendimize batırıyoruz.

     

    Bu sorunu süt üreticileri, süt ürünleri markaları ve tüketici olarak el birliği ile çözebiliriz. Türkiye’nin milli gastronomi değerleri olan ayranı, kaymağı, süzmeden tazeye Türk yoğurdunu, Ezine peynirini, mis gibi kokan Türk tereyağını üretmek için gerek şart olan; en kalitelisinin de ilimiz Çanakkale ve Balıkesir yörelerinde üretilen sütümüzü, milli bir dava olarak görmek ve desteklemek zamanıdır.

     

    Süt, en çok Çanakkale, Konya, Balıkesir, Aydın gibi illerde üretiliyor olabilir ancak en çok tüketildiği iller İstanbul, Ankara ve İzmir’dir. Süt davası, en az Çanakkale ve Balıkesir insanı kadar, bu üç büyük ilde yaşayan vatandaşların da davası olmalıdır. 

     

    Çünkü süt yoksa, Ezine peyniri yok, Türk mutfağının en nadide değerleri olan taze yoğurt, süzme yoğurt, kaymak yok demektir. Kaliteli yoğurt yoksa; lezzetli mantı, İskender, bakla yok, kaliteli kaymak yoksa, ekmek kadayıfı yok, Türk kahvaltısı yok demektir. Süt yoksa, ayran yok; ayran yoksa, dürüm döner eksik demektir. Süt yoksa lor peyniri yok, Türk mutfağının en özgün tatları olan tepsi böreği, su böreği yok demektir.

     

    Bayır olarak, kalbinde yer aldığımız Çanakkale, süt üretimi açısından toplam ulusal süt üretiminde yaklaşık 3 paya sahip olmasına karşın, üretilen sütün büyük bölümü, yağ oranı en yüksek olan A sınıfı süttür.  Çanakkale’nin sütü, kalite çıtasını belirlediği peynir ve yoğurt gibi ürünlerde de çok büyük öneme sahiptir.

     

    Bu nedenle Bayır olarak, “Süt Davası” farkındalık kampanyasını başlatmak istedik. Çünkü içinde bulunduğumuz durum, Konya, Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Aydın gibi inek sütü üretiminde ön sırada gelen iller için bir ekonomik refah davası, çocuklarımız için bir sağlıklı ve yeterli beslenme davası, Türk mutfağı ve gastronomi turizmi için de bir varoluş davasıdır. 

     

    11 Ekim 2022 tarihinde açıklanan litre başı süt alım tavsiye fiyatında yapılan artış için Süt Konseyi’nin iyi niyetli adımına, Bayır olarak biz de katkıda bulunma kararı aldık. Girdi maliyetlerinin süt üreticileri üzerindeki baskısı hafifleyene dek tüm sektör oyuncularını bu girdi desteği modelimize katılmaya, tüm kamuoyunu da kampanyamıza destek vermeye davet ediyoruz. 

     

    Süt Davası eylem planımız çerçevesinde şu 3 önemli ve çok gerekli adımı atacağız:

     

    1. Bayır olarak bugünden itibaren, bu zor dönemi aşana kadar tüm süt tedarikçilerimize, maliyetlerinde 50 ila 70 oranla en büyük girdi kalemi olan yem konusunda destek vereceğiz. Süt Konseyi’nin açıkladığı 8,5 TL’lik  iyileştirilmiş litre fiyatı ve Çanakkale yöresindeki 8 destekleme primi ile gelinen 9,2 TL tutara ek olarak, satın aldığımız her bir litre başına ek 1 TL tutarla, üreticilerimizin yem ve diğer sabit giderlerine destek olacağız. 

     

    1. Bu adil fiyat ödemesinin üçte ikisini, Bayır olarak biz üsteneceğiz. Üçte birlik kısmını fiyatlara yansıtarak sağlıklı ve lezzetli süt ürünleri yemek isteyen vatandaşlarımızı da bu çabamıza paydaş kılacağız. Süt Davası eylem planı dahilinde Bayır’ın 1 TL tutarında desteğinin, bugün itibarı ile 1 kg taze yoğurt maliyetine etkisi 1,3 TL olacaktır. Bunun 0,45 TL’sini ürün fiyatına yansıtacak, 0,85 TL’sini ise biz üsteleneceğiz. Çünkü bugün 1 kilo yoğurda 0,45 TL, bir kilo peynire 1,5 TL daha ödemezsek; yarın tağşişli süt ve süt ürünleri tüketme, kesime gönderilen süt danaları nedeniyle raflarda süt ürünleri bulamama riskini almış olacağız. Tüketicilerimizin de katkısıyla bu risk bertaraf edilmiş olacaktır.  

     

    1. Yemek, gıda, gastronomi, tarım ve ekonomi alanında etkili olan fikir önderlerini, sosyal medya fenomenlerini ve yazarlarını, Süt Davası farkındalık iletişimine destek olmaya çağırıyoruz. #sütdavası etiketi ile tüm tüketicilere, süt üreticilerinin desteklenmediği durumda ülke ekonomisinin, istihdamın, halk sağlığının, besin zinciri devamlılığının yara alacağı ve ülkece karşılaşacağımız sonuçların ciddiyeti konusunda bilgilendirme çabamıza katılmaya davet ediyoruz.

     

    Tüm kamuoyuna ve süt ürünleri sektörü paydaşlarına, Süt Davası’na göstereceği inanç, anlayış, maddi ve manevi destek için gönülden teşekkür ediyoruz.

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Türk Teknoloji Şirketlerinin Global Kapısı Dubai’de Açıldı

    Türk Teknoloji Şirketlerinin Global Kapısı Dubai’de Açıldı

    Teknoloji şirketlerinin, başta Asya ve Ortadoğu olmak üzere dünya pazarına açılmasını sağlayacak Dubai Teknoloji Pazarlama Ofisi hizmete girdi. Starcamp Global himayesinde kurulan ofisin açılışında konuşan Türkiye Dubai Başkonsolosu İlker Kılıç, “Uluslararası şirketlerin bölgesel ofisleri Dubai’de faaliyet gösteriyor. Bu da şirketlere çok ciddi bir pazar ve sıçrama tahtası sunuyor” dedi. 

     

    İş ve finans dünyasının buluştuğu Dubai, Türk bilişim şirketlerinin yeni pazarı olma yolunda. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Yıldız Teknopark önderliğinde kurulan ve 5 üniversitenin yer aldığı Starcamp Global çatısı altında açılan ofis ile yerli şirketlerin global pazarda etkinlikleri arttırılacak. Bu yıl 42'ncisi düzenlenen bilişim ve yazılım sektörüne yönelik Gitex Global fuarına da ev sahipliği yapan Dünya Ticaret Merkezi (DWTC) içindeki Dubai Teknoloji Pazarlama Ofisi’nin açılışına T.C Dubai Başkonsolosu Mustafa İlker Kılıç, Dubai Ticaret Ataşesi Ersoy Erbay, yine Dubai Ticaret Ataşesi Hacı Hasan Kaygısız, Starcamp Global FZE ve YTÜ Yıldız Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman, MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Osman Çalışkan ve YTÜ Yıldız Teknopark Genel Müdür Yardımcısı İsa Turgut İnci’nin yanı sıra Türkiye’den önemli STK’ların ve teknoloji şirketlerinin üst düzey yöneticileri katıldı. 

     

    EŞSİZ NETWORKING İMKANI SUNULUYOR

    Açılışta konuşma yapan Türkiye Dubai Başkonsolosu Mustafa İlker Kılıç, Türk teknoloji şirketlerinin genellikle batıya baktığını belirterek, onun yerine doğuya bakmalarını tavsiye etti. Kılıç, şunları söyledi: “Dubai pazarı şirketlere çok ciddi imkanlar sunuyor. Uluslararası birçok şirketin bölgesel ofisleri burada bulunuyor. Bu da şirketlerimize çok ciddi bir pazar ve sıçrama tahtası sunuyor. Dubai Teknoloji Pazarlama Ofisi’nin sunduğu networking imkanı gerçekten eşsiz. Dubai’de bizim şirketlerimizin de bulunması gerekiyor. Ancak Türkiye’den gelip giderek bunu yapmak mümkün değil, burada olmak gerekiyor. Burada sizden hizmet alacaklarsa ya da size bir yatırım yapacaklarsa, Türk şirketi olmanız artı bir değer. Türkiye markası burada insanların değer verdiği bir marka ve sizi burada görmek istiyorlar. Burada bir adresinizi, bir telefon numaranızı görmek istiyorlar, aksi takdirde bazı engellerle karşılaşabiliyorsunuz. Dolayısıyla Dubai’ye gelin, firma açın ve Dubai Teknoloji Pazarlama Ofisi’ni değerlendirin. Önümüzdeki dönemde merkezin işleyişiyle ilgili yeni atılımlar yapılacak, ekipler kurulacak, çok daha güzel bir noktaya gelinecek. Bu bir fırsat hepimiz için, bu fırsatın en güzel şekilde değerlendirileceğine inanıyorum” şeklinde konuştu. 

     

    STARCAMP TÜRKİYE’NİN TÜM TEKNOLOJİ FİRMALARI İÇİN DUBAİ’DE

    Starcamp Global FZE ve YTÜ Yıldız Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman ise ofis aracılığıyla bilişim şirketlerinin daha rahat global pazara erişebileceklerinin altını çizdi. Halihazırda faaliyette olan 10’un üzerinde şirketin bulunduğunu söyleyen Tanışman, “Ofis bünyesinde tecrübeli firmalarımız var. Bu şirketlerin yıllık ticaret hacmi 60-70 Milyon dolar seviyesine kadar yükselmiş durumda. Projeye dahil olacak şirketlere bu pazarı bilen 10’dan fazla Türk bilişim firması ve bizim ekip arkadaşlarımız pazarla ilgili her türlü konuda yardımcı olacak” dedi. 

     

    Türk bilişim firmalarının Dubai üzerinden Kuzey Afrika, Arabistan, Körfez ve hatta Asya pazarına yönelebilmesi için Dubai'de tüm imkanları sunduklarını belirten Tanışman şunları söyledi: "Teknoparklar Türkiye’deki teknoloji ve AR-GE ekosistemini geliştirmek üzere kuruldular. Biz Türkiye'de üst üste üç yıl birinci olduktan sonra Türkiye'de birinci olmak yetinmedik. Başarımızı dünyaya, globalde taşıyalım, bölgemizde de lider olalım düşüncesiyle ve Starcamp Global ortaklarını da temsilen Dubai’de ofis kurduk. Bu kurumların gücünü ve Türkiye’yi Dubai pazarına tanıtıyoruz. Biz diğer teknoparkları da temsil ediyoruz hatta sadece teknoparklar değil Türkiye’deki bütün teknoloji firmaları için buradayız. Bilişim firmalarının Dubai üzerinden Kuzey Afrika, Arabistan, Körfez ve hatta Asya pazarına yönelebilmesi için faaliyet gösteriyoruz ve bu tüm imkanları sunuyoruz. Global başarılarımıza ortak olmak isteyen şirketlere de ‘gelin birlikte büyüyelim’ diyoruz.” 

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Yerli ses teknolojileri şirketi Sestek, küresel iletişim teknolojileri şirketi Unifonic tarafından satın alındı

    Yerli ses teknolojileri şirketi Sestek, küresel iletişim teknolojileri şirketi Unifonic tarafından satın alındı

    Ses ve Yapay Zeka odaklı çözümler geliştiren teknoloji şirketi Sestek, iletişim teknolojileri pazarında önemli bir küresel oyuncu olan Unifonic tarafından satın alındı. Bu satın alma ile her iki firmanın sunduğu hizmetler hem çeşitlenecek hem de coğrafi erişim açısından genişleyecek. Ayrıca Unifonic, Sestek’in yapay zeka ve analiz çözümleri ile küresel müşterilerine daha bütüncül bir müşteri deneyimi sağlayacak.

     

    Orta Doğu'nun önde gelen müşteri etkileşim firmalarından biri olan Unifonic, bugün Ar-Ge odaklı ses ve yapay zeka çözümleri geliştiren teknoloji şirketi Sestek'i satın aldığını duyurdu. Satın alma işlemi 12 Ekim 2022 tarihinde tamamlandı.

     

    2000 yılında kurulan Sestek, kurumların veri odaklı karar vermelerine, verimli çalışmalarına ve daha iyi müşteri deneyimi sunmalarına yönelik çözümler sunan teknolojiler geliştiriyor.  Sestek, bugün 16 ülkede 200’den fazla kurumsal müşteriye hizmet veriyor. İstanbul ve Ankara’daki iki Ar-Ge merkezinde 100’ü mühendis olmak üzere 140 kişilik bir ekibi var. Dubai, Londra ve New York’ta satış ofisleri bulunuyor. Müşterileri arasında Türkiye ve dünyanın önde gelen bankacılık, sigorta, telekom ve perakende markaları bulunuyor. Sestek aynı zamanda Gartner raporlarında yer alan bir ses teknolojisi şirketi olarak dikkat çekiyor. 

     

    Türkiye yazılım sektörü için de önemli bir gelişme

    Bu satın alma ile Unifonic, Sestek’in ses ve yapay zeka odaklı teknolojilerini hizmetleri arasına dahil ederek sunduğu çözümlerde önemli bir çeşitlilik sağlarken, aynı zamanda Sestek’in geniş bir coğrafyaya yayılan müşteri portföyünden de istifade edecek. Diğer yandan kendi alanında lider yerli bir yazılım firması olan Sestek’in, bir küresel iletişim teknolojileri devi tarafından satın alınması Türkiye pazarı için de önemli bir gelişme.

     

    Satın almaya ilişkin olarak, Sestek Kurucusu ve CEO’su Prof. Levent Arslan: “Unifonic ekibiyle birlikte büyüme yolculuğumuzun yeni aşamasına başlamaktan heyecan duyuyoruz. Unifonic'in müşterilerine sınıfının en iyisi, müşteri etkileşim çözümleri sunmaya devam ederken operasyonlarını hızla ölçeklendirme yeteneğinden etkilendik. Küresel bir müşteriye çok kanallı müşteri etkileşimi teknolojisi çözümleri sağlamak için platformlarımızın birleşik yeteneklerinden ve pazara açılma tecrübelerinden yararlanmayı heyecanla bekliyoruz. Unifonic'in yatırımcıları arasında Softbank ve Sanabil gibi prestijli fonların olması ve müşteri etkileşimi alanında lider firmalardan biri olarak tanınması, pazardaki varlığımızı ve büyümemizi hızlandıracak.” şeklinde konuştu.

     

    Unifonic Kurucu Ortağı ve CEO’su Ahmed Hamdan ise şunları söyledi: “Unifonic ve Sestek, hızla büyüyen ve gelişen müşteri etkileşim sektörünü değiştirmeye yönelik ortak bir görüşü paylaşıyor. Sestek'in yapay zekâ destekli ses otomasyon çözümleri, Unifonic'in ürün portföyünü önemli ölçüde geliştiriyor. Birleştirilmiş teknolojimiz ve pazara çıkış yeteneklerimizle, Sestek'in güçlü Ar-Ge kaslarını müşterilerimiz ve stratejik pazarlarımız genelinde etkin bir şekilde kullanırken, büyüme hedeflerimizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz.” 

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Fuarizmir Fashion Prime ve Fashion Tech ile renklendi

    Fuarizmir Fashion Prime ve Fashion Tech ile renklendi

    Hazır giyim sektörünü buluşturan Fashion Prime ve Fashion Tech fuarları, kapılarını açtı. Sektöre güçlü bir ticaret kapısı açan, kumaş, konfeksiyon yan sanayi, hazır giyim, konfeksiyon makineleri ve baskı teknolojilerinin aynı anda sergilendiği fuarlarda; aynı zamanda defileler, söyleşiler, sergiler de gerçekleştiriliyor. Fuarda, uluslararası dokuma sanatçısı Fırat Neziroğlu tarafından tasarlanıp yapılan Kumaş Aksesuar ve Hazır Giyim Trend Alanı ile düzenlenen karma kumaş defilesi ve İzmir Olgunlaşma Enstitüsü “Anadolu Destanı” defilesi, ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.

     

    İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde fuarizmir’de İZFAŞ tarafından düzenlenen Fashion Prime – Tekstil, Hazır Giyim Tedarikçileri ve Teknolojileri Fuarı ile İZFAŞ – İzgi Fuarcılık iş birliği ile gerçekleştirilen Fashion Tech – Hazır Giyim, Konfeksiyon ve Tekstil Makineleri, Tekstil Baskı Teknolojileri Fuarı, 12-15 Ekim 2022 tarihlerinde ziyaretçilerini ağırlıyor. 

     

    Trend Alanı’nı Fırat Neziroğlu tasarladı 

    Fashion Prime Fuarı kapsamında, her yıl farklı bir konsept ile sanatçılarla buluşan Kumaş Aksesuar ve Hazır Giyim Trend Alanı’nın bu yıl tasarımcısı; kendi ismine patentli dokuma tekniği ile literatüre geçen uluslararası dokuma sanatçısı, Fashion Week Newyork’ta YEN koleksiyonu ile ülkemizi temsil eden Fırat Neziroğlu oldu. Ünlü sanatçı Trend Alanı için İzleme, Yansıma, Pantone ve Hayat temalarıyla özel bir tasarım gerçekleştirdi. Sanatçı; hayatın her alanında yaşadığımız izleme, yansıma ve renk harmonisinin hayata dönüştüğü, her bir temada geometrik desenler, renkler ve Anadolu’nun geleneksel yapısını geleceğe bağlayan bir tasarım ortaya çıkardı. 

     

    700 yıllık tezgah da sergileniyor

    Tire Kent Müzesi’nde sergilenen 700 yıllık geçmişe sahip “Beledi Dokuma Tezgahı” ve “Urgan Çarkı”nın özel üretim replikaları da Tire Belediyesi’nin desteğiyle bu fuar için getirilerek sanatçının tasarladığı alanda yerini aldı. Yıllar önce Tire’de Beledi Dokuma tekniğini öğrenen Fırat Neziroğlu ile dedesi ile annesinden dokumayı öğrenen ve Tire’de bir atölye kuran sanatın üçüncü kuşak temsilcisi Nurefşan Yaykal, 700 yıllık dokuma tezgahında katılımcılara kısa bir performans sergiledi. 

     

    48 bin 926 metre ip kullanarak hazırlanan sanat eseri

    Fashion Tech Fuarı katılımcılarından Durak Tekstil’in 50. yılında başarılarını kutlamak ve aynı zamanda markayı sanayi sınırlarının ötesine taşımak için Rope N Roll Sanat Atölyesi ile birlikte hayata geçirdiği “İplikten Sanata” projesi “Morfoz” isimli sanat eseri de A Fuayı Alanı’nda sergileniyor. Sanatçı Özgür Özcan ve ekibinin String Art Tekniği ile 97 renkte 48 bin 926 metre ip kullanarak, 75 bin 272 adımda, 74 saat uygulamayla hazırladığı sanat eseri ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Durak Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Direktörü Yiğit Durak da “İplikten Sanata” projelerinin, sanatçı Özgür Özcan ile birlikte farklı eserlerle süreceğini söyledi. 

     

    Fuar defilelerle renklendi 

    Fashion Prime – Tekstil, Hazır Giyim Tedarikçileri ve Teknolojileri Fuarı kapsamında ilk gün düzenlenen iki defileyi yerli ve yabancı çok sayıda davetli izledi. Sektörün seçkin kumaş firmalarının ürünleriyle hazırlanan elbiselerden oluşan World Of Fashion Erkan Yılmaz’ın karma kumaş defilesi, Koreograf Serkan Duman ve Gökhan Duman’ın 30 kişilik Duman Ajans modeliyle gerçekleştirildi. Defilede tasarımcı Fırat Karapınar’ın hazırladığı elbiseler de yer aldı. Erkan Yılmaz, fuar için 5 aydır hazırlandıklarını ve seçkin kumaş firmalarının ürünlerini bu organizasyonla tanıtmanın heyecanı ile gururunu yaşadıklarını söyledi. 

     

    T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı İzmir Olgunlaşma Enstitüsü “Anadolu Destanı” defilesinde, Türk geleneksel giyim kültürünün benzersiz parçalarını modaseverlerle buluşturdu. İzmir Olgunlaşma Enstitüsü, her biri birbirinden farklı işlemeleri, desenleri ve süslemeleriyle adeta tarih kokan özgün tasarımlardan oluşan “Anadolu Destanı” defilesiyle seyircilere tarihi bir yolculuk yaşattı. Yoğun ilgiyle karşılanan defilede; Anadolu’nun unutulan motifleri ile desenlerini ortaya çıkaran, el işçiliğiyle göz dolduran, değerlerimizin ve medeniyetimizin yansıması olan 27 kıyafet, Duman Ajans koreografisiyle sunuldu. 

     

    İlk gün düzenlenen gala gecesi ise sektör temsilcileri, odalar, sivil toplum kuruluşları, dernekler,  ile katılımcıları bir araya getirdi.  

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı