Blog

  • GE Healthcare, meme kanseriyle ilgili farkındalığı artırmak için AKM’yi pembe renkte ışıklandırıyor

    GE Healthcare, meme kanseriyle ilgili farkındalığı artırmak için AKM’yi pembe renkte ışıklandırıyor

    • GE Healthcare Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü’nün Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı ilan ettiği Ekim ayında, meme kanseri hakkında toplumu aydınlatmak ve bilinçlendirmek amacıyla, üç gün boyunca Atatürk Kültür Merkezi’ni pembe renkle ışıklandırıyor. 

     

    • GE Healthcare aynı zamanda farkındalığı artırmak amacıyla “Aydınlanmayla Başlar” isimli sosyal sorumluluk projesini de başlatıyor. Bu kapsamda İstanbul Gönüllüleri ile kadınlara yönelik bilinçlendirme toplantıları düzenlenecek.

     

     

    GE Healthcare Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü’nün, meme kanserine karşı farkındalık oluşturmak amacıyla Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı ilan ettiği Ekim ayında, erken teşhisin önemini vurgulamak adına “Aydınlanmayla Başlar” isimli bir farkındalık kampanyası başlattı. Bu çerçevede geçtiğimiz yıl yeniden kültür sanat izleyicisiyle buluşan görkemli Atatürk Kültür Merkezi üç gün boyunca pembe ışıkla aydınlatılıyor. Ayrıca toplumu bilinçlendirmek adına bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçiren GE Healthcare, İstanbul Gönüllüleri ile iş birliği yaparak düzenlenecek seminerler ile kadınları meme kanserine karşı bilinçlendirecek.  

     

    Kadınlarda yüzde 30 ile en sık görülen kanser türü olan meme kanseri, her 8 kadından 1’i için risk oluşturmasına karşın, erken teşhisle aynı zamanda önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık (1).        Bu nedenle de Dünya Sağlık Örgütü’nün, meme kanserine karşı farkındalık oluşturmak amacıyla Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı ilan ettiği Ekim ayında tüm dünyada çalışmalar yapılıyor. 

     

    GE Healthcare Türkiye de meme kanserine karşı mücadeleyi desteklemeye yönelik taahhüdünün bir parçası olarak, bu alandaki çalışmalarını 2012'den bu yana farklı aktivite ve kampanyalarla aralıksız sürdürüyor. Meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekmek amacıyla, geçtiğimiz yıllarda Galata Kulesi ve tarihi Çırağan Sarayı’nı pembe renkle ışıklandıran ve farklı şekillerde toplumu bilinçlendirme çalışmaları yapan GE Healthcare, bu yıl da İstanbul’un bir ikonik yapısı Atatürk Kültür Merkezi’ni üç gün boyunca pembe renkle aydınlatıyor. Proje kapsamında meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekmek ve farkındalığı artırmak için, İstanbul Gönüllüleri grubu ile Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Filiz Çelebi’nin yer alacağı halka yönelik bilinçlendirme toplantıları da düzenlenecek. Kampanya süresince “Erken teşhis hayat kurtarır” bilincini topluma yaygınlaştırmak ve düzenli sağlık kontrollerinin, mamografi çekiminin ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulamak üzere çalışmalar sürdüren GE Healthcare “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı”nda, #AydınlanmaylaBaşlar etiketi ile sosyal medyada da kanser konusunda farkındalığın artırılması için paylaşımlar yapıyor.

     

    Başta kadınlar olmak üzere tüm kamuoyunun meme kanseri konusunda bilinçlendirilmesini hedeflediklerini belirten GE Healthcare Türkiye, İran ve Orta Asya Genel Müdürü Mustafa Yıldırım, “GE Healthcare Türkiye olarak 2012'den bu yana meme kanserine dikkat çekmek amacıyla projeler yürütüyoruz. Bu yıl da erken teşhisin hayat kurtaracağına dikkat çekerek her şey ‘Aydınlanmayla Başlar’ diyor ve İstanbul’un en gözde yapılarından biri olan Atatürk Kültür Merkezi’ni pembe ışıklarla aydınlatıyoruz. Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Meme kanseri görülme yaşının genç yaşlara kayması, sorunun önemini daha da artırmaktadır. Tıbbi görüntüleme ve dijital çözümler alanındaki öncü firmalardan biri olarak, teknolojilerimizle dünya çapında yılda 2 milyardan fazla hastayı tarıyor ve tedavilerine destek oluyoruz. GE Healthcare olarak hastalığın erken teşhisinin, insan hayatını kurtarabileceğinden yola çıkarak tüm dünya çapında yoğun çalışmalar yürütüyoruz." dedi.

     

    AKM Sanat Yönetmeni Remzi Buharalı ise projeye ilişkin şunları söyledi: “Sanat, etki gücüyle her anlamda kitlelerin farkındalığını artırıyor. GE Healthcare girişimiyle 13-14-15 Ekim tarihlerinde İstanbul’un hatta Türkiye’nin gözbebeği kültür sanat kurumu olarak ikonik AKM binasını pembe ile ışıklandıracağız. Böylece kadın sağlığı için hayati olan meme kanserinin erken teşhisinin önemine dikkat çekeceğiz.”

     

    30 yılı aşkın bir süredir Türkiye'nin sağlık sektörüne destek sunan GE Healthcare, bugün ülke genelinde 3.000'den fazla sağlık kuruluşunda kullanılan 60.000'den fazla sistem ve teknolojinin üreticisidir.

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Kağıtta 142 dakika, dijitalde 10 saniye

    Kağıtta 142 dakika, dijitalde 10 saniye

    Fayda odaklı çözümler sunan E-GÜVEN 19 yıldır hayatı kolaylaştırıyor

     

    Türkiye'nin ilk elektronik sertifika ve mobil imza hizmet sağlayıcısı E-GÜVEN, fikri liderliği ve yenilikçi çözümleriyle şirketlerin ve bireylerin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. 17 yıldır elektronik sertifika hizmeti veren şirket, ayda ortalama 70 milyon sertifika doğrulama işlemi gerçekleştiriyor. 

     

    2003 yılında kurulan, Türkiye’nin ilk elektronik sertifika ve mobil imza hizmet sağlayıcısı E-GÜVEN, ana odağında e-imza olmak üzere; gelişen teknolojiye ve eğilimlere uygun, kullanıcı dostu çözümleriyle şirketlerin ve bireylerin hayatını kolaylaştırıyor. Türkiye elektronik imza pazarında özel sektöre hizmet veren şirketler arasında pazar lideri olan firma, doğa dostu ve sürdürülebilir çözümleriyle dikkat çekiyor. 

     

    17 yıl önce kanun kapsamında başladı

    E-imza dünyada yaklaşık 23, Türkiye’de ise 17 yıldır kullanılıyor. 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında yasal düzenlemesi yapılan e-imza, ıslak imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahip ve elektronik ortamda gerçekleştirilen işlemlerde kişilerin kimlik bilgilerinin doğruluğunu garantiliyor. Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan e-imza kamudan özel sektöre, bankacılıktan e-ticarete, kurum içi sözleşmelerden ihale süreçlerine kadar tüm işlemlerde kullanıyor. Kimlik doğrulama, bankacılık, e-devlet, ihracat, eğitim, sağlık gibi birçok alanda ve farklı işlemlerde kullanılan e-imza; zaman, iş gücü ve maliyet avantajı sunuyor. E-imza ile adres değişikliği bildirimi ve iş yeri adresi değiştirme gibi işlemler de kolayca yapılabiliyor.  

     

    Yasal geçerli imza sadece 10 saniyede 

    İmzalama ve onay süreçlerinin elektronik ortamda gerçekleştirilmesi başta insan kaynağı olmak üzere; zaman, kargo, kâğıt, kırtasiye gibi alanlarda tasarruf sağladığını belirten E-GÜVEN Genel Müdürü İlker Türkoğlu, “İhtiyaç temelli ve fayda odaklı bakış açımızla 17 yıldır e-imza ve mobil imza hizmeti veriyoruz. Islak imza ile işlemler ortalama 142 dakika sürerken e-imza ile yapılan işlemler sadece 10 saniyede bitiyor. İşlemleri hızlandırırken, doğayı da koruyoruz. Sürdürülebilirlik, yaptığımız işin doğası gereği merkezimize aldığımız bir konu. Kağıt kültüründen dijitale geçerek insan kaynağını daha verimli kullanmak, zamandan kazanmak mümkün. İşlerimizi yaparken kağıt, kartuş, toner, kargo gibi maliyetlere katlanmak zorunda değiliz.” dedi. 

     

    Kar amacı gütmeyen E-GÜVEN Akademi ile nitelikli iş gücüne katkı 

    Şirketlerin aradıkları yetenekleri bulmakta zorlandıkları bu dönemde, değişen, daha rekabetçi hâle gelen iş ortamında kurumsal sosyal sorumluluk projesi olarak gördüğü E-Dönüşüm Sertifika Programı ile e-dönüşüm alanında farkındalık yaratmayı hedefleyen şirket, 2015’ten bu yana farklı üniversitelerde gerçekleştirdiği bu programla ülkemizin nitelikli insan gücüne katkı sağlıyor. Konuları ve eğitmenlerini titizlikle seçiyor, her yıl küresel eğilimleri de içeren konuları kapsayacak şekilde programını güncelliyor. 

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Samsung, SDC 2022’de geliştiriciler ve içerik üreticilerle en son yenilikleri paylaştı!

    Samsung, SDC 2022’de geliştiriciler ve içerik üreticilerle en son yenilikleri paylaştı!

    Samsung Electronics, San Francisco’da gerçekleştirdiği Samsung Developer Conference (SDC 2022) etkinliğinde, tasarımcı, geliştirici ve içerik üreticilerini ağırladı. Ekosistemin paydaşları, Samsung’un sunduğu yeni bağlantılı deneyimleri keşfetmek üzere bir araya geldi.

     

    Teknoloji devi Samsung, etkinlik kapsamında; daha yalın bir müşteri deneyimi sunacağı ‘Sakin Teknoloji’ isimli vizyonunu ilk kez SDC 2022 etkinliğinde duyurdu. Şirket, bağlantılı deneyimlere dayalı bir platform olmanın ötesinde artık daha akıllı yaşam tarzlarını mümkün kılan bir platforma dönüşen yeni SmartThings vizyonunu da tanıttı. 

     

    Samsung, yeni ‘Sakin Teknoloji’ vizyonu ile doğrudan bir deneyime odaklanıyor

    Samsung’un ‘Sakin Teknoloji’ perspektifiyle çalışan cihazlar, kuruluma gerek kalmadan aynı anda bir arada çalışarak, kullanıcıların doğrudan deneyim aşamasına geçmesini sağlıyor. Samsung bu vizyonu hayata geçirmek için SmartThings platformu ve bağlantılı hizmetlerini yeniden tasarladı. Samsung Hub EverywhereSmartThings EnergySmartThings Pet ve SmartThings Cooking gibi akıllı ev işlevlerinin tamamını işitsel ve görsel veriyle çalışacak şekilde entegre etti. Samsung ayrıca, akıllı ev aydınlatma sistemlerinin müzikle eşleşebilmesini sağlamak üzere Philips Hue ile bir iş birliği de gerçekleştirdi.

     

    Bağlantılı ev deneyimlerini iş ortakları ile dönüştürmeye devam ediyor

    Tüm bunların yanında Samsung ve GoogleMatter cihazlarında çoklu yönetici özelliği oluşturarak kullanıcıların cihazlarını platformlar arasında bulmasını ve bağlamasını da kolaylaştırıyor. Bu iş birliği, önümüzdeki dönemde bağlantılı ev deneyimlerine daha fazla cihazın ve kullanıcının dahil olmasını sağlayacak. Sesli Asistan Platformu Bixby ile SmartThings arasında, geliştiricilerin daha iyi sesli komut ve kullanıcı arabirimi deneyimleri oluşturmaları için entegrasyon da sağlandı. Samsung'un kendi sesli asistan platformu Bixby, Galaxy cihazlarını tek tek kontrol edebilen bir Yapay Zeka çözümü haline geldi. Yeni Bixby Home Studio sayesinde geliştiriciler artık SmartThings platformu için farklılaştırılmış özel deneyimler oluşturabilecek. 

     

    Samsung, akıllı ev sistemleri tasarlamaya devam ederken, Galaxy cihazlarının birbirini korumasını sağlayan yeni bir güvenlik paradigması da geliştirdi. Galaxy cihazlarından TV'lere ve ev aletlerine kadar cihaz ekosisteminin tamamını koruyan Samsung Knox Matrix, blok zinciri tabanlı özel bir platform olarak öne çıkıyor. Kullanıcılar, güvenlik açıklarını tarayan, güncellemeleri öneren ve güvenliği en üst düzeyde tutmayı sağlayan yeni Güvenlik ve gizlilik denetim panosu üzerinden kendi kişisel gizlilik ayarlarını yapabilecek. 

     

    Samsung’dan daha iyi bir kullanıcı deneyimi için kişiselleştirilmiş çözümler

    Samsung'un kendi akıllı TV ve mobil cihazlarında kullanılabilen ücretsiz, TV ve video (FAST) izleme platformu Samsung TV Plus’ın izleyici oranı bir yıl içinde yüzde 100'e arttı. Platform üzerinde bu yılsonuna kadar toplam üç milyar saatlik izleme süresine ulaşılması öngörülüyor. Samsung TV Plus, yakaladığı bu ivmeyi daha ileri taşımak için Lionsgate ve Vice Media ile yaptığı işbirlikleriyle hizmet kapsamını daha da genişletti. Böylece, izle-öde sistemiyle 8K video özelliğini de kullanıcılara sunmaya başladı. Samsung TV Plus, 24 ülkeden 1600'ün üzerinde kanal sayısıyla, olağanüstü bir içerik çeşitliliği sağlamak üzere yeniden tasarlandı. Platform ayrıca, yayın birleştirmeyle reklam gösteriminin her zamankinden daha da kolaylaştığı, kusursuz reklam deneyiminde birinci sınıf bir tercih olma özelliği taşıyor.

     

    Samsung akıllı TV’ler NFT desteği ve daha birçok özellikle ile entegre gelişiyor

    Samsung’un 10 yıl önce pazara sunduğu Tizen işletim sistemi (OS) ise sınıfının en iyi kullanıcı deneyimini yaşatıyor. Samsung Gaming Hub ise Xbox, NVIDIA GeForce NOW, Utomik ve Amazon Luna gibi sektör lideri iş ortakları tarafından sağlanan oyunlara Samsung Akıllı TV'ler üzerinden daha kolay erişim sağlıyor. Samsung Gaming Hub, donanım ve yazılımdaki uzmanlığı bir araya getirerek, Samsung Akıllı TV'lerde oyun oynamayı daha sürükleyici bir deneyim haline getirmek için Yapay Zeka Destekli Yükseltme ve çoklu görev gibi özelliklerle entegre edildi. 

     

    Samsung’un işletim sistemi Tizen OS’nin kapsamı da NFT desteği sunmak için Art Token, laCollection ve Nifty Gateway gibi ortaklarla genişliyor. Şirket, B2B müşterileri ve geliştiricilerine yönelik olarak da içeriklerin birden fazla yerde senkronize edilmesini sağlayan Syncplay gibi B2B API'leri sunmaya devam ediyor. Samsung ayrıca, Tizen işletim sisteminin desteklendiği akıllı TV'lerde HDR10+ (en yüksek) kalitesindeki içeriklerin görüntülenmesini sağlayan yeni içerik dönüştürme çözümü SALT'ı da hizmete açtı.

     

    Son olarak piyasaya sürdüğü yeni One UI 5 kullanıcı ara yüzüyle Samsung, kullanıcılara cihazlarının görünümünü kolayca kişiselleştirme özgürlüğü sunarken, üretkenliği artırarak cihazlar ve platformlar arası da kusursuz bir deneyim vadediyor. One UI 5 ara yüzü, yeni Modlar ve Rutinler özelliği sayesinde daha kişiselleştirilmiş deneyimler sunabiliyor. Kullanıcılar, akıllı saatlerde dahil One UI 5 ara yüzüne sahip tüm cihazlarında birden fazla görseli aynı anda görüntüleyen Dinamik Kilit ekranı oluşturabiliyor. Bixby Voice, yeni Bixby Text Call özelliği ile artık aramaları kullanıcılar adına cevaplayabiliyor. Yazılan mesajları arayan kişiyle paylaşabiliyor ve kullanıcıların yazdığı metni doğrudan seslendirebiliyor. One UI 5, sağlık ve zindelik takibi için yeni çözümler de sunuyor. Geliştiricilerin Galaxy Watch'taki BioActive Sensörden yararlanan uygulamalar oluşturmasına olanak tanıyan Samsung Privileged Health SDK (SDK: Yazılım Geliştirme Kiti) de bunlar arasında bulunuyor.

     

    Samsung Ar-Ge Ekibi, gelecek için yeni araştırmalar ve yatırımlara devam ediyor

    Samsung Ar-Ge Ekibi, inovasyon ve açık iş birliğiyle dolu daha iyi bir geleceğe yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Ar-Ge Ekibi, robot kol manipülasyon kodunu GitHub üzerinde kullanıma sunarak akademisyen, araştırmacı ve geliştiricilerin robotik manipülasyon alanında yeni fikirleri araştırmasına katkı sağlıyor.

     

    Ekip, Galaxy Watch5'te sunulan özellikler sayesinde, kalp sağlığı, stres, kan basıncı, akciğer sağlığı ve sinirbilimi gibi alanları keşfedecek üniversiteler ve sağlık kurumları ile işbirliği yapıyor. Böylelikle, önde gelen sağlık alanlarında yapılan araştırmalara hız kazandırarak yeni gelişmeleri besleyebilecek eksiksiz bir SDK (yazılım geliştirme kiti) sunuyor.

     

    Samsung Electronics Başkan Yardımcısı ve Cihaz Deneyimi Bölümü Başkanı ve CEO’su Jong-Hee (JH) Han, konula ilgili değerlendirmesinde, “Samsung olarak cihazlarımızı, platformlarımızı ve hizmetlerimizi daha sade ve kullanışlı olacak şekilde geliştirmeye devam ediyoruz. Bugün, iş ortaklarımız ve geliştiricilerle yaptığımız işbirliklerini daha da ileri taşıdığımız çalışmalarımızı paylaşmak bizleri gururlandırıyor. Teknolojiler daha girift hale gelmeye devam ederken, kullanıcıların kendileri için daha önemli olan şeylere odaklanabilmesini sağlamak amacıyla hayatı kolaylaştırmanın, daha iyi ve esnek bağlantılı özellikler sunmanın yeni yollarını aramaya devam edeceğiz.”

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Prof. Dr. Süleyman İrvan: Daha demokratik bir medya yasası mümkün

    Prof. Dr. Süleyman İrvan: Daha demokratik bir medya yasası mümkün

    Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmeye devam edilen ve 15 maddesi kabul edilen Basın Kanunu ile ilgili yasa teklifinin olumlu ve olumsuz yönlerinin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Süleyman İrvan, meclisin yapılan eleştirileri ve önerileri de dikkate alarak daha demokratik bir medya yasası yapabileceğini söyledi. 

     

    Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, TBMM’de görüşülmeye devam eden, “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” hakkında değerlendirmelerde bulundu. 

     

    Prof. Dr. Süleyman İrvan, dün gece itibarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 15 maddesi kabul edilen yasa teklifinin olumlu ve olumsuz yönlerinin bulunduğunu, meclisin yapılan eleştirileri ve önerileri de dikkate alarak daha demokratik bir medya yasası yapabileceğini ifade etti. 

     

    “İnternet gazeteciliğinin yasal çerçeveye kavuşması olumlu”

    Prof. Dr. Süleyman İrvan, internet gazeteciliğini yasal çerçeveye kavuşturan maddeler ile ilgili olarak şunları söyledi: “Bu yasa teklifinin ilk 18 maddesi, 5187 sayılı Basın Kanunu’nda değişiklikler öngörüyor ve internet medyasını basın kanunu kapsamına alıyor. Bunu olumlu karşılıyorum. Türkiye'de internet gazeteciliği 1995 yılında başladı. 1995 yılından bugüne kadar geçen 27 yılda internet medyası gelişti, hatta neredeyse geleneksel medyanın yerini aldı. Ama buna rağmen hala tanımlanmış, çerçevesi çizilmiş değildi. İnternet medyasında çalışan gazeteciler gazeteci kabul edilmiyor, gazetecilerin sahip olduğu bazı haklardan yararlanamıyordu. İnternet medyasında çalışan gazeteciler basın kartı alamıyordu. Bu sorunun çözümlenebilmesi için geçmişte bazı çabalar gösterilmişti, hatta 2012 yılında bir internet medyası yasa tasarısı da hazırlanmış ama bir mesafe alınamamıştı. Bu teklif ile internet medyasında çalışan gazeteciler yasal olarak da gazeteci olarak kabul edilecekler. Bu iyi.” İfadelerini kullandı. 

     

    “Basın Kartları Komisyonu’nda gazeteci meslek örgütleri ağırlıkta olmalı”

    Basın kartlarının dağıtımı için öngörülen Basın Kartları Komisyonu’nun yapısında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına geniş yetkiler tanındığını belirten İrvan, “Meclis Komisyonlarındaki görüşmeler sırasında Basın Kartları Komisyonu’nun üye sayısı 19’a yükseltildi, ancak bu üyelerin 11’i İletişim Başkanlığı tarafından belirleniyor. Oysa bu komisyonda gazeteci meslek örgütleri ağırlıkta olmalı ve İletişim Başkanlığı organizasyon işini üstlenmeli. Kimin basın kartı alabileceği kararını İletişim Başkanlığı vermemeli. Demokratik ülkelerde basın kartları basın meslek örgütleri tarafından veriliyor. Ancak Türkiye’de bu yükün altından kalkabilecek bütçeye ve altyapıya sahip bir meslek örgütü yok. Bence basın kartlarının basım ve dağıtımının İletişim Başkanlığı tarafından üstlenilmesinin bir sakıncası yok. Yeter ki kimlerin kart alabileceğine ve kimlere kart verilmeyeceğine gazeteci meslek örgütleri karar verebilsin.” şeklinde konuştu.

     

    “İnternet haber sitelerine bazı yükümlülükler getiriliyor”

    Yasa teklifinin 3. maddesi ile internet haber sitelerinin kayıt altına alınmasının amaçlandığını belirten Prof. Dr. Süleyman İrvan, haber sitelerinin künye bilgilerini vermelerinin olumlu olduğunu, ayrıca bu sitelerde yayımlanan haberlerin ilk kez yayımlandığı tarih ile güncelleme yapılmışsa güncelleme tarihlerinin de haberin üzerinde verilmesinin yerinde bir karar olduğunu söyledi. 

     

    “Öyle haber siteleri var ki ne sahibi belli ne iletişim bilgileri var. Bunların bazı kurallara bağlanmasına karşı çıkmak doğru değil” diyen Prof. Dr. İrvan, zaten yasa teklifi ile ilgili tartışmalarda böyle bir karşı çıkışa da rastlamadığını ifade etti.

     

    “Cevap ve düzeltme hakkının uygulanmasında sorunlar çıkabilir”

    Yasa teklifinin 7. Maddesinin, internet haber sitelerinde uygulanacak cevap ve düzeltme prosedürünü tanımladığını ancak uygulamada bazı sorunlar çıkabileceğini belirten Prof. Dr. Süleyman İrvan şunları söyledi:

     

    “Yasa teklifi kabul edilip uygulamaya konduğunda bazı haber sitelerinin ana sayfaları cevap ve düzeltme metinleriyle dolabilir. Neden? Çünkü 5187 sayılı yasanın 14. maddesine yapılan ekte şöyle deniyor: ‘İnternet haber sitelerinde ise zarar gören kişinin düzeltme ve cevap yazısının; sorumlu müdür, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç bir gün içinde, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, URL bağlantısı sağlanmak suretiyle, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır.’ Düzenlemenin olumlu tarafı, cevap ve düzeltme metinlerinin ana sayfada sadece 24 saat kalacak olmasıdır. Aksi takdirde bazı haber sitelerinin ana sayfaları cevap ve düzeltme metinleriyle dolu olabilirdi.” 

     

    “Teklifin 5 maddesi Basın İlan Kurumu Kanunu’nda değişiklik öngörüyor”

    Yasa teklifinin 19, 20, 21, 22 ve 23. Maddelerinin Basın İlan Kurumu Kanunu’nda değişiklikler öngördüğünü belirten Prof. Dr. Süleyman İrvan, bu değişikliklerle haber sitelerinin de resmi ilan ve reklam alabilir hale geleceğini söyledi.

     

    “Bunu olumlu karşılamakla birlikte bazı sorunlara da işaret etmek istiyorum” diyen Prof. Dr. İrvan şunları ifade etti: 

     

    “Sorun şudur: Türkiye’de resmi ilân ve reklam pastası bellidir. Basın İlan Kurumu genel Müdürü Cavit Erkılınç’ın 29 Eylül 2022 tarihinde İstanbul’da düzenlenen bir toplantıda yaptığı açıklamaya göre, mevcut durumda 953 gazete resmi ilan ve reklam alabilmektedir. Şimdi bu rakama haber siteleri de eklenecektir. 2021 yılında Emre Kızılkaya ve ekibi tarafından yapılıp Journo'da yayımlanan bir araştırma haberine göre Türkiye’de 6 bin 500’den fazla haber sitesi bulunmaktadır. Eğer resmi ilan ve reklam pastası aynı kalacaksa her bir haber mecrasında düşecek pay da doğal olarak azalacaktır. Bu durumun basılı gazeteler aleyhine işleyeceğini ve birçok yerel gazetenin kapanmasına yol açacağını öngörüyorum.” 

     

    “29. madde yasa teklifinden çıkartılmalı”

    Yasa teklifinin en sorunlu maddesinin 29. madde olduğunu belirten Prof. Dr. Süleyman İrvan, şunları söyledi: 

     

    “Bu madde, yanıltıcı bilgiyi yayma suçu olarak yeni bir suç tanımlıyor. Maddenin tam hali şöyle: 'Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle; ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.' Her ne kadar suç objektif kriterlere bağlanmış gibi görünse de uygulamada ciddi sorunlara yol açacağını, bu maddeye karşı gösterilen tepkilerin dikkate alınması gerektiğini ve maddenin geri çekilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum.”

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • AJÓ 37400, Uludağ Kadın Basketbol Takımı’nın Yeni Sponsoru Oldu

    AJÓ 37400, Uludağ Kadın Basketbol Takımı’nın Yeni Sponsoru Oldu

    Bursa Uludağ Kadın Basketbol Takımı’nın sponsoru belli oldu. Sınırlı sayıda bulunan kaliteli ürünleri ile Türkiye’nin öncü siyah sarımsak markası AJÓ 37400, ülkemizin önemli basketbol takımlarından Bursa Uludağ Kadın Basketbol Takımı’nın sponsorluğunu üstlendi.

     

    Taşköprü’nün verimli topraklarında üretilen, kaliteli siyah sarımsakları ile bulunduğu sektörde öncü haline gelen ve faaliyet alanlarını her geçen gün daha da genişleten AJÓ 37400, bir taraftan da gerçekleştirdiği marka iş birlikleri/sponsorluklarla adından sıkça söz ettiriyor. Sektörel anlamda çeşitli başarılarla ön planda olan siyah sarımsak markası, şimdi de yepyeni bir sponsorluk anlaşmasına imza attı. İmzalanan anlaşmayla AJÓ 37400, Bursa Uludağ Kadın Basketbol Takımı’nın yeni sponsoru oldu. 

     

    MURAT ILIMAN: “KADIN BASKETBOL TAKIMIMIZA KATKI SAĞLAMAK BÜYÜK MUTLULUK”

    AJÓ 37400 Marka Kurucusu Murat Ilıman: “İçinde bulunduğumuz sektör başta olmak üzere ülkenin her alanında kadın istihdamının arttırılması en önem verdiğimiz unsurlardan biri. Özellikle son dönemlerde birçok kadın sporcumuzun ön plana çıkıyor olmasını çok kıymetli buluyoruz. Bu anlamda, AJÓ 37400 olarak Bursa Uludağ Kadın Basketbol Takımı ile çıktığımız bu değerli yolculukta, onlara destek verecek olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyuyoruz. Güçlerimizi birleştirerek, değerli takımımızın başarılarına katkı sağlayacağımıza ve ülkemize çeşitli gururlar yaşatacağımıza olan inancımız tam.” Açıklamasında bulundu.

     

    BERK ALADAĞ: “AJÓ 37400’ÜN DESTEĞİ BİZİ ÇOK DAHA GÜÇLÜ KILIYOR”

    Uludağ Kadın Basketbol Takım Başkanı Berk Aladağ: “Bursa Uludağ Kadın Basketbol Takımı olarak, AJÓ 37400 gibi geniş faaliyet alanlarına sahip ve sektörel başarılarıyla adından söz ettiren bir markanın sponsorluğunda sahaya çıkmak bizi çok daha güçlü kılıyor.  Önümüzde yoğun, mücadele dolu maçlar var ve ülkemizi gururlandırarak gençlerimize ilham kaynağı olabilmek adına çok çalışıyoruz. Bu süreçte AJÓ 37400 markasının da desteğiyle çeşitli galibiyetler ve başarılar elde edeceğimize yürekten inanıyoruz.’’ dedi

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Kekemeliğe Dair Tabuları Yıkan İletişimci: Sabancı Vakfı Fark Yaratanı Seda Fırın

    Kekemeliğe Dair Tabuları Yıkan İletişimci: Sabancı Vakfı Fark Yaratanı Seda Fırın

    Sabancı Vakfı 13. Sezon Fark Yaratanı Seda Fırın, kekemelik konusunda farkındalık yaratmak ve bu konuda oluşan önyargıları kırmak için çalışmalar gerçekleştiriyor. Fırın, kurmuş olduğu Kekele TV kanalıyla kekemeliği, topluma gerçek, yaşanmış olaylar üzerinden, kekemeliği olan bireylerin hikayeleriyle aktarıyor.

     

    Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı’nın 13. Sezonunda Fark Yaratan seçilen Seda Fırın, çocukluk döneminden itibaren kekemeliği ile yaşantısını sürdürüyor. Öğrenim hayatı boyunca akran zorbalığı ve yetersiz hissettirilme gibi durumlarla karşılaşan Fırın, hem kendi hayatında hem de toplumda bir değişim yaratabilmek amacıyla çalışıyor.

     

    Seda Fırın bu kapsamda kekemeliği olan bireylerin toplumda görünür olmasını sağlamak amacıyla Kekele TV’yi kurdu. 2019 yılında, 22 Ekim Kekemelik Farkındalık Günü’nde YouTube üzerinden yayın hayatına başlayan Kekele TV; net olarak bilinmeyen kekemelik sorununu doğru bir şekilde anlatmayı, kekemeliği sebebiyle kendini toplumdan soyutlayan bireylerin sosyal hayata katılımlarını artırmayı, onları içinde bulundukları karamsarlıktan kurtararak motive etmeyi ve dil konuşma terapistlerine yönlendirmeyi amaçlıyor. 

     

    İletişim Fakültesi mezunu olan Fırın, kendisini “kekemeliği olan bir iletişimci” olarak tanımlıyor. Öğrenim hayatındaki kazanımlarını aynı zamanda bir dayanışma ağı olan Kekele TV’ye aktaran Seda Fırın, kamuoyuna kekemeliğin ne demek olduğunu doğru bir şekilde anlatmak istiyor. 

     

    Seda Fırın’ın Kekele TV ile birlikte Türkiye’de üzerine çok düşünülmeyen kekemelik konusunda farkındalık yarattığını belirten Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, “Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de yaklaşık 1 milyon kekemeliği olan birey bulunuyor. Bu konuya dikkat çeken ve toplumda bir değişim yaratmak için yola çıkan Seda Fırın’ın yaptığı çalışmaları takdir ediyoruz.  Kekemeliği olan bireylerin maruz kaldıkları ayrımcılıkla mücadele eden Seda Fırın’ın girişimi Kekele TV’nin de daha çok insana ulaşması için desteğimizi sürdüreceğiz. Bu değişimin parçası olmaktan gurur ve mutluluk duyuyoruz.” dedi.

     

    Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı, 2009 yılından bu yana Türkiye’de toplumsal gelişmeye katkıda bulunan bireylerin yarattıkları olağanüstü etkileri görünür kılmak ve topluma ilham vermek amacıyla gerçekleştiriliyor. 

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Prof. Dr Osman Yılmaz: Birlikte Daha Güçlüyüz

    Prof. Dr Osman Yılmaz: Birlikte Daha Güçlüyüz

    İzmir Veteriner Hekimleri Odası seçimlerine sayılı günler kala camianın yakından tanıdığı Prof.Dr.Osman Yılmaz ve ekibi adaylığını açıkladı.

     

    İzmir Veteriner Hekimleri Odası’nın (İzmir VHO)  2022-2024 yıllarını kapsayacak Genel Kurul 15 Ekim 2022 saat 13:00’de seçimi ise 16 Ekim 2022 saat 09:00/17:00’de gerçekleşecek. Genel kurul Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü’nde yapılacak.

     

    Genel Kurul heyecanı yaşayan Veteriner Hekimler sayısız başarıları ve ekip çalışmasına verdiği önemle tanınan Prof.Dr.Osman Yılmaz’a aday olması konusunda baskı yaptı. Talepleri değerlendiren Prof.Dr.Yılmaz oluşturduğu ekiple birlikte göreve talip olduklarını açıkladı.

     

    "Elimizi taşın altına koymaya hazırız"

    İzmir Veteriner Hekimler Odası başkanlığına adaylığını açıklayan Prof.Dr.Osman Yılmaz, "Ekibimle tüm meslek camiamızın ve üyelerimizin ortak paydası olan mesleğimizin kurumsal yapısının gelişmesi, güçlenmesi, meslektaşlarımızın daha mutlu ve huzurlu yarınlara ulaşması, mesleğimizi ve odamızı üyelerimizin gururla savunabileceği, İzmir’e yaraşır bir şekilde yeni bir vizyon ile Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına taşımayı, bunun   için bıkmadan, usanmadan çok çalışmayı hedefliyoruz. Ülkemizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tarım ve hayvancılık sektörüne bakış açısından yola çıkarak, dünyada çok önemli bir potansiyele sahip ülkemizin ithalat yapan bir ülke değil tarım ve hayvancılıkta üreten, ihraç eden bir konuma gelmesi için çaba göstereceğiz. Tarım sektöründe çiftçimizin, yetiştiricilerimizin yaşadıkları, çektikleri sıkıntılarının farkındayız. Bu konuda meslek olarak büyük sorumluluklarımızın olduğunun bilincindeyiz. Çözüm üretmek için elimizi taşın altına koymaya hazırız. Tarım sektöründe çiftçimizin, yetiştiricilerimizin yaşadıkları sorunlar aynı zamanda bizlerin sorunudur. Çünkü bu sektörde çok sayıda meslektaşımız faaliyet göstermekte, onların yaşadıkları sıkıntılar aynen bizim meslektaşlarımıza da yansımaktadır" dedi.

     

    "Kent sağlığına hizmet veriyoruz"

    Veteriner hekimlik mesleğinin tarım ve sağlık sektörleri arasında köprü vazifesi gördüğünü dile getiren Yılmaz, "Mesleğimiz hem tarım sektörüyle hem sağlık sektörüyle ilişkisi olan bu iki sektör arasında adeta köprü vazifesi gören dünyada eşi ve benzeri olmayan tek meslektir. Bir yandan insan ve hayvan sağlığının korunması ve güvence altına alınması için hizmet verirken diğer yandan halkımızın dengeli ve sağlık beslenmesi için kamuda bakanlık teşkilatı ve fakülteleriyle birlikte, özel sektörde, serbest olarak mesleklerini icra eden tüm meslektaşlarımız hayvancılık sektörünün çeşitli alt sektöründe ve gıda sektöründe gece gündüz çalışarak hizmet veriyoruz. İzmir’in kent merkezinde hatta ilçelerinde küçük hayvan (pet) klinikleriyle serbest olarak çalışan, mesleklerini icra eden meslektaşlarımız klinikleriyle İzmir merkezinde ve ilçelerinde kent sağlığına büyük hizmet vermektedirler. Verdikleri koruyucu sağlık hizmetiyle kentlerimizin sağlığının korumasına büyük katkıda bulunmaktadırlar" diye konuştu.

     

    "Birlikte daha güçlüyüz"

    Veteriner hekimlerin yaşadıkları sıkıntıları vurgulayan Yılmaz, "Özverili çalışan meslektaşlarımızın ödüllendirilmesi gerekirken özlük haklarının iyileştirilmemesi, hak ettikleri ücreti alamamaları çok üzücü. Meslektaşlarımızın verdikleri hizmetin karşılığı olan  hak ettikleri ücreti alabilmeleri için çaba göstereceğiz. Her meslekte olduğu gibi mesleğimizin karşılaştığı bir takım sorunlar, sıkıntılar elbette bulunmakta. Bu sorunların çözümü için ayrışma yerine birlikte hareket etme ve çözüm üretme bilincinin yerleşmesini sağlayacağız. Veteriner hekimlik mesleği dünya üzerinde en saygın mesleklerden birisi olmasına rağmen ülkemizde istenen ve özlenen saygınlığı görmemekte. Katılım platformu adayları olarak mesleğimizin istenen ve özlenen saygınlığını arttırmayı, meslektaşlar arası iletişimi ve güçlü iş birliğini sağlamak, daha güçlü ses oluşturmak ve tüm meslektaşların çıkarlarını gözetmek için birlikte daha güçlüyüz sloganı ile çıktığımız bu yolda tüm meslektaşlarımızın desteğini bekliyoruz. Meslektaşlarımızın desteği ile tüm sorunlarımızın üstesinden rahatlıkla gelebiliriz. İzmir Veteriner Hekimleri Odamız geçmişi çok eski yıllara dayanan köklü bir alt yapıya ve geçmişe sahip, Türkiye’nin sayılı güçlü, dinamik meslek örgütlerinden birisidir. Sloganımız; 'Birlikte Daha Güçlüyüz'" dedi.

     

    "Mesleğimiz her sektörde kıymetli"

    Kendisi hakkında bilgi veren İzmir Veteriner Hekimleri Odası Başkan Adayı Prof. Dr. Osman Yılmaz, "1988 yılında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesinden mezun oldum. 1989-1993 Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesinde Anatomi doktoramı tamamladım.1994-1996 yılları arasında Uludağ Üni. Veteriner Fakültesinde öğretim görevlisi olarak çalıştım.1999’da Dokuz Eylül Üni. Tıp Fakültesi Öğretim Görevlisi olarak çalışmaya başladı, 2000 yılında Doçent ve 2005 yılında Profesör oldum. Dokuz Eylül Üniversitesinde idari (DEÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü Laboratuvar Hayvanları Bilimi Anabilim Dalı Başkanlığı, DEÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanlığı, DEÜ HADYEK Başkanlığı) ve akademik görevlerimi sürdürmekteyim" açıklamalarında bulundu.

     

    Başkan Adayı Prof. Dr. Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:  "Veteriner Hekimler olarak mesleğimizin farklı sektörlerde yer aldığının bilincinde bir akademisyen olarak üyesi olduğum meslek örgütlerimiz tarafından verilen görevleri her zaman memnuniyetle kabul ettim. Meslektaşlarımızın ve mesleğimizin sağlık sınıfı olarak kabul görmesinde kilit nokta olan Tek Sağlık çalışmalarının önemi için İzmir Veteriner Hekimleri Odası çatısında yıllardır yapılan çalışmaların yürütücüsü olmaktan hep gurur duydum. Yine kendi alanımda mesleki yeterliliğimizin önemini vurgulamak adına; 2004 yılında YÖK tarafından onaylanan ülkemizde ilk kurulan Laboratuvar Hayvanları Bilimi AD ile lisansüstü eğitimin başlamasını sağladım.  Akademik hayatım boyunca 250’nin üzerinde ulusal ve uluslararası dergilerde yer alarak 8000 in üzerinde atıf almış yayınım bulunmaktadır. Tübitak Akademik Bilim Teşvik Ödülü ve DEÜ Başarılı Bilim İnsanı Ödülünü aldım. Çok sayıda ulusal ve uluslararası organizasyon komitesinde görev almakta, yurtiçi ve yurtdışı Sivil Toplum Kuruluşları ile ortak çalışmalarda bulunmaktayım. Tüm bu çalışmalarım gerek bireysel anlamda birikimlerimin gerekse mesleğime olan saygı ve bağlılığımın göstergesi olan faaliyetlerimin bir kısmıdır. Özellikle yıllardır insan sağlığı camiası içinde yer alan bir bilim insanı olarak, mesleğimizin her sektörde kıymetli olduğunu anlatmaya dair arzum, inancım ve birikimim tamdır."

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Obeziteye neden olan 10 hata

    Obeziteye neden olan 10 hata

    Kaliteli bir yaşam sürmede sağlıklı beslenmenin rolü çok önemli. Hatalı yeme davranışlarının obezite gibi birçok kronik rahatsızlığa yol açabildiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Özellikle normalden fazla besin tüketmek, yemekleri hızlı ve büyük lokmalar halinde yemek, sofradayken başka aktivitelerde bulunmak ve uzun süre sofrada kalmak gibi hatalı beslenme davranışları obezitenin ana nedenleri arasında yer alıyor. Obeziteyle sonuçlanabilecek yanlış beslenme alışkanlıklarından ve davranışlardan uzak durulmalı” açıklamasında bulundu. 

     

    Obezitenin birçok hastalığa eşlik ettiğini ve obezite riskini azaltmak için sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinilmesinin önemini dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Toplam enerji alımının uzun süreli harcanan enerjiden daha fazla olması obezite ile sonuçlanabilir. Yine aynı şekilde, yenilen besinlerin özellikle basit karbonhidrat oranının yüksek olması, fazla alınan enerjinin vücutta yağa dönüştürülüp depolanması ile yine kilo artışına neden olabilir” dedi. 

     

    Obezitenin en önemli tedavisi cerrahi

    Günümüzün en büyük sağlık sorunlarından biri olan obezitenin tedavisinde en etkili sonuçların cerrahi müdahalelerle alındığını söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Tüm tedavi yöntemleri ele alındığında elde edilen bilimsel birikimin obezite ve tip 2 diyabet tedavisindeki en etkili sonuçların cerrahi müdahalelerle alındığını gösteriyor. Bu yöntemlerin bir bölümü sadece obezitenin tedavisinde değil, tip 2 diyabet ve eşlik eden diğer hastalıkların tedavisinde de etkili ve kalıcı sonuçlar alıyor. Özellikle son 30 yılda obezite ve tip 2 diyabetin cerrahi tedavisi için geliştirilen birçok yöntem bulunuyor. Zaman içinde bu yöntemlerin bazıları terk edilirken, bir bölümü de etkili uzun dönem sonuçları sayesinde günümüzde de başarı ile uygulanmaya devam ediyor” dedi.

     

    Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, bireyleri obeziteye götüren 10 hatalı yeme davranışını şu şekilde sıraladı: 

    1. Normalden fazla besin tüketmek.
    2. Özellikle çalışan bireylerde sağlıklı besinler yerine fast food gibi yenmeye hazır, enerji yoğunluğu yüksek besinleri çok tüketmek.
    3. Akşam eve geldikten sonra yemek zamanına kadar atıştırmak ve sonra tekrar yemek yemek.
    4. Hızlı yemek, büyük lokmalar almak, az çiğnemek, çatalı kaşığı elinden hiç bırakmamak.
    5. Öğün atlamak, öğün aralarında sürekli bir şeyler atıştırmak.
    6. Yemek yerken sohbet etmek, televizyon seyretmek, kitap okumak, cep telefonuyla ilgilenmek gibi ilgiyi dağıtacak başka aktivitelerle uğraşmak.
    7. Uzun süre sofrada kalmak; sıkıntı, stres ve öfke durumlarında aşırı yemek.
    8. Ziyaret ve davetlere sık katılmak ve ikramları reddedememek.
    9. Akşam yemeğinden sonra yatıncaya kadar sürekli olarak bir şeyler atıştırmak ve/veya gece uykudan uyanıp yemek. 
    10. Az su içmek ya da hiç su içmemek. Su yerine yüksek enerjili/şeker eklenmiş içecekleri tercih etmek.

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Başkan Abdullah Özyiğit, Mersinlileri festivale davet etti

    Başkan Abdullah Özyiğit, Mersinlileri festivale davet etti

    Mersin Yenişehir Belediyesi ve Mersin Rotary Kulübü işbirliği ile bu yıl dördüncüsü düzenlenecek olan Mersin Kushimoto Sokak Sanatçıları Festivali, Cumartesi günü yapılacak. Mersin Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit tüm Mersinlileri karnaval havasında geçecek 4.Mersin Kushimoto Sokak Sanatçıları Festivali’ne davet etti.

     

    4.Mersin Kushimoto Sokak Sanatçıları Festivali kapsamında Anadolu blues müziğinin sevilen ismi Can Gox Mersinlilerle buluşacak. Eski şarkılara kendine has yorumu ile yeniden hayat veren Can Gox Mersinlilere unutulmaz bir gece yaşatacak.4.Mersin Kushimoto Sokak Sanatçıları Festivali’nde müzisyenler, ressamlar, dans grupları ve performans sanatçıları yeteneklerini sergileyecek. 15 Ekim saat 10.00’da başlayacak olan festival kapsamında Kushimoto Sokağı trafiğe kapatılacak. Sokak sanatçıları akşam saat 20.00’ye kadar yeteneklerini sergileyecek. Festival kapsamında Mersin’de yaşayan sokak sanatçılarının yanı sıra farklı şehirlerden gelen sanatçılarda sahne alma imkanına sahip olacak.Saat 20.30’daÖzgecan Aslan Barış Meydanı’nda düzenlenecek konserde ise “Haydar Haydar, Neredesin Sen, Ah Bir Ataş Ver” gibi türkülere sesi ile hayat veren Can Gox, festivali taçlandıracak.

     

    Başkan Özyiğit, “Bu festivali kaçırmayın”

    Mersin Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit Mersinlileri 4.Mersin Kushimoto Sokak Sanatçıları Festivali’ne davet etti.Başkan Özyiğit Mersin'in en renkli ve en eğlenceli festivali, 4.Mersin Kushimoto Sokak Sanatçıları Festivali’miz başlıyor. Tüm hemşehrilerimi 15 Ekim Cumartesi günü 10.00 ile 20.00 saatleri arasında Kushimoto Sokağı’na, saat 20.30’da ise Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda düzenleyeceğimiz Can Gox konserimize bekliyoruz. Sanat ve eğlence dolu bir gün geçirmek için bu festivali kaçırmayın!” sözüyle festivale katılım çağrısı yaptı.

     

    Mersin Rotary Kulübü Başkanı Berdan Doğan ise festivale gelen katılımcıların yüzde yirmisinin şehir dışından olduğunu söyleyerek “Mersin’in renkli festivali 4.Mersin Kushimoto Sokak Sanatçıları Festivali ulusal statü kazanma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Mersin halkımızı festivalimize bekliyoruz“  şeklinde konuştu.

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Seferihisar’ın Çınarları Buluştu

    Seferihisar’ın Çınarları Buluştu

    Seferihisar Belediyesi’nin yürütücülüğünde gerçekleşen ‘’Seferihisar’ın Çınarları-2’’ kitabının lansman etkinliğinde Seferihisar tarihine yön veren çınarlar bir araya geldi. 

     

    Seferihisar’a dair bir sözlü tarih anlatısı yaratmayı amaçlayan ve ilki 2013 senesinde hazırlanan kitabın ikincisi, ilçenin kurtuluşunun 100. Yılında asırlık hikayeleri gün yüzüne çıkartıyor. 

     

    Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin ev sahipliğinde gerçekleşen kitabın lansman etkinliğinde bir araya gelen çınarlar arasında duygu dolu anlar yaşandı. 

     

    Yetişkin: ‘’ Sizler Seferihisar’ın tarihini yazdınız’’ 

    Bugün sizin karşınıza belediye başkanı olarak değil, oğlunuz, yeğeniniz, Seferihisar’ın çocuğu İsmail olarak çıkıyorum diyerek konuşmasına başlayan Başkan Yetişkin, ‘’Emeğinize, bana ve Seferihisar’a kattıklarınızdan dolayı hepinize çok teşekkür ederim. Bir şehri hikayeler var eder. Sizler de yaşadığınız hikayeler ile Seferihisar’ın tarihini yazdınız. İlk mandalinanın ekiminden, bandonun kuruluşuna, ilk sinemanın açılışından tutun da şehre ilk beyaz eşyanın gelmesine kadar  hepinizin her şeyde  emeğiniz var. Bana Seferihisar’ı soranlara aslında sizleri anlatıyorum. Sizlerin yetiştirdiği fidanların hikayelerini anlatıyorum.  Eğer Seferihisar bugün Türkiye’nin gözdesi ise emin olun bunda payınız çok büyük. Biz bu kitabı sizden sonraki nesillerin sahip oldukları değerleri ve kendilerine kalan mirası yaratanları iyi tanımaları için hazırladık” diyerek samimi konuşması ile misafirleri duygulandırdı.

     

    ‘’Bu toprakların en büyük değeri bir arada yaşama kültürü’’ 

    Seferihisar Belediyesi Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürü İnanç Karabulut ise projenin sözlü bir tarih kitabı olduğunu vurgulayarak “Yaşadığınız yerin derin bir geçmişi varsa geleceğe bırakılan en büyük kültür eserlerinden biridir. Kitap ile birlikte bir kez daha bu toprakların en büyük değerinin, kavgasız gürültüsüz bir arada yaşama kültürünün zenginliği olduğunu gördüm. Herkes çocuğunu komşusuna emanet eder, birbirine güvenirdi. Kitabın ilkini Tunç Başkan ile 2013’te çıkarmıştık. Ne mutlu o ekibin de bir parçasıydım. Şimdi de bu toprakların çocuğu, ağabeyimiz, belediye başkanımız İsmail Yetişkin sayesinde geleceğe en güzel eserlerden birini bırakmanın gururunu yaşıyoruz.” dedi.

     

    Seferihisar’da yaşanan muhteşem buluşmada tarih adeta yeniden canlanırken anılar tazelendi. Anlamlı gecede çınarlara plaket takdim edilirken, Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin projede emek harcayan gazeteci Sevil Ege’ye, İnanç Karabulut’a ve ekip arkadaşlarına çok teşekkür etti. Aynı zamanda kısa belgesel serisi olarak da hazırlanan kitabın videolarına Seferihisar Belediyesi Youtube kanalından erişilebilir.

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı